"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni olamayacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.04.2008...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *fiili ayrılık başlı başına boşanma sebebi sayılamayacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2007...
Aile Mahkemesi TARİHİ :10.06.2013 NUMARASI :Esas no:2012/1002 Karar no:2013/758 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; tazminat ve nafakaların miktarı yönünden, davalı (koca) tarafından ise; hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık sebebiyle boşanma talep edildiğinin ve mahkemece de Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi gereğince boşanmaya karar verildiği halde hüküm fıkrasında 166/1 maddesinin yazılmasının maddi hataya dayalı olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine...
GEREKÇE: Dava; fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dosya içeresinde mevcut bulunan nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinde; tarafların 16/12/1995 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek reşit çocuklarının olduğu görülmüştür. Mahkemece; davacı tarafından daha önce açılan evlilik birliğinin sarsılmasına dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, red kararının 14/09/2011 tarihinde kesinleştiği, bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçtiği halde tarafların bir araya gelerek ortak hayatı yeniden kuramadıklarının tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların TMK.nun 166/son maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir....
Davalı verilen kararı; kusur belirlemesi ve boşanma hükmü yönünden istinaf etmiştir. Davacı istinaf başvurusuna cevap vererek, reddini talep etmiştir. Dava; Fiili ayrılık hukuki sebebine (TMK'nın 166/son mad.) dayalı boşanma ve ferileri istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek vasisi tarafından önce TMK.nun 166/1 maddesine göre açılmış, daha sonra ıslah edilerek TMK.nun 166/son maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir. 1- Mahkemece davalı erkeğin bu davaya dayanak olan ve reddedilen boşanma davasını açarak boşanma sebebi yarattığı, sonrasında da birlikte yaşamaktan kaçınması nedeni ile tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; davaya dayanak yapılan ve red ile sonuçlanan davanın davacısı kadın olup dava açmakla boşanma sebebi yaratma kusurunun erkeğe yüklenmesi mümkün değildir. Bunun dışında erkeğe yüklenen kusurlardan "fiili ayrılık süresinde başka bir kadınla evlilik dışı yaşaması ve Sema isimli kadından olan çocuğun erkeğin nüfus kayıt hanesinde kayıtlı bulunması" kusuru kadın tarafından dayanılan vakıa olmadığından erkeğe yüklenmesi hatalı oluştur. Davacı erkeğe yüklenen fiziksel şiddet kusurunda ise bir isabetsizlik görülmemiştir....
Terk hukuki sebebine dayalı olarak açılmış bir boşanma davası da bulunmamaktadır. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı olup, bu düzenlemeye göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Davalı kadının herhangi bir kusuru kanıtlanamamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Bu durumda, yukarıda açıklanan sebeple davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.07.2017 (Salı)...
Kaldı ki, boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılık sebebine dayanılarak açılmıştır. Daha önceki boşanma davasının davacı tarafından açıldığı, "davalıya atfedilebilecek bir kusur tespit edilmediğinden" reddedildiği, kararın 29.05.2009 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl içinde tarafların biraraya gelmedikleri ortak hayatın yeniden kurulamadığı da tartışmasızdır. Boşanma davasının reddine ilişkin karar, davalının o davaya kadar gelinen süreçte kusurunun bulunmadığına kesin hüküm teşkil eder. Bu kesin hüküm karşısında tanıkların sözü edilen davadan önceki beyanlarına dayanılarak artık kadına kusur yüklenemez. Fiili ayrılık süresi içinde davalıya atfedilebilecek bir kusur da ispat edilmemiştir. O halde, davalının kusurlu olduğuna karar verilemez. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Asıl ve karşı dava; TMK'nın 166/4 maddesi uyarınca eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki taleplere ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, daha önce eşlerden biri tarafından açılmış ve retle sonuçlanıp kesinleşmiş bir boşanma davasının mevcudiyeti ile bu kesinleşme tarihinden itibaren en az üç yıl süreyle evlilik birliğinin yeniden kurulamamış olması gerekli ve yeterlidir. Fiili ayrılık nedenine dayalı bu boşanma davasında boşanma kararı için kusur araştırılması gerekmez. Kusur, boşanmanın eki olan nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesinde bir unsur olarak araştırılması gerekir. Erkeğin açtığı davanın reddi ve bu ret kararının kesinleşmesiyle kadın kusursuz hale gelmiştir. Bu nedenle redle sonuçlanan davadan önceki olaylar artık kadına kusur olarak yüklenemez. Reddedilen dava sonrası kadının kusurlu bir davranışı ise ispatlanmamıştır....
GEREKÇE : Asıl dava; fiili ayrılık nedenine dayalı (TMK.nun 166/son) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı (TMK.nun 166/1 ) boşanma, karşı dava ise;evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı (TMK.nun 166/1 ) boşanma davası niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....