WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalı ile çay bahçesi ve lokanta işletmek üzere adi ortaklık sözleşmesi imzaladığını, demirbaş alımı ve masraflara mahsuben 75.000 YTL ödediğini, davalının sık sık para istediğini ancak hesap vermediği, kar payı da ödemediğinden 1.12.2004 tarihli ihtarla adi ortaklığı feshederek yaptığı masrafları istediğini bildirerek ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının 75.000 YTL ödemediğini, masraflara katılmadığını, taşınmazın imarı ve tefrişini kendisinin yaptığını, kar payı elde edemediğini, bu aşamada feshin iyiniyetli bir davranış olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kiraladığı çay bahçesi ve lokantaya ortak olduğu halde kar payı ödenmediği ve hesap verilmediğinden adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini talep etmiştir....

    (ŞİRA) ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tespit edildiğini ve adi ortaklığını 195.990,000 TL sözleşme bedelli Anadolu yakası Adalet Binası İnşaatını yükümlendiklerini, adi ortaklığını fesih ve tasfiyesi hususunda İcra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek ...-... adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ...'ya bazı icra dosyaları kapsamında borç bulunduğunu, ancak 89/1 haciz ihbarnamesi ile ...'ın ve adi ortaklığın borçlu kılınamayacağını, adi ortaklık tasfiye payına haciz uygulanmadığını, adi ortaklık yetki belgesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... tarafından borcun varlığı kabul edilen icra dosyaları içerisinde dayanak ... 11....

      haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili daha sonra verdiği dilekçesinde asıl davayı takip etmediklerini bildirmiştir....

        İmzası davalı tarafından inkar edilmeyen bu sözleşme gereğince taraflar arasında Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir adi ortaklık ilişkisinin meydana geldiğinin kabulü gerekir. Davalının ortaklığı feshettiğini bildirdiğine göre davacının dava ettiği talepler dikkate alındığında ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

          Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında, eldeki davada davacının ortaklığa konu lokantadaki demirbaşların değerinin ödenmesi yönündeki talebinin, davalı ... ile aralarındaki adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olduğu gözetilmek suretiyle, uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

            Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleriyle alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Tasfiye usulünü düzenleyen TBK'nın 644.maddesi gereğince; ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir....

              nin 24/12/2013 tarihinde sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, bunun üzerine mahkemece mezkur şirketi ihya etmek ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmek üzere taraflarına süre verildiğini belirterek, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ... sicil numarasında kayıtlı ... Akaryakıt Pazarlama Turz. İnş. Nak. ve Tic. A.Ş.'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; tasfiye halinde ... .... Paz. Turz. İnş. Nak. ve Tic. A.Ş. hakkında ... 1.Noterliği'nin 18/02/2015 tarih ... sayı ile tasdikli fesihnamesi ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, söz konusu fesih ve tasfiye kararının 27/02/2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiğini, müvekkili müdürlükçe TTK ve ilgili mevzuata uygun olarak ... .... Paz. Turz. İnş. Nak. ve Tic. A.Ş.'...

                Sayılı kararı ile kanuni mirasçılarının da mirası reddettiğini ve şahsın terekesinin tasfiyesi işlemlerinin İzmir 10. İcra Müdürü ... tarafından yürütüldüğü hususlarının tespit edildiğini, ödevli ... Metal ve Hırd. Elk. Ve İnş. Malz. Ltd. Şti'ne ait kamu alacağına ilişkin tarhiyatların tebliğinin ve takip işlemlerinin devamının gerekliliği göz önünde bulundurularak şirketin temsile yetkili organının bulunmaması ve bu eksikliğinin giderilememesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanmasının talep etme zorunluluğunun doğduğunu bildirerek ... Metal ve Hırd. Elk. Ve Inş. Malz. Ltd. Şti'nden amme alacağının tahsil edilmesi ve tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla anılan şirketin temsile yetkili zorunlu organ eksikliğinin giderilememesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasını ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporu TBK 642 ve devamı maddelerine uygun tanzim kılınmamıştır; bu itibarla hükme esas teşkil edemez. 2-)Kaldıki davalının da, davacı ile aralarında bulunan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istediğine dair (fesih ve tasfiye yönünden) kabule yönelik beyanları nazara alındığında; fesih ve tasfiye istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirmiştir . Öyle ise mahkemece, bu ilkeler esas alınmak suretiyle yapılacak yargılama neticesinde alınacak uzman bilirkişi kurulundan alınacak rapor doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporunun dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3-) Bozma kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir ....

                    Davacı vekili, haklı sebeplerin gerçekleştiğini iddia ederek davalı şirketin fesih ve tasfiyesini istemiş, bilirkişi raporunun alınmasının ardından ise fesih ve tasfiye olmazsa bilirkişinin belirlediği kârdan davacının payına düşenin ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece, kâr eden şirketin 2000 yılından beri kâr payı dağıtmadığı, bu hususun davacı yönünden haklı sebep teşkil ettiği gerekçesiyle fesih ve tasfiye talebinin reddine, alternatif çözüm olarak davalının dava tarihi itibariyle elde ettiği kârdan davacının hissesine tekabül eden miktarın tahsiline karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 636/3. maddesi uyarınca mahkemece, fesih istemi yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilecekse de Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre kâr payının dağıtılmaması TTK'nın 636/3. maddesi kapsamında şirketin feshi için haklı bir sebep olarak kabul edilemez....

                      UYAP Entegrasyonu