Bu anlamda 6102 Sayılı TTK'nun 531. maddesinde öngörülen, haklı sebeple feshin şartlarının oluştuğu sonucuna varılmıştır. 6102 Sayılı TTK'nun 531. maddesi anlamında, davalı şirketin içinde bulunduğu durum da dikkate alınarak, fesih dışında başka bir çözümün de davalı şirket bakımından yerinde bulunmadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle, davacı tarafın tasfiye memurunun kim olacağına yönelik beyanları ve davacı tarafın tasfiye memuru için takdir edilecek ücreti ödemeyi kabul etmesi hususları da gözönüne alınarak davanın kabulüne yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün ...-0 sicil numarasında kayıtlı davalı... ŞİRKETİ'nin FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirkete, mali müşavir ...'...
Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de, davada uygulanması gereken 6102 sayılı TTK'nın 636. maddesi gereği fesih ve tasfiye için haklı sebebin oluşup oluşmadığı ve kusurun kimde bulunduğu üzerinde durulmamış, bu konuda gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararının gerekçesinde hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taraf iddia ve savunmaları üzerinde durularak 636. maddedeki koşulların oluşup oluşmadığı, şirketin feshi için haklı sebep bulunup bulunmadığı, kusurun hangi tarafta olduğu gözetilmek ve ayrıca yasanın 636/3. fıkrasındaki haller de değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, bu hususlarda hiçbir gerekçeye yer verilmeksizin yazılı gerekçelerle sonuca varılarak fesih ve tasfiyeye karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
nin Adana 1.Noterliğinin 25/06/2015 tarih ... sayılı ile tasdikli tasfiye sonu kararı ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, söz konusu fesih ve tasfiye kararının müvekkili tarafından 25/06/2015 tarihinde tescil edildiğini, müvekkili Müdürlük tarafından yapılan tüm işlemlerin yasa, yönetmelik ve mevzuata uygun olarak yapıldığını, bu nedenle müvekkili müdürlüğe izafe edilecek bir kusur olmadığı gibi iş bu davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini, müvekkilinin zorunlu hasım olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirtmiştir. ...nden davaya konu 61198 ticaret sicil numaralı ... ve .... Ltd. Şti.'nin sicil dosyasının incelenmesinde; ihyası istenen şirketin 05/11/2013 tarihinde şirketin tasfiyeye girdiği, ...'ın tasfiye memuru olarak atandığı ve 25/06/2015 tarihinde tasfiyesi sona erdiğinden kaydının silindiği anlaşılmıştır. İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2019/... E. Sayılı takip dosyasında; alacaklı ... A.Ş....
Ve Tic. Ltd. Şti. ve ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye yargılama aşamasında gerçekleştirildiğinden tasfiye memuru atanmasına yer ve gerek olmadığına, davalı ... İnşaat Nakliyat Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti.nin tasfiye payına herhangi bir para düşmediğinden icra dosyası üzerinden paylaştırma yapılması talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı süresi içinde asli müdahale talebinde bulunan ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir. Yargılama sırasında dava dışı ... vekili 12/06/2015 tarihli dilekçesi ile asli müdahale talebinde bulunmuş, mahkemece 22/01/2018 tarihli ara kararı ile asli müdahale talebinin reddine karar verilmiştir. Asli müdahale 6100 sayılı HMK'nun 65.maddesinde düzenlenmiştir....
Bilirkişi kurulu raporundaki tespitler ve tarafların itirazları dikkate alınmak suretiyle tasfiye memurundan nihai tasfiyeye ilişkin 01/10/2021 tarihli rapor alınmıştır. Tasfiye memuru tarafından tasfiye alacağı olarak terditli olarak hesaplama yapılmış, bilirkişi kurulu raporunun sonuç bölümündeki değerlendirme dikkate alındığında davacının net alacağının 135.701,19 TL olduğunu, bilirkişi kurulu tarafından reddedilen 170.099,28 TL avansın ticari defterlerde yer alması nedeniyle mahkemece defterlere itibar edilmesi durumunda davacının alacağının 50.651,55 TL olacağını bildirmiştir. Yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller alınan bilirkişi kurulu raporu ve nihai tasfiye raporuna göre taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi sonucunda davacının davalıdan 50.651,55 TL alacağının bulunduğu, bilirkişiler .......
Bu davanın neticesinde davacı --- zarara uğrattığına kanaat getirilirse, bu zarar şirkete ödenecek, ortakların tasfiye payına yansıyacaktır.Diğer ortağın da münferit ---olduğu olayda, fesih koşullarının tek başına davacının eylemlerinden kaynaklanmadığı, diğer ortağın da şirketi faal tutabileceği, başka oyuncularla faaliyet yaratabileceği yahut genel kurulun toplanması için adım atabileceği kabul edilmiş ve davanın dürüstlük kuralına da aykırı bir yönü olmadığı sonucuna varılmış, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Fesih kararı ile birlikte şirket tasfiye durumuna girmiş olacağından 6102 sayılı TTK.643.maddesi yollaması ile aynı Yasanın 533 ve 536/3.maddeleri uyarınca---tayini zorunludur. Tarafların üzerinde anlaştığı bir ---- bulunmadığından, --- mahkememizce resen atanmıştır....
HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davanın Kabulü ile; Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün .....sicil numarasına kayıtlı .....Ticaret Limited TTK. 636. maddesi gereğince FESİH VE TASFİYESİNE, 2- Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere Mali Müşavir .....(T.C: .....) TTK'nın 643.madde hükmü yollamasıyla aynı Kanunun 536/3.maddesi uyarınca şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 3-Şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre tasfiye memuruna aylık .....ücret takdirine, ileride tasfiye payına dahil edilmek üzere şimdilik altı aylık ücret tolamı .....-TL nin davacı tarafından mahkememiz veznesine depo edilmesine, bakiye ücretin davalı şirket malvarlığından karşılanmasına, 4-Tasfiye masrafları olarak ........
, davalı şirket yönünden kabulüne, tasfiye sonucu alacağın tahsiline yönelik talep hakkında sonuç, tasfiye sonucuna göre belli olacağından, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şirketin fesih ve tasfiye talebi yönünden, davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın, pasif husumet yokluğundan reddine, şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Eldeki dava tasfiyesi tamamlanmış şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tasfiye memuru atanması talebidir. TTK 547.maddesine göre tasfiye sonucu bazı mal ve işlemlerin tasfiye dışı kaldığı anlaşılırsa bunlarla sınırlı olmak üzere ek tasfiye kararı verilebileceği belirtilmiştir. Buna göre dosya incelendiğinde davaya konu şirketin üzerine olan aracın tasfiye edilmediği görülmekle bu araçla sınırlı olmak üzere ek tasfiye yapılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile; Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğüne kayıtlı ... sicil numaralı ... Limited Şirketinin ... plaka sayılı aracın tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere ihyasına, *Tasfiye memuru olarak davacı ...'...
Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp, tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir----- gelen müzekkere cevabının incelenmesi sonucu, şirket merkezinin yetki alanlarımız içinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının, takibe devam edebilmesi için şirketin ihyası davası açmasında ve tasfiye ve terkinden sonra takip başlatılması nedeniyle davacı bakımından tasfiyenin usulüne uygun sonlandırıldığının kabul edilemeyeceği ve dava açmakta hukuki yararı olduğu sabittir....