Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, talep eden banka vekilinin 09/08/2017 tarihli dilekçesi ile aynı talepte bulunduğunu ve mahkemenin 11/08/2017 tarihli ek kararı ile eldeki dosyanın kesinleşmiş limited şirketin fesih ve tasfiye davası niteliğinde olduğu, tasfiye aşamasının sona erdiği, şirketin aktif ve pasifinin dikkate alınarak tasfiyeye yönelik gerekli işlemlerin yapılmasının tasfiye memurunun görev ve yetki alanında kaldığı, talep konusu banka alacağının teminat mektuplarından mahsubu hususlarının usulüne uygun olarak açılacak müstakil bir davanın konusunu teşkil ettiği gerekçeleriyle banka vekilinin tüm taleplerinin reddine karar verildiği, banka vekilinin aynı konudaki talebi ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair ek karar verilmiştir. Mahkemenin 08.06.2018 tarihli ek kararı, talepte bulunan banka vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Dava, kooperatifin feshi istemine ilişkindir. 1-Davacı vekilinin 23.12.2015 tarihli ek karara ilişkin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece, davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesine dair verilen asıl kararda takdir ve tayin olunan 1.500,00 TL tasfiye avansının şimdilik davacıdan tahsiline hükmedilmiş olup, hükümde yer alan “şimdilik” ibaresi nedeniyle, davacı tarafça temyiz edilmeyen bu hususun, davacı aleyhine sonuç doğurmayacağının kabulü gerekir. Fesih ve tasfiyesine karar verilen kooperatifler bakımından, tasfiye iş ve işlemleri için gerekli masraflar ile tasfiye memuru ücretleri, ilgili kooperatifin malvarlığından karşılanması gerekli bedeller olup, ancak kooperatifin malvarlığının bulunmaması ve tasfiye talep eden kurum tarafından bu hususun bilinmesi halinde tasfiye talep eden kuruma yüklenebilecektir....
Hal böyle olunca Mahkemece; adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de yukarıda açıklanan sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yönler dikkate alınmadan, sadece ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmaması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. VI....
isimli şahsa devrettiğini, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi istenilen davada, dava tarihi itibari ile borçlu ortağın ortaklığı sona ermiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olayda feshin, dava dilekçesinin davalılara tebliğ tarihi olan 05.02.2010 tarihinde beyan edilmiş olduğunun kabulü gerektiği, davalı şirketin ortaklarından birisinin kişisel alacaklısına olan borcunu ödememesi sebebiyle İİK m. 94 ile TK m. 522/I’deki fesih şartlarının 05.07.2010 tarihi itibariyle oluşmuş bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, ...'nın 556.maddesine göre davalı ... Tic. Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine, feshedilen şirkete tasfiye memuru olarak ...'nin tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna aylık 600.00 TL ücret takdirine karar verilmiştir. Kararı davalı şirket ve davalılardan ... vekili temyiz etmiştir....
Sözleşme süresi 2. maddede iki yıl olarak sınırlandırılmış ise de, tarafların mutabakatıyla birer yıllık sürelerle uzatılacağı belirtilmiş, 10-b maddesinde ise işveren feshi durumunda maddede açıklanan durumlarda davacıya fesih tazminatı ödenmesi kararlaştırılmıştır. Dairemizin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının ortak-müdür olduğu 2000 Yönetim ve .'ndeki yöneticilik görevini ve faaliyetlerini sözleşmede öngörülen süre içinde tasfiye etmediği, bu sebeple sözleşme hükmündeki fesih şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının kıdem, ihbar ve fesih tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Dosya içerisinde mevcut 05.07.1999 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nden, kooperatifin 27.06.1999 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan fesih kararı uyarınca fesih ve tasfiye edildiği anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. madde hükmü yollamasıyla uygulanması gereken ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nin 547. maddesinde; "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " şeklinde düzenleme yapılmıştır....
() ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tespit edildiğini ve adi ortaklığını 195.990,000 TL sözleşme bedelli Anadolu yakası Adalet Binası İnşaatını yükümlendiklerini, adi ortaklığını fesih ve tasfiyesi hususunda İcra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek ...- adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ...'ya bazı icra dosyaları kapsamında borç bulunduğunu, ancak 89/1 haciz ihbarnamesi ile ...'ın ve adi ortaklığın borçlu kılınamayacağını, adi ortaklık tasfiye payına haciz uygulanmadığını, adi ortaklık yetki belgesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... tarafından borcun varlığı kabul edilen icra dosyaları içerisinde dayanak ... 11....
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında daha önce ... esasında görülen davacı ve davalı şirketlerin oluşturduğu, adi ortaklığın tasfiyesi ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin açılan davada verilen kararın tasfiye ile ilgili kısmının eksik kaldığı, amacı gerçekleştirmediği iddiasına dayalı olarak, özellikle adi ortaklığa ait iş mahkemesi ve aletlerinin tasfiyesinin sağlanarak davacının payının ödenmesi istemine ilişkindir. ... sayılı dosyasının incelenmesinden, taraflarca dava ve karşı dava şeklinde 15/09/2015 tarihinde açılan ve 10/05/2017 tarihinde karara çıkarılan dosyada verilen kararın taraflarca istinaf edilmeyerek 06/07/2017 tarihinde kesinleştiği, kararın asıl ve karşı davanın kabulü ile, .... adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir .... , makine mühendisi .... , inşaat mühendisi ... 'un atanmasına şeklinde olduğunu anlaşılmaktadır....
Şti) tarafından oluşturulmuş olan 26/10/2016 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin oluşturduğu adi ortaklığın TBK'nın 634 ve devamı maddeleri gereğince FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Ticaret siciline tescil ve kararının özetinin ticaret sicil gazetesinde İLANINA, 3-Mali Müşavir Özlem Taylan Ayyıldız 'ın tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 4-Tasfiye memuru için aylık 3000 TL ücret takdiri ile davacı tarafından 6 aylık 18000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, 5-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan adi ortaklığından tasfiye sırasında KARŞILANMASINA, 6-Kararın TESCİL VE İLANINA, 7-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 8-Davacı tarafından yapılan 367,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak...
Şirketi 'nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak bilirkişi listesinde yer alan SMM ...'ın atanmasına karar verildiği ve kararın 07/01/2022 tarihinde kesinleştiği, davacının 02/06/2021 tarihli dilekçesi ile ilk derece mahkemesince tasfiye ve fesih işlemleri için bilirkişi listesinden seçilen 3. bir kişinin bilirkişi atanması kararının kaldırılarak, işlemleri yapmak üzere tasfiye memuru olarak müvekkilin atanmasını talep ettiği, mahkemece ise 11/03/2022 tarihli ek karar ile tasfiye memurunun 21/02/2022 tarihli dilekçesinde belirtilen masrafların tasfiye işlemlerine ilişkin masraflar olduğu anlaşılarak tasfiye memurunun dilekçesinde belirtilen tasfiye işlemleri için gerekli 7.610,00 TL'nın depo edilmesi halinde görevin tasfiye memuruna tevdiine karar verildiği ve ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır....