Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı filen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz. Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz....
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının 18.9.2005-17.5.2007 tarihleri arasında alması gereken birikmiş aylıkları için hesaplanan faiz tutarının 881,06 TL olduğunu ancak Kurumun da davacıdan 1.1.2005-18.5.2005 tarihleri arasındaki yaptığı yersiz aylık ödemleri nedeniyle alması gereken 632,74 TL faiz alacağının düşülmesiyle davacının sonuç faiz alacağının 248,31 Tl olduğunun bildirildiği görülmüştür....
Yasal ödeme süresi içinde faiz, icra masrafları, vekalet ücreti ve benzeri eklentilerin ödenmemesi temerrüdün oluşumunu sağlamaz. Yatırılan paranın Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi gereğince öncelikle faiz icra masrafları ve vekalet ücreti alacağına mahsubu mümkün değildir. Bu nedenle takibe konu kira borcu hariç faiz, avukatlık ücreti ve takip masrafları gibi kalemlerin ödenmemesi nedeniyle tahliye kararı verilemez. Açıklanan bu gerekçeye göre mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tahliye talebinin de kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarıda (1) nolu bentde yazılı nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin kısmının ONANMASINA, (2) nolu bentde yazılı nedenle tahliyeye yönelik kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 16.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vergi Mahkemesi davacının 17.10.1990 gününde gayrımenkul ipoteği karşılığında 1.5.1991 tarihinde ödenmek üzere 25.000.000 lirayi borç olarak verdiği, borç verdiği ikişi ile aralarında yakın akrabalık bağı veya ticari ilişki bulunmadığı, bu işlem nedeniyle elde edilen faiz gelirini beyan etmek amacıyla verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmadığıda ihtilafsız bulunduğundan bu işlem karşılığında faiz almadığı ve faiz gelirini, parayı verdiği tarihte elde etmediğine ilişkin iddialarınyerinde görülmediği, dolayısıyla salınan cezalı vergilerin yasal olduğu, ancak ipotek işlemi sırasında ödenen tapu harcının menkul sermaye iradından düşülmesi ve davacıya vergi kaçırma kastı izafe edilemeyeceğinden kusur cezası uygulanması gerektiği gerekçesiyle matrahın azaltılmasına, cezanın kusur cezasına çevrilmesine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalıdan toplam 12.934,00-TL tutarında ürünler satın aldığını, davalıya toplamda 6.663,58-TL ödeme yaptığını, 6.271,00-TL borcu olabileceğini, bu miktarın dışında faiz veya gecikme zammı gibi isimle haksız alacak yaratılmasının tüketici hukukuna aykırı olduğunu, davalı şirket yetkilisinin gecikmede bulunduğunu ve 22.12.2013 tarihi itibariyle bakiye borcunun 10.000,00-TL olduğunu bildirdiğini belirterek, satış nedeniyle 10.000,00-TL borçlu olmadığının tespiti ile satış belgelerine göre haksız faiz uygulanmasına ve bileşik faiz istenmesine yer olmadan gerçek borcunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... 12....
Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 04/12/2014 tarihli taahhütnamede takip sonrası faiz olarak 11,57 Türk Lirası belirtilmiş ise de, bu faizin dosya kapak hesabına göre taahhüdün düzenlendiği 08/03/2013 tarihine kadar işlemiş faiz olduğu, taahhüt tarihinden son takside kadar işleyecek faiz miktarının belli olmadığı gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken sanığın...
Doları olarak 15.4.2001 ila 11.1.2005 tarihleri arası işleyen faiz alacağının tahsilini talep etmiş,takibe itiraz olmaması nedeniyle kesinleşen takip nedeniyle davacı faiz istenemeyeceğinden bahisle eldeki davayı açmıştır.Mahkemece aldırılan bilikişi raporuna göre tescil davasının kesinleştiği 19.4.2001 tarihinden takip tarihi olan 11.1.2005 tarihine kadar devlet bankalarının ... Doları ile açılan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak hesaplanan 15.465 ... Doları faiz alacağı olduğu tespit edilerek davanın reddine ve takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı faiz alacağı için takip başlattığı 11.1.2005 tarihinde asıl alacağını henüz tahsil etmediğinden ücreti vekalet alacağı için faiz isteyebilir.Ancak davalı tescil davasının kesinleştiği 19.4.2001 tarihinden icra takip tarihi olan 11.1.2005 tarihine kadar işleyen faiz alacağı olan 15.465 ......
Şti. ilamda faize hükmedilmediğinden karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini ve bu oranın da fiilen uygulanmakta olan en yüksek banka mevduatları faiz oranı olabileceğini bu nedenle fazla talep edilen kıdem tazminatı faiz miktarı ve oranına itiraz ettiklerini belirtip ödeme emrinin bu alacak yönünden düzeltilmesini istemeleri üzerine icra mahkemesince; “kıdem tazminatı alacağına yasal zorunluluk nedeniyle mevduata uygulanan faiz oranları nazara alınarak temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz istenilmesi” gerektiği kabul edilip kıdem tazminatına işlemiş faiz miktarının bu kabul doğrultusunda 304,19 TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 08.10.1997 tarih 1997/12-517 E. 1997/776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere “ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 2.775.53 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı ...... vekili dava dilekçesinde; iptal edilen idari para cezası nedeniyle ödediği paranın gelirinden yoksun kaldığını belirterek uğradığı faiz kaybının dava tarihinden işleyerek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, hükmedilen miktarın faiz olması ve faize faiz yürütülemeyeceğinden faiz hükmedilmesine yer olmadığına karar vermiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5.323.28 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı ...... vekili dilekçesinde; iptal edilen idari para cezası nedeniyle ödediği paranın gelirinden yoksun kaldığını belirterek uğradığı faiz kaybının dava tarihinden işleyerek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, hükmedilen miktarın faiz olması ve faize faiz yürütülemeyeceğinden faiz hükmedilmesine yer olmadığına karar vermiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....