alacak talebinin kısmen kabulüne karar verildiği halde, kadın lehine birleşen dava kapsamında boşanma ve ziynet eşyası alacak davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiği halde davacı-b.davalı erkek lehine sadece reddedilen ziynet eşyası alacak yönünden vekalet ücretine hükmedildiği, asıl boşanma davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafaka ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı tarafından Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep edildiği ve bu yönde karar verildiği halde, hüküm sonucunda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi yazılmasının maddi hataya dayalı olduğunun ve mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı, ziynetlerinin bedelini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı (kadın) tarafından ise, manevi tazminatın miktarı ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur....
Müşteki ...’in 20/10/1998 tarihli ifade tutanağında “evinden çalınan altınlar ile teslim edilmek istenen altınların aynı olmadığından teslim almak istemediğini” beyan ettiği, 19/02/2001 tarihli duruşmada" polis amirliğinde kendine verilmek istenen ziynet eşyalarının evinden çalınan eşyalarla ilgisi olmadığını, değerlerinin düşük olduğunu, bu eşyaların kendisine ait olmadığından teslim almadığını” ifade ettiği, sanık ...’ın 14/04/1999 tarihli duruşmada “hırsızlık suçu sanığı ...’den ziynet eşyası satın almadığını, ...’in yakalanarak dükkanına getirildiğinde eşyaları kendisine sattığını söylemesi üzerine karakoldan kendisine verilen listedeki eşyaları getirip teslim ettiğini ancak ...’den ziynet eşyası satın almadığını” savunması ve sanık ... hakkında açılan kamu davasının 4616 sayılı Kanun gereğince kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; 1998/1421 esas sırasında kayıtlı bulunan eşyaların sanık ...’a iadesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Katılanın emniyetçe alınan beyanında sanığın elindeki poşeti atarak kaçmaya başladığını, kaçarken elindeki siyah renkli çanta ile de kendisine vurduğunu ifade ettiğinin anlaşılması karşısında, öncelikle sanığın katılana vurduğu esnada üzerinde suç eşyası bulunup bulunmadığının tereddüte mahal bırakmayacak ve denetime olanaklı şekilde katılandan açıklattırılarak sonucuna göre şayet sanığın üzerinde suç eşyası varken katılana vurmuş olduğunun belirlenmesi halinde eyleminin yağma suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin eksik soruşturma karar verilmesi, 2-Kabule göre de; Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, velayet, tedbir ve iştirak nafakaları, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası, ziynet alacağı davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise, kendi boşanma davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafakasının miktarı, kişisel ilişki, çeyiz eşyası yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.05.2018 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tazminat taleplerinin reddi ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından ziynet ve eşya alacağı davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece verilen ilk hüküm, davacı kadının temyizi üzerine Dairemizce 09.12.2013 tarihinde davacı kadının ziynet ve eşya alacağı talebinin esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi yönünde kısmen bozulmuştur. Davacı bozmadan sonra 15.10.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile çeyiz eşyası bedeline ilişkin talebini ıslah etmiş, ıslahla talebini arttırmıştır. Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. (HMK m.177/1) Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmak mümkün değildir (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet ve Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, kabul edilen ziynet ve ev eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde ev eşyalarının aynen iadesi, aksi halde bedeline hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece davalı erkek tarafından da teslimine hazır oldukları belirtilen eşyalarının bedeline hükmedilerek karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve fer'ileri ile ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, ziynetler hakkında "aynen iade, olmadığı takdirde bedele" hükmedildiğine göre, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının her birinin değerinin karar yerinde ayrı ayrı gösterilmesi, infazda duraksamaya yol açılmaması bakımından zorunludur. Bu husus gözetilmeden, ziynetlerin her birinin değeri ayrı ayrı gösterilmeden, toplam bedele hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....