Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm ziynet eşyası alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 30.01.2019 tarih 2019/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.03.2019 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Ziynet Eşyası Alacağı DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 21.07.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma, nafaka ve ziynet eşyası alacağı isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri’ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
anneye verilmesine, çocuklar lehine aylık 750'şer tl olmak üzere 1500- tl tedbir-iştirak nafakasının, müvekkili lehine dava tarihinden itibaren aylık 500- tl tedbir-yoksulluk nafakası, 50.000- tl maddi, 50.000- tl manevi tazminat, müvekkiline ziynet eşyası olarak takılan altınların ve çeyiz eşyası olarak müvekkili tarafından getirilen eşyaların davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı duruşmada alınan beyanında özetle ; Davalı ile anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini, dosyaya protokol sunduklarını, hiç bir baskı altında kalmadan protokolü imzaladığını, boşanmaya karar verilmesini, davalıdan maddi ve manevi tazminat, nafaka, ziynet eşyası ve çeyiz eşyası talebinin olmadığını talep etmiştir. Davalı duruşmada alınan beyanında özetle; Davacı ile anlaşmalı olarak boşanmak istediklerini, dosyaya protokol sunduklarını, hiç bir baskı altında kalmadan protokolü imzaladığını, boşanmaya karar verilmesini, davalıdan maddi ve manevi tazminat, nafaka, ziynet eşyası ve çeyiz eşyası talebinin olmadığını talep etmiştir....
Davalı tarafın temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıya başlık bölümüne alınan karar ile bozulmuş; Mahkemece "...dava dilekçesinde; ziynet eşyası bedeli olarak 42.540,00 TL üzerinden talepte bulunulduğu ve bu talebin harçlandırıldığı anlaşılmıştır. Buna göre; talebin aşılarak karar verilmesi söz konusu değildir. Bu nedenle Yargıtay bozma ilamına uyulmamasına, önceki kararda direnilmesine, 40.539,60 TL ziynet eşyası bedelinin boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır..." gerekçesi ile direnme kararı verilmiş; direnme kararını davalı temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının dava dilekçesindeki ziynet eşyası bedeli olarak talebinin 25.690,00 TL mi yoksa 42.540,00 TL mi olduğu, buradan varılacak sonuca göre ziynet eşyası bedelinde talebin aşılıp aşılmadığı noktasında toplanmaktadır....
Davalı-davacı erkek tarafından bozdurulan 11 adet bilezik yönünden ziynet eşyası davasının kabulüne karar vermek gerekirken , yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. c) Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde, boşanma ve ziynet eşyası taleplerinin yanı sıra çeyiz eşyasının iadesi talebinde de bulunmuştur.Davacı-davalı kadın çeyiz eşyası davası yönünden alınması gerekli nispi peşin harcı tamamlaması için mahkemece verilen sürede harcı tamamlamamıştır. Bu durumda mahkemece, Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul uygulanarak, verilen süreyi izleyen ilk oturum için bu talep yönünden açılan davayla ilgili dava dosyasının işlemden kaldırılmış sayılmasına ve daha sonraki üç ay içinde de harcı tamamlanarak yenileme dilekçesi verilmediğinden, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 150. maddesi uyarınca "davanın açılmamış sayılmasına" kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "ret kararı" verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Dava konusu olayda, tahsiline karar verilmesi talep olunan alacağa konu ziynet eşyası gram ve miktar itibariyle davacı tarafça açıklanmış ise de, talebin yerinde olup olmadığının ve ziynet eşyası bedelinin, yapılacak yargılama ile belirleneceği, alacağın dava tarihinde belirli olmayıp, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle dava konusu ziynet eşyası alacağının 1.000TL 'lik kısmı üzerinden kısmi dava açmakta hukuki yararı vardır. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilerek yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Taraflar arasındaki boşanma dosyasından istinaf aşamasında tefrik edilen ziynet eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davaları yönünden başvurunun usulden kabulü ile kararın ziynet eşyası alacağı kısım hariç olmak üzere kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının ise tefrikine karar verilmiştir. Tefrik edilen ziynet eşyası alacağı davası yukarıda yazılı esasa kaydedilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Somut olayda davacı, kendisine ait ev ve çeyiz eşyalarının, evden ayrılması ile birlikte müşterek hanede (davalıda) kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise davacının evlenirken hiçbir eşya getirmediğini savunmuş olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda ise, davacının ev ve çeyiz eşyası getirdiği hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında, davacının çeyiz eşyası ve ev eşyası talebi yönünden, dosyadaki delillerin değerlendirilip tartışılmadığı, bu yönden kararın gerekçesinin yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları, ziynet eşyası davasının reddi, çeyiz eşyası davasının reddedilen bölümü, kişisel eşya ve kabul edilen çeyiz eşyasının bedeli yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve çeyiz eşyasının kabul edilen bölümü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar yanında davalı-karşı davacı erkeğin eşinin çalışmasına izin vermediği, ortak ikametin anahtarını değiştirdiği, erkeğin annesinin davacı-karşı davalı kadına ve ailesine hakaret ettiği, davacı-karşı davalı kadının da eşinin ailesi...