Evliliğin bitmesi neden olan eylemleri davacı karşı davalı gerçekleştirmiştir. Davalı karşı davacının nafaka talep edememesi için evliliğin bitmesine neden olan olaylarda tam kusurlu olması gerekmektedir. Tam aksine evliliğin bitmesine neden olan olaylarda davacı karşı davalı tam kusurlu" olduğu belirtilerek tarafların kusur dağılımı yönünden çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/9840 Esas ve 2022/346 Karar sayılı ilamında; "Erkek tarafından davacı sıfatıyla TMK m. 166 çerçevesinde açılan boşanma davasında, kadın tarafından verilen 18.06.2020 tarihli dilekçe ile öncelikle erkeğin davasının reddine, boşanma kararı verilecekse de lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmesine yönelik talepte bulunulmuştur. Kadının karşı boşanma davası bulunmayıp, dilekçesi içeriği itibariyle erkeğin boşanma davasına verilen cevap ve boşanmanın ferî taleplerine yöneliktir. Boşanma davasının eki niteliğindeki bu talepler harca tabi değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, Aile Mahkemesince taraflara nüfus tashihi davası açmaları yönünden süre verilip, oluşacak duruma göre evliliğin iptali hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması evliliği mutlak butlanla batıl kılar (TMK.md.145/4). Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en açılır. Bu dava ilgilisi olan herkes tarafından da açılabilir (TMK.m.146). Somut olayda, Firdevs Açıkgöz ile ...'ün arasında 129/1. maddesi gereğince evlenmeye engel olacak derecede (teyze-yeğen) akrabalık ilişkisi bulunduğu iddiasına dayalı olarak, Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile; evliliğin iptali istenmiştir. Bu durumda, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde bulunmadığı, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 145/4. maddesi gereğince mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkindir....
Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, Aile Mahkemesince taraflara nüfus tashihi davası açmaları yönünden süre verilip, oluşacak duruma göre evliliğin iptali hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması evliliği mutlak butlanla batıl kılar (TMK.md.145/4). Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en açılır. Bu dava ilgilisi olan herkes tarafından da açılabilir (TMK.m.146). Somut olayda, ... ile ...'ın arasında 129/1. maddesi gereğince evlenmeye engel olacak derecede hala-yeğen) akrabalık ilişkisi bulunduğu iddiasına dayalı olarak, Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile; evliliğin iptali istenmiştir. Bu durumda, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde bulunmadığı, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 145/4.maddesi gereğince mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkindir....
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK.m.175) Toplanan delillerle davalı-davacı kadının her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, evliliğin iptali yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. Nafaka yükümlüsünün ise kusuru aranmaz. Kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. Bu sebeple davalı-davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile talepte gözetilerek aylık 500 TL yoksulluk nafakası takdiri gerekmiştir....
Davacı kadın 21.05.2021 tarihli dilekçesiyle davalının 27.04.2021 tarihinde vefat ettiği, evliliğin ölümle sona erdiğini belirterek boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamında bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden tarafların 23.08.1982 tarihinde evlendikleri, ergin iki çocukları olduğu, davalı erkeğin ergin bir çocuğu daha olduğu, davalı erkeğin 27.04.2021 tarihinde vefat ettiği görülmüştür....
Nitekim bu husus Yargıtay'ın yerleşik kararlarında "yetkili yabancı makamlar önünde yapılan evlenmelerden sonra, Türk vatandaşlarının evliliğin nüfus siciline kaydı için takip edecekleri usul, yapılmış olan evliliğin geçerliliğine etkili değildir" şeklinde vurgulanmaktadır. Dolayısıyla dosyadaki bilgi ve belgelerden aynı zamanda İsveç vatandaşı da oldukları anlaşılan tarafların; İsveç Devleti yasalarına göre 29.08.1984 tarihinde kurulduğu kabul edilerek 27.03.2001 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı uyarınca boşanma ile sonuçlanan evliliklerini, yetkili Türk makamlarına bildirmemiş olmaları bu evliliğin geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. 13....
Aile Mahkemesinin 2016/916 esas ve 2018/1181 karar sayılı dosyasında karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü üzerine karara karşı erkek tarafından kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden, kadın tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurulduğu, erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyiz kapsamı dışında bırakılarak 05.03.2019 tarihinde kesinleştiği, evliliğin boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiği, bu husus gözetilerek konusuz kalan tapu iptali ve tescil ile aile konutu şerhi konulması davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle temyiz edilen hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bağıştan rücu ve alacak davasındaki görevsizlik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyaya sunulan nüfus kayıt örneğine göre davalı ...'nun boşanma hükmü henüz kesinleşmeden 27.10.2015 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Evlilik ölümle sona ermiştir. Boşanma davası konusuz kaldığından davacı tarafın temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın bu nedenle bozularak kaldırılmasına karar verilmiştir. 2-İşin esasının incelenmesine gelince; Evliliğin ölümle sona ermesi ve davanın konusunun kalmadığı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda dosya mahalli mahkemesince re'sen Dairemize gönderilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece "Davalı kadının Dairemizin 01.11.2017 tarihli onama ilamından önce 09.03.2018 tarihinde öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi gereğince ölen eşin mirasçılarının davaya devam etmeleri halinde hak elde etmelerinin mümkün bulunduğu" gerekçe gösterilerek dosya Dairemize gönderilmiş ise de, taraflarca temyiz başvurusu bulunmadığı gibi, Mahkemece verilen 07.06.2017 tarihli tarafların boşanmalarına yönelik hükmün davalı tarafından daha evvel yalnızca yoksulluk nafakasına yönelik olarak temyiz edilmesi sebebiyle boşanma hükmünün davalının ölümünden önce kesinleştiği ve tarafların evliliklerinin boşanma kararı ile sona erdiği de gözetildiğinde Dairemizce yapılacak bir işlem bulunmadığından, dosyanın...
HUKUK DAİRESİ Dava; evliliğin boşanma nedeniyle sona ermesinden doğan maddi - manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....