"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194/1). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla ileri sürebilir. Davacı ile aile konutunu satış yoluyla devreden eşi Murat'ın evliliği, yargılama devam ederken 30.10.2014 tarihinde boşanma ile sona ermiştir. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ... ile evlenmesi nedeniyle maliki olduğu ( ... ili ... ilçesinde kain ) 1 sayılı parseldeki 4 no’lu ve ( ... ili ... ilçesinde kain ) 967 sayılı parseldeki 2 no’lu bağımsız bölümlerinin 1/2’şer paylarını davalıya devrettiğini, devir sonrası davalının müşterek haneyi terk ettiğini ve boşanmaya karar verdiğini, davalının kötüniyetli olup, içinde bulunduğu yalnızlıktan yararlanarak kendisini dolandırdığını, davalıya yaptığı satışın bedel karşılığı olmadığını, evliliğin süreceği düşüncesi ile yapıldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma- Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası ile kadının kabul edilen ziynet eşyası alacağı yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadınının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece; davalı-davacı kadının, dava dilekçesinde "Eşinin belki düzeleceği umuduyla ortak çocuk için evliliğin devamı konusunda elinden geleni yaptığını" belirtmesi ve tanık İdris'in "Dava açıldıktan sonra tarafları bir araya getirmeye çalıştım....
KARŞI OY Davalı kocanın hastalığı sebebiyle 7-8 yıldır davacı ile davalı arasında cinsel ilişki kurulamaması yüzünden davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) isteminde bulunulmuştur. Yerel mahkeme davalı kocanın şeker hastalığı sebebiyle erektil işlev bozukluğunun var olduğunu kabul etmekle beraber evliliğin iyi ve kötü günde birlikte olmayı gerektirdiğinden “evlenmeden sonra” oluşan bu hastalığın boşanma sebebi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın “reddine” karar vermiştir. Değerli çoğunluk davacı kadın tarafından temyiz edilen hükmün “onanmasına” karar vermiştir. Devletler, hukuk politikasında boşanma sebeplerini belirlerken dayanacağı ilkeleri kendi toplumunun özelliklerini temel alarak saptamaktadır. Türk Boşanma Hukukuna yön veren “temel ilkeler” beş grupta toplanmaktadır: "İrade ilkesi", "kusur ilkesi" "evlilik birliğinin sarsılması ilkesi", (EGGER, s. 145-148, ...-Aile, s. 183-186.)...
Davalılar, miras bırakanın evlilik anında yaşlı ve akıl hastası bir kişi olduğunu, davacının bu durumdan yararlanmak amacıyla evlendiğini, evliliğin iptali davası açtıklarını, Aile Mahkemesince evliliğin iptaline karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, miras bırakanın evli iken vefat ettiğini, TMK'nun 156.maddesi uyarınca, davalının mirasçılık sıfatının devam ettiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dosya arasına giren bilgi ve belgelere göre, davacı ile davalının geleneklere uygun olarak nişan ve düğün merasimi ile gerçekleştirdiği evliliğin 9 yıl sürdüğü, evlilik birliği devam ederken ....doğduğu, boşanma davası sürecinde 4-5 ay ayrı yaşadıkları, boşandıktan sonra da bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Davacı, nesebin reddi davasında çocuğun kendisinden olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş bu beyanını tekrarlamıştır. Dosyada davacının nesebin reddi davasından önce çocuğun başka birinden olduğunu bildiği yönünde bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dinlenen tanık anlatımlarındaki, davalı ile dava dışı... isimli kişi arasındaki ilişkiyi davacının bilmesi gerektiği biçimindeki varsayım da doğru değildir. Öte yandan 9 yıl süren evliliğin anlaşmalı yapıldığı iddiası da dosya kapsamına ve olağan hayat koşullarına uygun düşmemektedir....
davayı tetkik ve halledemeyeceği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçeyle; "Davacı erkeğin nispi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının REDDİNE, Davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasının REDDİNE," karar verilmiştir....
Anılan Kanun'un 178. maddesinde; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” denilmiştir. Maddenin birinci bölümünden de açıkça anlaşılacağı üzere “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları...” denilmektedir. Daire tarafından bu hükmün sadece boşanmanın feri niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminat ile benzeri hakları kapsamadığı, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları ibaresinin aynı zamanda edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan katılma alacağı ve değer artış payını da kapsadığı düşünülmüş ve Daire uygulaması bu şekilde devam ettirilmekteydi. 743 sayılı TKM'nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde katkı payı alacağına yönelik tüm davalar sözleşme olsun veya olmasın 743 sayılı TKM'nin (4721 sayılı TMK'nun) 5. maddesi yollamasıyla BK'nun 125. (6098 sayılı BK'nun 146 m.)...
İlama evliliğin boşanma ile sona erdiğinin yazılacağı yerde, ölümle sona erdiğinin yazılmasının maddi hata sonucu olduğu anlaşılmış olup yapılan maddi hatanın aşağıdaki şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple Dairemizin 25.05.2021 tarihli, 2021/1101 Esas ve 2021/3829 Karar sayılı ilamındaki "ölümle" kelimesinin çıkarılmasına, yerine "boşanma ile" kelimelerinin yazılmasına, bu şekilde maddi hatanın düzeltilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.22.11.2021 (Pzt.)...
Dosyanın incelenmesinden; … Ticaret, … Turizm Meslek Lisesi ve … Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi olan davacının, 8.8.2006 gününde evlendiği, 12.12.2006 gününde ise evlilik akdini iradesi hilafına anne ve babasının baskısıyla imzaladığı iddiasıyla … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı esasına evliliğin butlanı (iptali) davasını açtığı, evli olduğu gerekçesiyle ilişiğinin kesilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, davacı tarafından açılan evliliğin iptali davasında; temyiz dilekçesine ekli … Asliye Hukuk Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile, davacının evlenmeyi hiç istemediği halde, iradesinin sakatlanması suretiyle aile baskısıyla evlendiği hususu sabit görülerek evliliğin iptaline karar verildiği ve bu kararın 19.11.2007 gününde kesinleştiği anlaşılmıştır....