Bu nedenel boşanma davalarında da diğer hukuk davalarındaki gibi, ispat yükü kural olarak ileri sürülen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan yararlanacak olan tarafa aittir. Yani ispat yükü konusunda genel kurallar uygulanacaktır. Herhangi bir sebeple açılan bir boşanma davasında, davacı dayandığı boşanma nedenini ve bunun temelindeki vakıaları; davalı da bu iddialara karşı ileri sürdüğü savunmaların temelindeki vakıaları ispat yükü altındadır. Somut uyuşmazlıkta davacı kadın davalı kocası tarafından kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kendisine tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, kendisini aldatmakla suçladığını, gelinen noktada evliliğin kendisi için çekilemez bir hal aldığını ve bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasıyla boşanma davası açmıştır. Yerel mahkemece dinlenen davacı ve davalı tanıklarının anlatımında, taraflar arasında bir geçimsizliğe şahit olmadıklarını ifade etmişlerdir....
Mahkememizce uyaptan alınan nüfus kayıtlarından tarafların 14 yılı aşkın süreden beri evli oldukları anlaşılmış, taraf beyanlarının serbest irade ürünü olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve taraflar yönünden ortak hayatın çekilmez hale geldiği, uzman dinlenilmesinin gerekli olmadığı, taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat, nafaka ve boşanmanın diğer mali sonuçları hususlarındaki anlaşmanın mahkememizce tarafların sosyal ekonomik durumlarına ve kamu düzeni ile ilgili hususlara uygun bulunduğu anlaşıldığından TMK.nun 166/3 maddesi gereğince tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar vermek gerektiği düşüncesine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/812 KARAR NO : 2023/793 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2022 NUMARASI : 2021/251 ESAS - 2022/673 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI (TEMELDEN SARSILMA NEDENLİ BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMI), BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı birleşen dosya davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiklerini, evlendikten 5- 6 ay sonra davalının sürekli terlediğini, ilk başlarda havadan terlediğini düşündüğünü, ancak daha sonra davalının cebinde uyuşturucu hap ve esrar gördüğünü, bu dönemden sonra tartışmalarının başladığını, daha sonra davalının sürekli...
Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesi tarafından kocaya isnat edilen kusurların, tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, bu şekilde evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kocanın tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı kadının, birliği devam ettirmeye zorlanmayacağı, boşanma kararı verilmiş olmasında ve bu şekilde kadının feri taleplerinin de kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmedilen tazminatların ve nafakaların da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosya kapsamı ve hakkaniyet ölçüsünde ve alt sınırdan hükmedilmiş olduğu, kocanın işsiz olmasının onu tazminat ve nafaka yükümlülüğünden kurtarmadığı, herkesin kendi kusurlu davranışlarının sonuçlarına katlanması gerektiği değerlendirilmekle, bu yöndeki kocanın istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir....
Dava; TMK 161, 163, 166 /1 maddesi gereği zina, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır. Dava dilekçesinde, tarafların TMK m. 161 kapsamında zina, TMK m.163 kapsamında haysiyetsiz hayat sürme ve TMK m. 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenleri ile boşanmaları talep edildiği halde, haysiyetsiz hayat sürme iddiasına ilişkin TMK m.163 maddesi kapsamında ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma iddiasına ilişkin TMK'nın 166/1 kapsamında bir gerekçe yazılmamış, ilk derece mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Boşanma davalarının "aynı dava" içinde "birden fazla sebeple" açılması mümkündür. Aile mahkemesi hakimi her bir sebep hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır (HMK.md.26). Davacı kadının dava dilekçesi, zina yanında haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılma sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir....
DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir ki, olayımızda taraflar arasında fiziksel şiddet gerçekleşmiş, evlilik birliği temelinden sarsılmış ve TMK.nın 166/1. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....
DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "ASIL DAVANIN KABULÜNE, Asli talep olan TMK'nın 162. Maddesi (II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebinin REDDİNE, Tarafların Türk Medeni Kanunun 166/1. maddesi gereğince EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları olan 13/11/2019 d.lu MELİSA GÜREL'ın velayetinin anneye verilmesine, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, TMK'nın 169....
ANLAŞMALI BOŞANMAEVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 166 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 184 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hüküm açık infazda tereddüde yer vermeyecek şekilde olmalı ve hakimin tarafların boşanmanın mali sonuçları ile ilgili düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Oturma hakkı tanınan taşınmaz taraflara ait olmayıp, davacının babasına aittir. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları oluşmadığından buna uygun karar verilemez. "Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması yada bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'n/n 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; T.M.K.'nun 166/1 maddesi anlamında boşanma istemine ilişkindir. Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı erkekten kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/343 KARAR NO : 2021/327 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2019/803 ESAS - 2021/54 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE BOŞANMA (ÇEKİŞMELİ)) KARAR : Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 1977 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunduğunu, hepsinin reşit olduğunu, davalı ile yaklaşık 8 yıldır ayrı yaşadıklarını, 8 yıllık süreç içerisinde karı koca hayatlarının olmadığı gibi müşterek evi paylaşmadıklarını ve bir araya gelmediklerini, davalı ile ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, saygı ve sevginin kalmadığını, davalı evlilik birliğinin kendisine...