AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2020 NUMARASI : 2019/463 ESAS 2020/443 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının kendisine sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, müşterek olarak edindikleri araç ve taşınmazı sattığını, 6 ay önce evi terk ederek ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini istemiştir. Davalı usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir. Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere göre; kadının ilk derece mahkemesince belirlenen ve yukarıda belirtilen kusurlarının gerçekleştiği, davalı kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda kadın tam kusurlu olup, erkek açısından TMK'nın 166/1. maddesi şartlarının oluştuğu, usulüne uygun olarak süresinde ileri sürülmediği halde istinaf dilekçesinde dile getirilen kusurların davacıya yüklenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....
değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgunun da bulunmadığı; kocanın tam kusurlu olduğu, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen kocanın kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmesinde; tarafların evli kaldıkları süre, kocaya atfedilen kusurlu davranışlar gözetildiğinde kadın yararına maddi ve manevi tazminat takdir edilmiş olması ile miktarlarında da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır....
Dosya kapsamından eşlerin ayrı yaşadığı böylece evliliğinin fiilen bittiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında taraflar, müşterek çocuklar ve kamu için korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı ve davacı karşı davalının kusurlu olduğu anlaşılmakla davanın ve karşı davanın (boşanma talebi yönünden) kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL tedbir nafakasına, boşanma sonrası yoksulluk nafakası olarak devam etmesine, ayrıca yasal mal rejimi gereğince davalı üzerine kayıtlı arsa, ev, kamyon ve otomobilin mal rejimine tabi tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı yasal süresi içinde davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece; "Dava, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Yapılan yargılamada; davacı, davalı tarafından şiddete, hakaret ve tehdide maruz kaldığını, şiddet nedeniyle mahkememizce koruma kararı aldığını, davalı ile aralarında sürekli tartışma yaşandığı ve huzursuz olduğunu iddia etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının haklı bir sebep yokken davacı ile aynı konutta yaşamadığı, ayrılık süresince tarafları barıştırmak isteyen tanıklara da haklı bir sebebinin olduğu yönünde beyanının olmadığı,evlilik birliği içerisinde eşlerin birlikte yaşaması gerektiği,evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında haklı bir sebep olmadan ayrılmasının sebep olduğu, dosyada dinlenen tanık anlatımlarından bu durumun davalı için keyfi olduğu,evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalı kadının tam kusurlu olduğu erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, terk nedenine dayalı davanın reddine, ortak çocuk Sefanur Kabak'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir. IV....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin evlilik birliğinin sarsıldığı, müvekkilinin kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusuru bulunmadığı yönündeki tespitleri usul ve yasaya aykırı olup, kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu olaylar neticesinde, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı noktası yerel mahkemece hatalı değerlendirildiğini, taraflar arasında davacının yarattığı sorunlar dışında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin davacıdan kaynaklanan sorunları gidermek için de elinden gelen gayreti gösterdiğini, bu noktada kanaatlerince ortada kurtarılabilir bir evlilik varken boşanma kararının verilmiş olmasının hatalı olduğunu, diğer yandan, kabul anlamına gelmemekle beraber yerel mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sonucuna ulaşılması yerel mahkeme kararındaki kanaatin aksine tamamen davacının tutum ve davranışlarından...
Diğer bir anlatımla, eşlerin birlikte yaşamayı reddetmeleri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüğün ihlali olup boşanma sebebi oluşturur (KILIÇOĞLU, Ahmet M. : Aile Hukuku, Ankara 2016, s.138). Dairemizin içtihatlarına göre, bir boşanma davasında eşlerin ileri sürdüğü “birlik görevlerini yerine getirmeme”, eş veya çocukla yeterince ilgilenmeme”, “birlikte yaşamaktan kaçınma”, “haklı neden olmadığı halde yatakları ayırma” gibi evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali niteliğindeki olguların kanıtlanması durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilip boşanmaya karar verilirken, çok uzun süre ayrı yaşayan ve bu nedenle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmeyen eşlerin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, Türk Medeni Kanununun benimsediği boşanma hukuku ilkelerine uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2022 NUMARASI : 2021/661 ESAS, 2022/863 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı murisleri tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK.nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına, 50.000,00- TL. maddi 50.000,00- TL. manevi tazminata, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....