"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek velisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında, mahalli mahkemece verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve hüküm Dairemizce, davalı erkeğin ruhsal rahatsızlığının ileri sürülmüş olması nedeniyle vesayet altına alınıp alınmayacağının araştırılması gerektiğinden bahisle, bozulmuştur. Mahalli mahkeme bozma kararına uymuş ve davalı erkek Suşehri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/187 esas - 2019/556 karar sayılı kararı ile akıl hastalığı nedeniyle (Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereği) kısıtlanarak kendisine babası veli olarak atanmıştır....
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Yargılama sırasında davalı atipik psikoz hastalığı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince vesayet altına alınmıştır. Bu durumda davalının davranışlarının iradi olduğundan bahsedilemez. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylar iradi olduğu takdirde boşanma sebebi oluşturur. Davalı, psikolojik rahatsızlığı nedeniyle vesayet altına alındığına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kusurlu olduğunun kabulüne olanak yoktur....
Dava; TMK'nın 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. TMK.'nın 166/1 maddesine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin temelinden sarsılması, ortak yaşamın çekilmez hal alması, evliliğin devamına imkan kalmaması, boşanmaya yol açan olaylarda davalının az da olsa kusurunun bulunması gerekir. "Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1- 2) hukuki sebebine dayalı olup, bu düzenlemeye göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Davalı kadının herhangi bir kusuru kanıtlanamamıştır. Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi değildir. Bu durumda, yukarıda açıklanan sebeple davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır." (Yargıtay 2....
Davacı-karşı davalı kadının boşanma davasını dayandırmış olduğu vakıalardan "en ufak sorunu büyütme", onur kırıcı tehdit, hakaret, küfür", "ev ve eşle ilgilienmeme", "sürekli darp" iddiasının dinlenen tanıklardan Zehra Korkmaz ve Şermin Türüdü'nün beyanları ile ispat edilmiş olduğu görülmüş, Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/706 E. sayılı dosyasının incelenmesiyle ise davalı-karşı davacının sanık olarak yargılanmış olduğu ve davalı-karşı davacıyı kasten yaralama eylemi nedeniyle cezalandırılmış olduğu anlaşılmış, tanık ve deliller değerlendirildiğinde tarafların evlilik birliğinin davalı-karşı davacının kusurlu hareketleri ile ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı anlaşılmakla boşanma talepli davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN SON KARARI İlk derece mahkemesince; evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmekte davalı kadının asli kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davalı kadın yararına 300,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne ve kusur tespitine yönelik istinaf isteminde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası istemine ilişkindir. HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
alıntısı yapılan Yargıtay ilamının da işaret ettiği üzere mahkemenin onu duruşmada bulundurma zorunluluğunun da bulunmadığı, davalının bu hakkını kullanmadığı, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının, birliği devam ettirmeye zorlanmayacağı, kadının davasının kabulü ile boşanma kararı verilmiş olmasında, kadının feri taleplerinin de kabulü ile hükmedilen tutarlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, herkesin kendi kusurlu eylemlerinin sonuçlarına katlanması gerektiği anlaşılmıştır....
Somut olayda, davalı-davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen olmadığı takdirde şimdilik harcı yatırılan 1.000-TL tutarındaki bedelin iadesi istemli davalarında verilen kararın istinaf kanun yolu incelemesinde bölge adliye mahkemesince tefrik kararı verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet ve eşya alacağı davasının tefrikine dair verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacı-karşı davalı erkeğin ziynet ve eşya alacağı davalarının tefrik edilmesine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tarafların sair temyiz itirazları incelendiğinde; Davacı-karşı davalı erkek tarafından, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış, davalı-karşı davacı kadın da aynı hukuki nedene dayalı olarak karşı davası ile boşanma talebinde bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir kusuru olmadığı halde, evlilik birliğini, kendi kusurlu tutum ve davranışlarıyla temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış deyip, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/408 KARAR NO : 2023/635 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GİRESUN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2022 NUMARASI : 2021/498 ESAS - 2022/947 KARAR DAVA KONUSU : EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA KARAR : Taraflar arasında görülen davada yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 25 yıllık evli olduklarını, bu evliliklerinden iki müşterek çocuklarının olduğunu, davalının evliliğinin kendisine yüklediği görev ve sorumluluklara uymadığını, asabi davranışlarda bulunduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının davacıyı aldattığını, davacıya ve çocuklarına karşı şiddet uyguladığını, boşanma davası açılmadan yaklaşık 4 ay kadar önce ortak konutu terk ettiğini...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek mirasçılarından ... kayyımı ... vekili tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sırasında davalı-davacı erkeğin vefatı üzerine mirasçıları tarafından davaya kusur tespiti açısından devam edilmiş, yargılama sonucunda ilk derece mahkemesince "Evlilik ölümle son bulduğundan konusuz kalan boşanma ve ferileri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı -davalı kadının ağır, davalı-davacı müteveffa erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespitine" karar verilmiştir....