Ancak, davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının ifadesinde geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam ettiğine göre, davalı-karşı davacı kadına yüklenen kusurlu davranışın erkek tarafından affedildiğinin en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı-karşı davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla asıl davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma (çekişmeli) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
sorumluluklara aykırı davrandığını, müvekkilin evlilik hayatında eşi tarafından hiçbir sevgi ve saygı görmediğini, eşi tarafından sürekli aşağılandığını, hakaretlere uğradığını, psikolojik şiddet gördüğünü, davalıya Anksiyete bozukluğu teşhisi konulduğunu, evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, davalının evlilik birliğinin yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilin üzerine düşen tüm görevlerini yerine getirdiğini, eşine karşı hep sadakat ve özenli davrandığını, davalının ailesinin de evlilik birliğinin başından itibaren anlaşılmaz bir şekilde tarafların müşterek hayatlarına müdahale etmeye çalıştıklarını, tarafların evlilik birliğinin bu duruma gelmesinde etken olduklarını, davalının bu durum sessiz kalarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğunu, daha sonra müşterek haneyi terk ederek gittiğini, 3 aydır ayrı yaşadıklarını, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini, davacı tarafça açılan mesnetsiz davanın reddine karar verilmlesini, karşı dava taleplerinin kabulü ile öncelikli olarak tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması gerekçesi ile boşanmalarına, davalı lehine 50.000,00....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak yaşamı temelinden sarsacak ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu; davalı tarafın evden ayrılarak fiili ayrılığa sebep olduğu, tarafların dava açılmadan önce 1 yıl ayrı yaşadıkları, ayrı yaşadıkları dönem içinde davalının eşinin ve evinin ekonomik giderlerine katılmadığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, evlilik birliği içinde davalı tarafın eşine karşı hakaretlerde bulunduğu, davalı tarafın eşine "salak, gerizekalı, sen konuşma" şeklindeki sözlerle rencide edici sözler söylediği, davalı erkeğin eşinden habersiz ortak evi sattığı, davalı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, davacı kadına evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında yüklenebilecek kusurun bulunmadığı gerekçesi ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle...
Sonuç olarak; Davacının dava dilekçesinde dayandığı ve mahkememizce yürütülen tahkikat sonucunda sabit görülen olgular itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kocanın tam kusurlu olduğu, bu haliyle davacının dava açmakta haklı olduğu ve evlilik birliğinin devamında taraflar ve müşterek çocuklar bakımından bir yarar kalmadığı anlaşılmakla davanın kısmen (maddi talepler yönünden) kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." Gerekçesi ile; "Davanın KISMEN KABULÜ ile, Tarafların 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocukları T.C....
Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir....
ağır kusurlu davranışları nedeniyle sarsıldığını, davacının kusurunun olmadığını, tarafların bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirterek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşmalı boşanma davası açılmış ise de, davalı erkeğin akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı ve vasisinin bulunduğu, bu durumda anlaşmalı boşanmanın gerçekleşemeyeceği, davaya çekişmeli olarak devam edildiği, davacıya dava dilekçesini sunmak üzere süre verildiği, davacı kadının dilekçesinde evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanıldığı, akıl hastalığına yönelik boşanma sebebine ise dayanılmadığı gibi bu yönde ıslahta yapılmadığı, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere kısıtlandığı, davalının hareketlerinin iradi olmadığı, davalı erkeğe, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması sebebine dayalı boşanma davasında kusur yüklenemeyeceği gerekçesi ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. IV....
Dava evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasıdır. (TMK. 166/1. md.) Davalı kocanın daha önce eşi aleyhine açmış olduğu...2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/412 esas sayılı davası "tanık beyanlarının evlilik birliğinin sarsıldığını kabule elverişli olmadığı ve kocanın başka biriyle evlilik hazırlığı içinde bulunduğu kendi kusuruyla hak elde edemeyeceği” gerekçesiyle reddedilerek 22.06.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen bu karar ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kocanın kusurlu olduğu tespit edilmiş, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları dönemde ise kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın varlığı da iddia ve ispat edilememiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadın boşanma talebinde bulunmakta haklıdır.Davanın kabulüyle tarafların Türk Medeni Kanununu 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı olan gerekçeyle reddi doğru olmamıştır. SONUÇ....