İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının ölümü ile evlilik birliği ölümle sona erdiğinden ve boşanma davası konusuz kaldığından, boşanma davası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, TMK 181. Md. Gereği davalı kadının tam kusurlu olduğunun, davacı erkeğin kusuru olmadığının tespitine, karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1 ve 165.) davalı taraf; kusur tespiti, tanıklarının dinlenmemesi, yargılama ve vekalet ücreti yönünden kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1 ve 165) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; TMK' nun 181/2....
Uyuşmazlık Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında, davalıya "terk" kusurunun yüklenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. D. Gerekçe 1. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi. 2. Değerlendirme 1. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar görülmektedir. 2. Bilindiği üzere boşanma sebepleri, 4721 sayılı Kanun'un 161 ilâ 166 ncı maddeleri arasında özel ve genel boşanma sebepleri olarak düzenlenmiştir. Genel boşanma sebebi 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi ile düzenleme altına alınan evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumudur....
HD 2019/1441 E, 2021/715 K) Boşanma talebi yönünden yapılan değerlendirmede; TMK 166/1- 2 maddesine göre evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu kapsamda dava açan tarafın kusursuz yada daha az kusurlu olması yahut fazla kusurlu olmasına karşın davalının bir itirazının bulunmaması ya da itirazı bulunmasına karşın bu itirazın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmaması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde davacı-birleşen davalı kadının hafif kusurlu, davalı-birleşen davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, sabit görülen eylemler nedeniyle evlilik birliğinin, ortak hayatın sürdürülmesi taraflardan beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı anlaşılarak asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/06/2019 NUMARASI : 2017/136 ESAS - 2019/447 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : VEKİLİ : Av. CEYHUN YILDIRIM DAVACI : ZÜLFİYE ERSİN - - VEKİLLERİ : Av. ATAKAN GÜNGÖR [16015- 10468- 76766] UETS Av. ARZU HAZER GÜNGÖR 858 Sok....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1,2) hukuki sebebine dayalı boşanma, istemine ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir (HMK md.355). Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava pek fena muamele, onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşı dava ise zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla; inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK.m.162) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m.166/1), davalı-karşı davacı ise zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmıştır....
Davacı tarafın dayandığı deliller toplanmış, toplanan delillerden davalı kadının, kendisine karşı; evde sürekli kavga ve tartışma çıkarması, erkeğin ailesine hakaret etmesi ve onlarla tartışması, müşterek çocuğu erkeğin ailesinden uzaklaştırması ve onlara karşı doldurması, müşterek konutun kapı kilidini değiştirmesi, davacı erkeğe hakaret ederek "or...pu çocuğu senden baba olmaz gibi hakaretlerle kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını asıl davacı ispat etmiş bu nedenle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. SOMUT KARŞI DAVADA BOŞANMA: Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açtığı davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadının iddialarını inkar etmiş sayıldığı toplanan delillerden özellikle tanık beyanlarından; gerçekleşen vakıalardan, tüm dosya kapsamından davalı/karşı davacı kadının ve davacı/karşı davalı erkeğin eşit kusurlu olduğu anlaşılmıştır....
Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışları birlikte değerlendirildiğinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve evliliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut ve sabittir. Davacı-davalı erkek de boşanma davası açmakta haklıdır. Bu itibarla davacı-davalı erkeğin davasının da kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; kadının kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin boşanma talebinin konusuz hale geldiği görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davası konusuz kalmış olup esası hakkında bir karar verilemeyecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davacı karşı dosya davalısı tarafından davalı karşı dosya davacısı aleyhine 4721 sayılı TMK'nin 166/1maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının REDDİNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı TMK 161 maddesi uyarınca ZİNA nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, Davalı karşı dosya davacısı tarafından davacı- karşı dosya davalısı aleyhine 4721 sayılı 166- 1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının KABULÜNE, tarafların TMK'nin 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve TMK'nin 161 maddesi uyarınca zina nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı-karşı dosya davacısı kadın yararına 4721 sayılı TMK'nin 174/1 maddesi uyarınca 50.000 TL maddi tazminat takdiri ile iş bu tazminatın davacı-karşı dosya davalısından (erkek)alınarak davalı karşı dosya davacısına (kadına) verilmesine, fazlaya ilişkin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda; “davacının davalıya sadakatsizlik gösterdiği diğer taraftan da davalının davacıya şiddet uyguladığı, ayrıca yargılama sırasında sadakatsizlik gösterdiği bu hali ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ancak, yargılamanın ilerleyen zamanlarında davacı kadının istemi üzerine tarafların zaman zaman bir araya geldiği, beraber kaldıkları, çocukları ile birlikte pikniğe gittikleri, mutlu olduklarını gösterir şekilde fotoğraf çektirdikleri anlaşılmakla tarafların bu eylemlerinin af niteliğinde olması...