Türk Medeni Kanununun 199. maddesi, “evliliğin genel hükümleri” içinde yer alır ve evlilik devam ettiği sürece uygulanabilecek olan bir hükümdür. Bu düzenleme, geçici nitelikte bir ihtiyati tedbir değil, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün gerektirdiği ölçüde birliği korumaya yönelik bir davadır. Evliliğin sona ermesinden sonra bu hükmün uygulanması imkanı kalmaz. Maddenin gerekçesinde yer alan “...çoğu olaylarda, ayrılık veya boşanmaya kararlı olan koca, sırf kadına nafaka ve tazminat ödememek için mevcut mallarını başkalarına devretme yoluna gitmekte, nafaka yada tazminat hükmü alan kadın, kocadan icra yoluyla her hangi bir tahsilat yapamamaktadır....
Boşanma; hukuken geçerli olan bir evliliğin kanundaki şartların gerçekleşmesi hâlinde mahkeme kararı ile sona erdirilmesini ifade etmekte iken, evlenmenin butlanı; kanun tarafından aranan geçerlilik koşullarını taşımayan bir evliliğin mahkeme kararıyla sona erdirilmesini ifade etmektedir. 18. Evlenme, Türk Medeni Kanunu açısından karşı cinsten iki insanın evlendirmeye yetkili memur önünde karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarını açıklaması ile oluşur (TMK m.142). Hukuken geçerli bir evliliğin kurulması için kanunda düzenlenen koşullara uygun davranılması gerekir. Bu koşullardan birinin veya birkaçının eksik olması hâlinde evlilik hukuken geçersiz sayılacaktır. 19. Evliliğin kurucu unsurları olarak sayılan “evlenmenin ayrı cinsten kişiler arasında yapılmış olması”, “evlendirme memuru önünde yapılması”, “tarafların karşılıklı ve sözlü iradelerini açıklamaları” hususlarından birinin gerçekleşmemesi hâlinde evlilik hiç gerçekleşmemiş gibi sonuç doğuracaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 45340 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki 8 nolu bağımsız bölümün ½ payını evliliğinin devamını sağlamak amacıyla bedelsiz olarak davalıya temlik ettiğini, davalının ısrarı ve evliliği sonlandıracağı yönündeki baskısı altında devrin yapıldığını, şimdi ise davalının müşterek evden ayrıldığını, aleyhine açtığı boşanma davasının derdest olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaz payını geleceğini garanti altına almak için davacının özgür iradesi ile kendisine devrettiğini, bedel ödemediğini, davacının hakaretleri sonucunda evlilik çekilmez hal alınca evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacının mirascıları tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 26.09.2016 günü temyiz eden davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf davalı ... ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre evliliğin ölümle sona ermiş olması sebebiyle, "Evlilik ölümle sona erdiğinden boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına" yönündeki karara yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, 04.12.2012 tarihinde açılmış, mahkemece 09.09.2014 tarihli ilk hükümle davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2018/89 Esas, 2020/750 Karar sayılı dava dosyasında görülen boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 23.03.2021 tarihinde kesinleştiği, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, taraflar arasındaki boşanma davasının reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, evliliğin devam ettiği ve mal rejiminin sona ermediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/06/2022 NUMARASI : 2020/458 ESAS 2022/469 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Av. SÜLEYMAN YILMAZ-[16602- 06388- 69216] UETS Av....
Hakim 27 Eylül 2017 de açık mahkeme duruşmasında davacı kadının davalı erkeğe karşı açtığı boşanma davasında incelemede bulunup;...evliliğin sona ermesi kararında bulundu...” ibarelerinin yer aldığı, kesinleşme belgesine göre kararın 5.12.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Tercüme evraklarında boşanma belgesi olarak belirtilen belgenin tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamı olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur....
Anılan Kanunun 178. maddesinde; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” denilmiştir. Maddenin birinci bölümünden de açıkça anlaşılacağı üzere “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları...” denilmektedir. Bu hükmün sadece boşanmanın feri niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminat ile benzeri hakları kapsadığını söylemek güçtür. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları ibaresinin aynı zamanda edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan katılma alacağı ve değer artış payını da kapsadığı düşünülmektedir. Halihazırda Daire uygulaması bu yöndedir. 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde katkı payı alacağına yönelik tüm davalar sözleşme olsun veya olmasın 743 sayılı TKM'nin (4721 sayılı TMK'nun) 5. maddesi yollamasıyla BK'nun 125. (6098 sayılı BK'nun 146 m.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi ve Manevi Tazminat-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat ile nafaka isteğine ilişkin olup, 08.11.2013 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 13.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Dava süresinde açılmıştır. Davalı erkek tarafından açılan münhasıran boşanmaya ilişkin Flaridsderf Bölge Mahkemesinin 30.03.2011 tarihli 16 c8/11h-11 sayılı kararında "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kusurun ... (davalı)'da olduğu" belirtilerek evliliğin bu kararın kesinleşmesi ile sona ermiş olacağına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma-Tedbir Nafakası Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına-kısmen onanmasına dair Dairemizin 15.01.2015 gün ve 27493-434 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. 1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, davalı-davacı kadının karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Davacı-davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin incelenmesine gelince; Mahkemece, davacı-davalı erkek yararına, manevi tazminata hükmedilmiş, Dairemizin 13.11.2014 tarih ve...