WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evlenmenin iptaline ilişkin davalarda da boşanma hükümleri kıyasen uygulanır (TMK m. 158/2). Evlenmenin iptali davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar. Kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin hakim tarafından alınması zorunludur. (TMK m. 169)....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı koca tarafından tamamı yönünden, davalı kadın tarafından ise, tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerde davalı ...'ın bipolor affektif bozukluk denilen ruhsal rahatsızlığının bulunduğu, evlenme tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı, dava tarihinde ise hastalığın remisyonda olduğu anlaşılmaktadır. Hastalığın remisyon halinde olması iyileştiği anlamına gelmez. Bu nedenle evliliğin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamıştır. 2-Evlenmenin iptaline ilişkin davalarda da boşanma hükmü kıyasen uygulanır. Evlenmenin iptali davası açmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar....

      Bozma sonrasında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/02/2017 tarihli davanamesi ile davalı erkeğin tarafların evlendiği tarihte başka biri ile evli olduğu gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca evliliğin iptali talebiyle kamu davası açılmış, mahkemece boşanma ve mutlak butlan davalarının birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince 15/10/2019 tarihli karar ile evliliğin mutlak butlanına, kadının boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, kadın yararına 30.000 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminata, kendini vekil ile temsil eden davacı kadın yararına 2.725 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....

        Kadının daha az olan kusuru, evliliğin sürdürülmesine engel olacak derecede değildir. Evliliğin devamında taraflar ve çocuklar bakımından yarar kalmadığından söz edilmesi, bu koşullarda doğru olmayacaktır. O halde, davalı kadının boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de sayılamaz .Türk Medeni Kanunun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmediği düşüncesindeyim. Hüküm, davanın reddine karar verilmek üzere bozulmalıdır....

          Tarafların kusur dağılım ve derecesi ile evliliğin durumu göz önüne alındığında; somut olayda evliliğin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı söylenemez. O halde, davalının aleyhine açılan boşanma davasına itiraz etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacağından, davanın reddine karar verilmesi sonuç olarak isabetlidir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            İkinci evliliğin yapıldığı eşin bunu bilmesi ya da bilmemesi, somut durumu değiştirmez. Zira, ikinci evlilik yasağı, kamu düzeni düşüncesiyle hüküm altına alınmış bir düzenlemedir. Ancak iki durumun birleşmesi halinde, ikinci evliliğin korunması, doktrinde de kabul görmüştür. Bunlar, ilk evliliğin ölüm, butlan, boşanma, gaiplik gibi nedenlerle ortadan kalkması ve ikinci evlilikteki eşin iyiniyetli olması,yani önceki evliliği bilmemesi ve bilecek durumda olmamasıdır. Evlenmenin yokluğunda, evlenme hiç meydana gelmemişken, evliliğin butlanında evlilik şeklen meydana gelmiş olmakla beraber, bazı noksanlıklardan dolayı sonradan ortadan kaldırılabilecek bir evlenme mevcuttur Bu bilgilerden sonra somut olay incelendiğinde, muris ... ile ... arasındaki evlilik 22.10.1935 tarihinde nüfusta tescil edilmiş ise de az yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....

                İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı kadının evliliğinden pişman olduğunu belirtmesi ve bu durumun görgüye dayalı tanıklarca da ispatlandığı, ayrıca davalı kadının telefonda davacı erkeğe bağırması, sık sık özür dileyerek özür dilediği davaranış şeklini yeniden tekrarlaması boşanma davasının kabulüne götürecek düzeyde davranışlar olsa dahi, davalı kadının boşanmak istememesi ve tanıkların ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde evliliğin üzerinden kısa bir zaman geçmesi, kişilerin olayların akabinde fevri karar verebilecek iken sonrasında daha sakin düşünebileceği, evliliğin bir anlık öfke ile bitirilmeye çalışıldığı, davalı tanıklarının anlatımlarında taraflar arasında geçimsizlik olduğuna dair görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı gözetilerek boşanma davasının reddi ile tarafların 1 yıl süre ile ayrılıklarına dair hüküm kurulmuş olup hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir....

                  Aile Mahkemesi TARİHİ : 27/12/2013 ESAS-KARAR NO : 2009/938-2013/1095 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının, boşanmadan sonraki boşanma sebebiyle maddi tazminat (TMK m. 174/1) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) isteği, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava niteliğinde olup, davalının cevap süresinden sonra ileri sürdüğü zamanaşımı def'ine davacının karşı koymamış bulunmasına göre, bu taleplerin zamanaşımı sebebiyle reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı, dava dilekçesinde kendisine ait takıların boşanmadan sonra davalıda kaldığını, davalının ziynetlerini...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından tümü yönünden; davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda, davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden "Davalı kadının evlenmeden önce başka bir erkekle ilişkisinin olduğu, bu durumu davacıya söylemediği” vakıasının, evlilik öncesine ait olduğu ve bunun ancak evliliğin iptali davasına konu olabileceği, evlilik öncesi olayların boşanma davasına konu edilemeyeceği gibi davalı kadına kusur olarak da yüklenemeyeceği, yine mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenilen “cinsel şiddet uyguladığı...

                      UYAP Entegrasyonu