"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK.nın 157/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Katılanın ...Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Denetimi Serbestlik Bürosu’nda hükümlü olarak çalıştığı sırada, sanık ile tanıştığı, bir süre arkadaşlık ettikten sonra evlenmeye karar verdikleri, bu maksatla katılanın sanığa yaklaşık 3.200,00 TL değerinde ziynet eşyasını nişan takısı olarak verdiği, ancak daha sonra sanığa ulaşılamadığı, katılanın yaptığı araştırmada sanığın evli olduğunu tespit ettiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılanın aşamalaraki istikarlı beyanları, CD çözümlerini içeren bilirkişi raporu, uzlaştırmanın...
Dava, "eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede yakın hısımlık bulunması" sebebiyle evliliğin iptali isteğine ilişkin olup, Cumhuriyet Savcısı tarafından res'en açılmış; mahkemece; eşleri yakın hısım olarak gösteren nüfus kaydının, mevcut davadan önce Adilcevaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/42-76 sayılı kararıyla düzeltilmiş olduğu, bu sebeple yakın hısımlık ilişkisinin kalktığı" gerekçe gösterilerek dava reddedilmiş, kararı davanamede "davalı" olarak gösterilen ilçe nüfus müdürlüğü temyiz etmiştir. Evliliğin iptali, eşler bakımından ileriye dönük hüküm ve sonuç doğurur. Dava sonucunda verilecek iptal hükmü de, nüfus kayıtlarında bir düzeltme niteliğinde değil, hüküm ve sonuçları eşler için geçerli inşai etkiye sahip bir hükümdür. O nedenle bu davalarda nüfus idaresine husumet düşmez. Kişinin, medeni durumundaki değişikliğin resmi sicillere tevsiki gayesini taşıyan hükmün nüfus kaydına işlenecek olması da, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez....
nın, kızı mağdurenin sanık ... ile kaçmasından sonra ve bu nedenle araya girenlerin etkisiyle evlenmelerine rıza göstermesinde, cinsel istismar suçuna katılma kastının bulunmadığı, evlenmeye rızanın, kızının toplum nazarında itibar kaybına uğramasını önleme nedenine dayalı olabileceği, bunun kızını önce evlendirmeyip, sanık ... ile nişanlamasından anlaşıldığı da düşünülmeden, cinsel istismar suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın anlaşarak evlenmeye karar verdikleri, mağdurenin annesi ... ile sanığın anne ve babası sanıklar ... ve ...'ün ilk olarak sanık ... ve mağdurenin yaşının küçük olması nedeni ile karşı çıktıkları, ancak ısrarlı tutumları üzerine, evden kaçacakları endişesi ile bu durumu kabullenmek zorunda kaldıkları ve ailelerin de katılımıyla düğün yapıp gayriresmî evlenerek karı koca hayatı yaşamaya başladıkları olayda, sanıkla...ve ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı vasisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı erkek, dava dilekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş; 01.06.2015 tarihinde ise davacı vasisi davayı ıslah ederek tarafların evlenmeleri sırasında davacı erkeğin "evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olduğunu" ileri sürerek, terditli olarak evliliğin bu sebeple butlanına karar verilmesini, aksi takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi İHBAR EDEN : Nüfus Müdürlüğü DAVA TÜRÜ : Evlenmenin Butlanı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen açılmış, davalılar ... ile ...’ın dayı yeğen olduğu eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunduğu gerekçesiyle taraflar arasındaki evliliğin mutlak butlan sebebiyle (TMK. m. 145/4) iptali talep edilmiştir. Davalılar aşamalardaki savunmalarında nüfus kayıtlarında davalı ...’in kız kardeşi olarak gözüken davalı ...’nin annesi ...’nin esasen davalı ...’in kız kardeşi olmadığını, ...’nin ... ve ... kızı olmasına rağmen ...'...
İlçesinde buluştukları ve görüşmeleri sonucunda evlenmeye karar verdikleri, katılanın sanığı kuyumcuya götürerek bir adet burma bilezik ve alyans yüzük satın aldığı, parkta oturdukları sırada sanığın tuvalet ihtiyacı için katılanın yanından ayrılarak ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin yerinde görülmeyen ve gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK 52/3. maddesine aykırı olarak, hapis cezasından çevrilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısının gösterilmemiş olması, Kanuna aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması...
Eşlerin evlenmeye engel derecede yakın akraba olmaları evliliği mutlak butlanla batıl kılar. Mutlak butlan davası, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en açılır. Bu dava ilgilisi olan herkes tarafından da açılabilir. Somut Olayda, ... ile ...'nin amca-yeğen oldukları, Türk Medeni Kanunu'na aykırı olarak evlendikleri iddiasına dayalı olarak, Cumhuriyet Savcısı tarafından davaname ile; evliliğin butlanına karar verilmesi istenmiştir. Bu durumda, dava nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olmayıp, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 145/4. maddesi gereğince mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkindir. Görev kamu düzenine ilişkin olup,4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
nin evlenme tarihi olan 25.05.2006 tarihinde evlenmeye engel olacak şekilde fiil ehliyetine haiz olmadığı, akli arızasının evlenmeye engel olacak mahiyette olduğu, taraflar arasındaki evliliğin mutlak butlanla iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 146 ncı ve 147 nci maddelerinde geçen "ilgili" sıfatı ile davacıların dava hakkına sahip olduğu, murisin evlendiği tarihteki ileri yaşı, taraflar arasındaki yaş farkı, dinlenen tanık beyanları ve dosyadaki tüm delillerden davalıların murisi ...'nin, muris ...'nin butlan sebebini bilmediğinin veya bunun için gerekli özeni gösterdiğinin anlaşılamadığı, davalıların murisinin evlendiği tarihte murisin sağlık durumunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle de evlilik akdi sırasında davalıların murisi ...'...
razı olduğunu, eşi ile yeniden evlenmeye, kızının nişanlanması döneminde kızının isteği ve özellikle müşterek evlatları gökhan'ın yaşamını, çalışmasını ve aile hayatını ciddi anlamda olumsuz yönde etkileyen, dayanılmayan baş ağrılarına dayalı hastalığı (ki evlenmeden sonra bu rahatsızlığın kötü huylu beyin tümörünün neden olduğu anlaşılacağını ve ciddi bir beyin ameliyatı geçireceğini) nedeniyle yani iki evladı için evlenmeye razı olduğunu, müvekkilim 24.02.2016 tarihinde, eski eşi ile yeniden evlendiğini, ancak müvekkilinin evlenme ve boşanma süreçleri dava dilekçesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacıya göre müvekkilinin yeniden evlenmesi mesnetsiz iddialarını ispat için yeterli olduğunu, müvekkilinin evlendiği 24.02.2016 tarihinden nisan 2017 tarihine kadar, eşi ile birlikte fındıklı adresinde ikamet ettiğini, Müvekkilinin ve ailesiyle (halk tabiri ile) gitmesi gelmesi yani görüşmesi olmayan, hatta müvekkilinin eşinin adını dahi bilmeyen, tüm bilgisi ifadesinden de açıkça anlaşılacağı...