Eşi vefat eden ve evlenmek isteyen katılan ile tanışan sanığın, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir kadını ... olarak tanıtarak katılana gösterdiği, katılan ile ... diye tanıtılan kadının evlenmek üzere anlaştıkları, sanığın, evlenmeye aracılık etmesi karşılığında katılandan 9.000 TL para aldığı, ... isimli kadının ise katılandan muhtelif ziynet eşyalarını teslim aldıktan sonra bir bahaneyle katılanın yanından ayrılarak ortadan kaybolduğu, bu şekilde sanığın, üzerine atılı olan dolandırıcılık suçunu işlediğinin edildiği olayda; Oluşa sanığın savunmalarına, katılanın aşamalardaki beyanlarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
a davet ettiği, burada hakkında beraat hükmü verilen temyiz dışı ... ile katılanın oğlunu görüştürdüğü, tarafların evlenmeye karar vermeleri üzerine katılanın, ...'ya ziynet eşyası, kıyafet ve cep telefonu aldığı, aynı gün sanığın katılandan sandık parası adı altında nakit para talep ettiği, katılanın paranın bir kısmını verdiği, kalan kısmını da memleketine döndükten sonra sanığın kardeşinin hesabına gönderdiği, daha sonra sanığın, katılana ...'nın evlenmekten vazgeçtiğini söylediği; ancak, alınan ziynet eşyaları, kıyafet, cep telefonu ve parayı iade etmediği anlaşılmakla; eylemin TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir....
ın tarafsız tanıklarca doğrulanan savunmasında mağdure ile uzun süredir arkadaşlık yaptıkları, evlenmek istedikleri, bu amaçla olay tarihinden bir yıl önce rızaen kaçarak iki gün birlikte kaldıkları, olay tarihinde mağdurenin ailesinin evlenmeye ... göstermemesi sebebi ile kaçmaya karar verdikleri ve dört gün birlikte şehir merkezleri dahil gezdikleri, mağdurenin bu süre zarfında yardım isteme imkanı bulunmasına rağmen bu yönde bir çabasının olmadığı hususları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanıkların atılı suçu işlediği hususunda savunmanın aksine cezalandırılmalarına ..., her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi...
ın sanık ile tanıştırdığı, sanığın Suriyeli bir kadın bulabileceğini katılana söylediği, katılanın da bu durumu kabul ettiği, sanığın ilk bulduğu Suriyeli kadın ile evlenmeye karar verdikleri bunun karşılığında katılanın sanığa 5.000,00 TL verdiği, ancak evlilik gerçekleşmeden Suriyeli kadının kaçtığı, bu olaydan sonra sanığın katılanın parasını geri vermediği gibi tekrar katılanı arayarak kendisine bir Suriyeli kadın daha bulduğunu belirttiği, katılanın da Çorum'a getirmesini söylediği, bu kez de sanığın masraflara karşılık 2.000,00 TL para istediği, katılanında de bu parayı verdiği, yine evlilik gerçekleşmeden kadının kaçtığı, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; Sanığın, katılanı evlendirme vaadiyle dolandırıp menfaat temin ettiği, Tanık ...'...
in soruştuma evresindeki beyanında kızı olan mağdurede zeka geriliği olduğundan bahsedip, yargılama aşamasında da sanık ile ailesine kızının küçük yaşta olup, zeka yaşının daha da küçük olduğunu ve psikolojik tedavi görmesi nedeniyle evlenmeye hazır olmadığını söylediğini ifade etmesi, bu beyanı doğrular nitelikte Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalı tarafından düzenlenen 12.06.2012 tarihli epikrizde mağdurede "hafif düzeyde mental retardasyon" olduğunun belirtilmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat(ayrı ayrı) Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın, evlenmek için kız aradığını söylemesi üzerine, sanık ... vasıtasıyla, sanık ... ile katılanın tanıştığı, birbirlerini beğenip evlenmeye karar verdikleri ve resmi nikah yaptıkları, bu tarihten on gün sonra sanık ...’in, eczaneye gideceğini söyleyerek ziynet eşyaları ile birlikte katılanın yanından ayrılarak ortadan kaybolduğu akabinde boşanma davası açarak katılandan boşandığı, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde; Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, sanık üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan...
Eşinden boşanan şikayetçinin tekrar evlenmek istediğini anlattığı .... isimli arkadaşı sayesinde tanıştığı sanığın bir süre sonra kendisine evlenebileceği bir bayan bulduğunu haber vermesi üzerine, kim oldukları tespit edilemeyen ... isimli şahısla görüşüp yeğeni olan ... isimli bayanla evlenmeye karar verdiği, ... isimli şahsın ...'nin eşinden boşanması için gerekli olduğunu söylediği 2.000,00 TL parayı şikayetçiden istediği, hep beraber Ünye'ye geldiklerinde, şikayetçinin ... isimli bayana dört tane bilezik aldığı, parayı alan ... ile sanık ...'in olay yerinden ayrıldıkları, ... isimli bayanın ise başının ağrıdığını söyleyip ilaç almasını istediği şikayetçinin eczaneye girmesini fırsat bilip kaçtığı somut olayda; katılanın beyanı, tanıkların anlatımları karşısında dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Davalı, babalarının ikinci defa evlenmeye karar vermesi üzerine davacının davaya konu taşınmazları baskı yaparak ...'tan bedel ödemeden devraldığını, ayrıca 4858 ada 9 parsel üzerinde bulunan fotoğraf stüdyosunun işletme hakkının da kendisine verildiğini, bunun üzerine daha önce temlik aldığı dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satış suretiyle kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20....
ın çalıştığı gazinoda vatandaşlığa geçmek amacıyla Türk'le evlenmek isteyen Rus bayan olduğunu, evlenme gerçekleşince 20.000 TL verileceğini bildirip şikayetçiyi evlenmeye ikna etmeleri sonrasında; evlilik işlemlerinin yürütülüp, tamamlanması için Konsolosluğa, resmi makamlara (Ankara'ya) gidilmesi gerektiği, oradaki harcamalarda kullanılmak üzere paraya ihtiyaç bulunduğu belirtilerek 2009 yılı Kasım ayı içerisinde muhtelif zamanlarda katılandan para alınması suretiyle haksız yarar sağlanması eylemlerinin "dolandırıcılık" suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Toplanan delillerden davacı-davalı kadının evlenmeye engel nitelikte olmayan ve tedavisi mümkün hastalığının tedavisiyle ilgilenmeyen ve bu hastalığı gerekçe gösterip eşini babaevine gönderen davalı-davacı koca, boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Davacı-davalı kadının ise bir kusurlu davranışı kanıtlanamamıştır. Boşanmaya karar verebilmek için davalının az bile olsa kusurunun varlığı ve davacının daha fazla kusurlu olduğu durumda Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki diğer koşulların gerçekleşmesi gerekir....