nin akit tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması sebebiyle, evlenmenin mutlak butlanla iptali (TMK. m. 145/3.) isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 147/3. maddesi gereğince evlenen eşin iyiniyetli olması, evliyken yeniden evlenen kimsenin önceki evliliğinin butlan kararı verilmeden önce sona ermiş olması halinde söz konusudur. Mutlak butlan davasının "evliyken yeniden evlenme" sebebine dayanmadığı bu sebeple Türk Medeni Kanununun 147/son maddesi koşullarının bulunmadığı düşünülmeksizin yazılı olduğu gibi davalı Tuncay'ın iyiniyetli olduğunun tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ. Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2008 (Prş.)...
e seni ... ile evlendirelim dediği ve onu ikna ettiği, katılanın tanık ... ile evlenmeye karar verdiği ancak bir başkası ile evli olduğundan resmi nikah yapamaması nedeniyle birlikte yaşadığı, katılana ait bazı taşınmazları sanık ...’in sattırdığı, sanık ...'in diğer sanık ... ile birlikte ... satmış olduğu dairesinin parasını aldıkları ve bir daha vermedikleri daha sonra kendisine yatırım yapacağını söyleyerek başka mallarını da aldığı ve bedellerini ödemedikleri, mallarını istediğinde tehdit edildiği ve sanıkların kaçtıkları böylece sanıkların dolandırıcılık ve tehdit suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğu, gerekçesiyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
a bu isteğini ilettiği, tanık ...’ın temyiz dışı sanık .... ile müteveffayı tanıştırdığı,....ın ise müteveffa ...’ı ... ile tanıştırdığı, evlenmeye karar vermeleri üzerine ...’ın sanığa 1000 TL'lik elbise ve toplam değeri 14.000 TL olan altın aldığı, ertesi gün sanık ...'in toplam 10 tane bilezik ile 1.000 TL lik elbiseyi alarak kaçtığının iddia edildiği olayda,sanığın çelişkili savunmaları, tanıklar ve ...’ın beyanları ile dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği anlaşılmakla, mahkemenin mahkumiyet yönünde kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın hakkında beraat hükmü kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 16/04/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK'nın 157/1, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın, sanık ile evlenmek niyetiyle tanıştığı, bilahare evlenmeye karar verdiği için sanığa 2 adet bilezik, 2500,00 TL para ve elbise alarak sanık ile birlikte katılanın evine gittikleri, katılanın namaza gitmesini fırsat bilen sanığın katılandan aldığı bilezik ve paralar ile kaçtığı ve katılanın sanığa ulaşamadığı bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; Dairemizin 14/06/2017 tarih ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali ve Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlenmenin iptali, olmadığı takdirde boşanma kararı verilmesine ilişkin olup, mahkemece davalının, davacı tarafından korkutularak evlenmeye razı edilmiş olması nedeniyle Türk Medeni Kanununun 151. maddesi gereğince evlenmenin iptaline karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, özellikle davacının kendi tanığı olan Ali’nin beyanından anlaşılacağı üzere davalı kadının, davacı erkekle kendi rızasıyla kaçarak evlendiği ancak daha sonra pişman olduğunu beyan ettiği sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında evlenmenin iptali davasının şartları oluşmadığı halde, evlenmenin iptaline karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
ın mağdure Helat Doğan (Göze)'ı kendisiyle evlenmeye razı etmek için diğer sanık ... Doğan ile birlikte sanıklar ... ve ...'ü azmettirdiğinin, sanıklar Rifat ve Abdurrahman'ın da mağdurun evine giderek “...eğer kızı vermezseniz kötü şeyler olacak, bu olay daha da büyüyecek” dediklerinin iddia edilmesi karşısında, eylemlerin sübutu halinde TCK’nın 106/2-c maddesindeki “birlikte tehdit” suçunu oluşturabileceği, suçu niteleme ve kanıtları değerlendirme görevinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, 5235 sayılı Kanunun 11. ve CMK'nın 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden sair yönler incelenmeden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
nin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evliliğin, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunduğu (TMK. m. 145/4) gerekçesiyle mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir. Bu halde, çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. (TMK. m. 157/2) Evlilikleri iptal edilen davalıların, ergin olmayan iki çocuklarının olduğu görülmektedir. Evlilik mutlak butlan kararıyla ortadan kaldırıldığına göre, davalıların ergin olmayan çocuklarının velayetlerinin mahkemece re'sen düzenlenmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
in evlenmeye karar verdikleri, katılanın ...'e para ve altın verdikten sonra bu kişinin akrabalarının ziyaretine gideceğini belirterek ortadan kaybolduğu ve bir daha da geri dönmediği, böylece sanığın, dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, ...'in, sanığın olayla ilgisinin bulunmadığını, katılan ve akrabalarının takıları alarak kendisini kovduklarını belirttiği, buna göre; sanığın, dolandırıcılık kastıyla hareket ederek haksız menfaat temin ettiğine veya ... isimli kişi ile birlikte hareket ettiğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının anlaşılması karşısında bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evliliğin, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık bulunduğu (TMK. m. 145/4) gerekçesiyle mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir. Bu halde, çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır. (TMK. m. 157/2) Evlilikleri iptal edilen davalıların, ergin olmayan iki çocuklarının olduğu görülmektedir....
Davacı, evlenme vaadiyle İstasyon Mahallesi 1215 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, önceki eşinden boşandığı halde davalının evlenmeye yanaşmadığını ileri sürülerek taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, evlenmeye hazır olduğunu, 11 senedir beraber yaşadıklarını, davacının eski eşiyle boşanma aşamasındayken beraber yaşamaya başladıklarını, resmi nikahın yapılması vaadiyle ve 250 gr altın karşılığında taşınmazın kendisine devredildiğini, taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bağıştan dönme sebebiyle tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, davalı tarafın beyanıyla pay devrinin bedel karşılığı olmadığı ve taraf muvazaası olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere maddi vakıayı bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapıp uygulanacak kanun maddelerini tespit etmek hakime aittir....