WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanan kadının eski kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu uyuşmazlığın TMK’nun ikinci kitabında düzenlenmiş olması nedeniyle, Aile Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi de, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. TMK’nun 178. maddesinde, “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiştir....

    Dosyadaki yazılara, Dairemizin uyulan bozma kararına, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; dosyadaki nüfus kayıtları incelendiğinde 18.12.1989 tarihinde ile evlenerek eşinin soyadını kullanmaya başlayan davacının “” olan adının 25.03.1998 tarih ve 264-462 sayılı kararı ile “” olarak tashih edildiği; eşinden 26.05.2005 tarihinde boşanarak “” soyadını kullanmaya başladığı; buna göre, Şti.nde sicilde ortak olarak yazılı olan ile davacının aynı kişi olduğu anlaşılmakta olup; Mahkemece, hükmün gerekçesinde davacının herhangi bir şirket ortaklığının bulunmadığının belirtilmiş olması isabetsiz ise de; vergi dairesi ve ticaret sicilinden getirtilen kayıtlarda, davacının ortağı olduğu .) yasal sorumluluklarını yerine getirmediğinden 31.12.1998 tarihinde münfesih sayıldığı; Yine, ’nin de gayri faal olup, 31.12.2000 tarihinden itibaren vergi kaydının terkin edildiği belirtilmiş olup; davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının 31.12.2000 tarihinde sona...

      nafakasına, 300.000,00TL maddî, 300.000,00TL manevî tazminata, kadının Kiziroğlu soyadını taşımasına izin verilmesine karar verilmesini istedi III....

        Çocukların ... yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. O halde, idrak çağında bulunan ortak çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşü alınarak ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, anne soyadını kullanmaya izin konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuş bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, velayeti kendisinde olan çocuğu... 'in Görmen olan soyadının kendi soyadı olan Eyaz olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar 20.12.2018 tarihinde kesinleştirilmiş, Adalet Bakanlığının 10.09.2020 tarihli yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/83751 sayılı ve 04.01.2021 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir. Somut olayda; davacı anne davalı olarak sadece Kartal Nüfus Müdürlüğünü göstermiş, çocuğun babasının yokluğunda dava görülmüş ve karar verilmiştir....

            Somut olayda tarafların boşanmasına ilişkin kararda "davacı kadının ailesinin kızlarının evine gidip gelemediği, erkeğin, evlenen kızın annesi babası yoktur dediği, son olarak ailesinin yanına geldiğinde kadında darp izleri olduğu, şiddet gördüğünün anlaşıldığı, erkeğin davacı eşine değer vermediği, küçümsediği, fikrini sormadığı, ismi ile hitap etmediği, azarladığı, davacı kadının ise eşini rencide edecek şekilde konuştuğu, ayrılmak islediğini söylediği, ancak bu olaylardan sonra barışıp 2 ay birlikte yaşadıkları, tekrar ayrıldıktan sonra ise davalı erkeğin terk ihtarı çektiği, bu durumda davalı erkeğin ihtar tarihinden önceki olayları affettiği, ihtardan sonraki bir olayın varlığının da iddia ve ispat edilemediği, tüm dosya kapsamı ile tanık beyanı birlikle değerlendirildiğinde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik olduğu” gerekçesiyle davacı kadının boşanma davası kabul edilmiş, davada davalı erkeğin...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Bekarlık Soyadının Evlendikten Sonra Tek Başına Kullanılmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, kocasının soyadı bulunmaksızın, sadece evlenmeden önceki soyadını taşımasına izin verilmesini istemiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğü'nü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, davacının eşi ...'ın hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanma İzninin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından açılan “Boşanan kadının kocasının soyadını kullanma izninin kaldırılması” davasının yapılan yargılamasında ilk derece mahkemesince davanın reddine hükmedilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesi 16.06.2021 tarihli kararıyla davacının istinaf başvurusunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Bu hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.12.2021 tarihli bozma ilamıyla davanın reddi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş ve dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiştir....

                  in annesinin soyadını merak etmeyecekleri, soyadını bilse bile anne ile çocuk arasındaki soyadı farkının günümüzde boşanmaların artmış olması nedeni ile sık karşılaşılan bir durum olduğundan anlayabileceklerinin açık olduğu, babanın kanun ve ahlaka aykırı bir eylem ya da suç kaydı ile çocuğun baba soyadını taşıması halinde toplum içinde utanca sürüklenerek, psikolojik gelişiminin zarar göreceğine dair bir kaydın da dosyaya yansıtılmadığı, bu hali ile küçük ...'...

                    İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı taraf, reddedilen velayet talepleri ile annenin soyadını kullanmaya izin verilmemesi yönünden, davalı kararın tamamı yönünde süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Somut olayda; Müşterek çocuk yönünden DNA incelemesinin yaptırıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu uyarınca iştirak nafakasına hükmedildiği, davanın usulüne uygun anne tarafından açıldığı, TMK'nun 337. Maddesi uyarınca velayetin annede olduğu, kadının da usulüne uygun kendi soyadını kullanılmasına yönelik bir dava bulunmadığından mahkemenin kararı isabetlidir....

                    UYAP Entegrasyonu