YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Moldova vatandaşı olan ve 08/06/2009 tarihinde bir Türk Vatandaşı ile evlenen davacı tarafından, Türk Vatandaşlığı’na geçmek için yapmış olduğu başvurusunun reddedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacı hakkında yapılan araştırmalarda, evlilik birliğinin ciddi olduğu ve menfaat karşılığı olmadığı, davacının eşinin yargılanmakta olduğu dava gerekçe gösterilmek suretiyle Türk vatandaşlığına alınmama yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 10.3.1958 doğumlu olan davacının 5.12.1971 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamında çalışmaya başladığı, 1.12.1971 – 1975/2. dönem arası 1077 gün, 1.7.2006 – 15.8.2007 tarihleri arasında da 405 gün olmak üzere toplam 1482 gün 506 sayılı Kanun kapsamında çalıştığı, 1.11.2003 - 31.5.2006 ve 1.10.2007 – 30.9.2008 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödediği, 1.10.2008 – 26.1.2011 tarihleri arasında da 2 yıl 3 ay 26 gün 1479 sayılı Kanun kapsamında ... sigortalı olarak çalıştığı, 28.4.1975 tarihinde evlenen davacının 7.5.1975 tarihinde Kuruma müracaat ederek evlilik toptan ödemesi talep ettiği, davacıya Ekim 1975 de ödeme yapıldığı, davacının 8.4.2004 tarihinde Kuruma müracaat ederek aldığı meblağı ihya etmek istediği, Kurumun faizi ile hesapladığı meblağı 8.4.2004 tarihinde ödeyerek daha önce toplu ödeme ile aldığı 1.12.1971 – 1975/2. dönem arası 1077 günü ihya ettiği, 24.1.2011 tarihinde de tahsis talebinde bulunduğu anlaşılmıştır....
dan ... ilçesine kaçıran, burada 3 gün süreyle alıkoyup bir defa rızaen ilişkide bulunan, savcılık ifadesinde mağdurla ilişkiye girmediğini söylemesine rağmen, ... tarihli mahkemedeki savunmasında ise rızaen ilişkiye girdiğini kabul eden, ... tarihinde mağdur ile resmen evlenen ve evlenme sonrası mağdurla beraber ...tarihli duruşmaya gelerek mağdurla ilişkiye girmedikleri (mağdurun 16 yaşında olduğunu zannediyordum) şeklindeki sanık beyanı karşısında; Mağdurun ...tarihli ifadesinde sanıkla ilişkiye girdiğini, yine .... tarihinde mahkemede ilişkiye girdikleri şeklindeki beyanı ve alınan doktor raporundaki 2,5 cm'lik fehvaya sahip olması ve son 3 gün içinde ilişkiye girdiği yolundaki Adli Tıp raponundaki açıklamalar doğrultusunda delilleri usulünce takdir ederek her iki suçtan oluş ve kabule uygun mahkûmiyet hükmü kuran mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan dosya kapsamıyla bağdaşmayan, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında bahsetmediği, mahkemenin re'sen mağdurun...
YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: 13/07/2010 tarihinde … ile evlenen Moldova Cumhuriyeti vatandaşı davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapmış olduğu başvurusunun, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde belirtilen "Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama" şartını taşımadığından bahisle reddedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Antalya İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü işlemi ile bildirilen İçişleri Bakanlığı işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 5901 sayılı Kanun'un 16/b. maddesi uyarınca davacının Türk vatandaşı ile evlendiği tarihten bu yana evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunduğuna ilişkin herhangi somut bir tespitin bulunmadığı, vatandaşlık talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Hakkında verilen boşanma kararı 02.12.2051 tarihinde kesinleşen ve 25.04.2014 tarihinde yeniden evlenen davalıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığı davalının boşandığı dönemde eski eşiyle fiilen birlikte yaşadığının 25.12.2009 tarihli ... denetmen raporu ile tespit edilmesi üzerine kesilmiş olup, davalıya yersiz ödenen 6.784,59 TL aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, davacı kurum tarafından yapılan ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine iş bu davayla itirazın iptali ile % 20 az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece de davanın süre nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Hakkında verilen boşanma kararı 08.09.2004 tarihinde kesinleşen ve 12.09.2010 tarihinde yeniden evlenen davalıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığı davalının boşandığı dönemde eski eşiyle fiilen birlikte yaşadığının 07.10.2012 tarihli sosyal güvenlik denetmen raporu ile tespit edilmesi üzerine 24.10.2008 tarihi itibariyle kesilmiş olup, davalıya 24.10.2008 - 23.04.2011 tarihleri arasında yersiz ödenen 17.049,46 TL aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, davacı kurum tarafından yapılan ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine iş bu davayla itirazın iptali ile % 20 az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece de davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Hakkında verilen boşanma kararı 16.07.2001 tarihinde kesinleşen ve 02.09.2013 tarihinde yeniden evlenen davalıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığı davalının boşandığı dönemde eski eşiyle fiilen birlikte yaşadığının 25.02.2014 tarihli 32 sayılı sosyal güvenlik denetmen raporu ile tespit edilmesi üzerine kesilmiş olup, davalıya 19.10.2008-18.10.2013 tarihleri arasında yersiz ödenen 34.903.58 TL aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, davacı kurum tarafından yapılan ilamsız icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine iş bu davayla itirazın iptali ile % 20'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece de davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının...
vekili boşanma davası ile birlikte; 2002 yılında evlenen tarafların 2003 yılında halen ikamet ettikleri 10055 parsel zemin kat 2 nolu bağımsız bölümü banka kredisi ile edindiklerini, kredi ödemelerinin birlikte yapıldığını, yine ikametgahta bulunan yatak odası takımı, koltuk takımı, ranza, baza, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesinin evlilik birliği içinde edinildiğini açıklayarak mal varlığının edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre paylaşımına karar verilmesini istemiş, 28.03.2002 tarihli dilekçesiyle malların değeri henüz bilinmediğinden 10.000 TL dava değeri üzerinden harcın yatırıldığını ve malların gerçek değerinin tespitinden sonra eksik kalan harcın tamamlanacağını bildirmiştir. Davalı ...; boşanma davası henüz kesinleşmediğinden ve davacının taşınmaza katkısı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Eşi öldükten sonra yeniden evlenen davacı eşin destek gereksinimi evlendiği gün sona erdiğinden, destekten yoksun kalma tazminatının yeniden evlendiği güne kadar hesaplanması gerekir. Sonradan boşanmış olması desteğin yeniden devam edeceği anlamına gelmez. Yerel mahkemece, desteğin, sağ kalan davacı eşe yeniden evlenme tarihine kadar destek olacağı benimsenerek, buna göre inceleme yapılıp evlenme tarihine kadar destek miktarı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; bu husus gözetilmeyerek desteğin ölünceye kadar eşine destek olacağına ilişkin tazminat raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacılar yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... Elektrik A.Ş. yararına BOZULMASINA; davacıların ve davalı ... Elektirik A.Ş.'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2014 NUMARASI : 2013/907-2014/222 Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; 24.06.2013 tarihinde evlenen tarafların Zonguldak İlinde kurulan ortak evde yaşadıklarını, bir süre sonra davalının müvekkiline kötü davranmaya başladığını, ayrıca davalının müvekkilinin ve ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığını, bu nedenle müvekkilinin Adana İlindeki evine döndüğünü ileri sürerek; ayrı yaşamda haklılık nedeni ile davalının, müvekkiline aylık 1.000 TL tedbir nafakası ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....