ağır hasar kayıtlı muadil araçların fiyatları 95.000- TL / 105.000- TL aralığında, diğerlerininki ise 105.000- TL / 130.000- TL bandında olduğunu, munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki fark olduğunu, munzam zararının davalıdan tahsilini talep etmiş ise de; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere 6098 sayılı TBK nın 122....
dilekçeyle dava dilekçesinde menfi zarar olarak talep ettikleri tutarın munzam zarar hukuki nitelemesiyle ıslah etmiştir....
Munzam (aşkın) zarar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez. Zira burada zararın olgusunun, HMK’nın 194. maddesi kapsamında ispata elverişli bir şekilde somutlaştırılarak zarar iddiasının ispatı için gerekli tüm deliller ortaya konulmalıdır....
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Mahkemesinin 30.10.2022 tarihli ve 2018/325 Esas, 2020/290 Karar ... dosyasında, bilirkişi raporu doğrultusunda bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasına karar verilmiş ise de kararın henüz kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre munzam zararın talep edilebilmesi için zararın gerçekleşmiş, ölçülebilir ve somut (gerçek) bir zarar olması gerektiği, davacının kendisinin şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı gördüğü zarar olgusunu ispatlaması gerektiği, bu bağlamda davacının dolaylı yönden ekonomik nedenlere (faiz, enflasyon vs.) dayanan iddiaların davacının uğramış olduğu zarara ilişkin iddiasını somutlaştıramayacağı, davacının henüz kesinleşmemiş bir Mahkeme kararı ve işleyen faiz miktarları olduğu hususu da dikkate alındığında tahsilatı bile yapılmamış bir alacaktan kaynaklı munzam zararın talep edilmesinde hukuki bir yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmüne haizdir.Munzam zarar talep edebilmek için, bir para borcunda borçlunun temerrüde düşmesi, borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının ortaya çıkması, borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması ve borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasında---- bağının bulunması gereklidir....
davayı kabul manasında olmamak üzere; davacı tarafın munzam zarar talebi soyut iddialara dayanmakta olup, başvuranın aşkın zarara uğradığı ispat edilmediğinden talebin reddi gerekmektedir.hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere davacının munzam zarar talebinde bulunabilmesi için iddia konusu alacak bakımından müvekkili şirketçe kusurlu olarak geç ödeme yapılmış olması gerekmektedir. oysaki konu dosyada davacı tarafa dava öncesinde ödeme yapılmış olup, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, munzam zararın tazmin edilebilmesi için borçlunun kusurlu olması gerekmekte olduğunu beyan ederek yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: ----- esass sayılı dosya sureti, Dava ve cevap dilekçesi ile tüm dosya kapsamı. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, TBKnın 122.maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir....
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere; munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar şeklinde tanımlanabilir. Munzam zararın varlığını zararının olduğunu iddia eden alacaklının inanılır, kesin ve net bir seklide ispat etmesi gereklidir....
KARARI ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; "Aşkın (munzam) zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, 6098 sayılı Kanun’un 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla, alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
(Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 18/04/2018 gün 2017/4360 -2018/4291 sayılı emsal kararı) Diğer yandan davalı vekilinin davacının dava dilekçesinde munzam zarar talebi olmadığı, istenen 3.500,00 TL’nin ikame edilen aracın kiralama bedeli olduğunun belirtilmesine rağmen, davacı vekilinin sonraki dilekçesinde bu miktarın TBK122. maddesine dayalı munzam zarar olduğuna ilişkin açıklaması dikkate alınarak munzam zarara hükmedildiğine ilişkin istinaf nedenine gelince; davacı dava dilekçesinde açıkça araç kiralamadan kaynaklı 3.500,00 TL’nin tahsilini istediği, bilahare 22/12/2016 tarihli dilekçesi ile bu bedelin poliçe kapsamında talep edilmeyip, TBK 122. maddesi kapsamında munzam zarar olarak talep edildiğini bildirdiği saptanmıştır. Davacı dava dilekçesinde istenen 3.500,00 TL alacağın açıkça araç kiralama bedeli olduğunu bildirdiği halde sonraki açıklamasında bunun munzam zarara ilişkin olduğunu bildirmiştir....