WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

    Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

      Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. --------- karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....

        Davacının eser sahipliğinden kaynaklı manevi haklarından eserin bütünlüğünü koruma hakkı, umuma arz hakkı ve esere ulaşma hakkının davalı yanın eseri sergilendiği yerden kaldırması ve yeniden ulaşılamayacak hale getirmesi suretiyle zarar gördüğü, bu zararın manevi bir zarar olduğu tespit edilmiştir. Eser sahipliğinden kaynaklı manevi hakların nitelikleri itibariyle korunmalarının süresiz olduğu gibi vazgeçilemez ve devredilemez mahiyette oldukları sabittir. Her ne kadar davalı vekili bu noktada zamanaşımı itirazında bulunmuşsa da devam eden haksız fiil (somut olayda bu eserden kaynaklı manevi haklara tecavüz fiilidir) durumunda, zarar da devam ediyor olacağından zamanaşımı süresinin işlemeyeceği mütalaasıyla, davalının zamanaşımı itirazı kabul edilmemiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/438 ESAS - 2022/197 KARAR DAVA KONUSU : Eser sözleşmesinden kaynaklı munzam zarar KARAR : Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/438 E. 2022/197 K. sayılı dosyasından verilen 31/05/2022 tarihli karara karşı istinaf talebinde bulunulması ile dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine gönderildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 7. Hukuk Dairesinin 07/09/2022 tarih, 2022/1760 Esas, 2022/1516 Karar sayılı kararı ile inceleme görevinin 5....

          Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir -------- Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....

            Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810)....

              Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....

                Sadece yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle arada geçen zamandan kaynaklı kur farkının doğmasında müvekkil bankaya kusur atfedilmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değildir. Davalı tarafından talep edilen munzam zarar talebi tamamen kötü niyetli olup, sözde zarar tazmini talebinin amacı; ödeme gücü olduğu aşikar olan --------- en büyük bankalarından biri olan müvekkil bankadan haksız kazanç elde etmektir. Davacı davasında haksız olup, dava dilekçesi ile ileri sürdüğü sebepler mesnetsizdir. Davacının söz konusu olayda hiçbir hak kaybı bulunmadığından munzam zararı yoktur. Şöyle ki; B.K. 122. maddeye göre “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.” Kanunda da açıkça belirtildiği üzere munzam zarar sorumluluğu, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine kusur sorumluluğuna dayanır....

                  Somut olayda; dava dilekçesinde munzam zarar dahil 5 ayrı zarar kaleminden söz edilip 10.000-TL tazminat talep edilmiş, ancak netice-i talep'in açıklandığı ifade olunan 13.12.2021 tarihli dilekçede ise işçilere ödenen fazladan ücretin 53.469,42-TL ve araçlar için ödenen fazladan ücretin 18.273,48-TL olduğu belirtilip, zararın 71.742,90-TL olduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere, davacı vekili talep konusu 10.000-TL'yi dava dilekçesinde belirttiği 5 ayrı zarar kalemine paylaştırmak ve bu suretle netice-i talep'i açıklamak yerine, salt iki zarar kaleminden söz edip talep miktarını artışmıştır. Yani, davacı vekili, netice-i talep'ini kesin süreye ve ihtara rağmen usulüne uygun açıklığa kavuşturmamıştır. Bu halde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu