Taraflar arasında düzenlenen 27/06/2013 tarihli "Alüminyum Cephe İşleri Yüklenici Sözleşmesi" niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Bu sözleşme kapsamında davacının üstlendiği alüminyum cephe işleri tamamlanarak teslim edilmiş, ancak sözleşmenin ilgili hükümleri nedeniyle işin geçici ve kesin kabul işlemleri yapılmamıştır. Geçen sürede, davacı tarafından verilen teminat mektubunun süresi dolmuş olup, davalı yüklenici, dava konusu hakediş bedelini teminat mektubunun yenilenmemesi nedeniyle ödemediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmede teminat mektubunun yerine hakediş bedelinin teminat olarak tutulabileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır....
davalı şirkete 08/11/2016 tarihinde başvuruda bulunduklarını, bu nedenle 59.000,00 TL tutarlı banka teminat mektubunun iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın feragat nedeniyle reddedildiğini, olayda kesin hüküm bulunduğunu, Teknosal Elektronik adlı firmaya verilen mal nedeniyle teminat olmak üzere teminat mektubunun düzenlendiğini, teminat mektubunun ... dışında elden çıktığına ilişkin iddianın doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalı ... A.Ş yönünden kesin hüküm bulunduğu, diğer davalı yönünden davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan aynı konudaki davadan feragat bu dava yönünden kesin hüküm olarak kabul edilemez. Davacı, davalı bankadan teminat mektubu talebi olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Lehdar ile banka arasında yapılan banka teminat mektubu sözleşmesinin nasıl meydana geleceği konusunda Kanunumuzda açık bir hüküm mevcut değildir....
Bununla birlikte, somut olayda olduğu gibi muhatapla lehtar arasındaki uyuşmazlıkta, teminat mektubunun banka tarafından ödenmesinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir talep edilebilir. Böyle bir talep halinde mahkemece, HMK'nın 391/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispatın aranması gerekir. Ancak, teminat mektubunun açıklanan bu özelliği nedeniyle, burada aranacak yaklaşık ispat, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olmalıdır (Müjgan TUNÇ YÜCEL, "Banka Teminat Mektuplarının İhtiyati Tedbire Konu Olması Üzerine Medeni Usul Hukuku Bakış Açısından Bir İnceleme", Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:8, S: 107-108, Temmuz- Ağustos 2013, s.9-18)....
Bu açıklamalara ışığında; davacı bankanın davalı muhataba yaptığı ödeme, kayıtsız, şartsız banka teminat mektubunun dayanağı olan garanti sözleşme ilişkisine uygun olup, banka teminat mektubunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olamayan riski garanti etmesi, bankanın teminat mektubu ile ilk yazılı talepte derhal ve gecikmeksizin ödeme taahhüdünde bulunduğu için rizikonun doğup doğmadığını incelemeksizin ödemede bulunacağı, bankanın tazmin taleplerinde ancak kendisine ait def'ileri ileri sürebileceği dikkate alındığında davacının garanti sözleşmesine dayanak davalıdan bir alacak talep etmesi mümkün olmadığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Dava dilekçesinin içeriğinde ve dilekçenin “netice-i talep” kısmının 2. maddesinde, diğer talepler yanında davalı nezdinde bulunan 20.01.2003 tarih ve 2.300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun da davacıya iadesi talep edilmiştir. Ancak 2.300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iadesi istemi harçlandırılmamıştır. Oysa 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 16. maddesi gereğince teminat mektubunun iadesi isteminin dinlenebilmesi için teminat mektubunun bedeli üzerinden nispi harcın yatırılması gerekir. Yatırılacak peşin nispi harç tutarı ise Harçlar Yasası'nın 28-a maddesi uyarınca teminat mektubunun bedeli üzerinden alınması gereken karar ve ilâm harcının dörtte biridir. Yine Harçlar Yasası'nın 32. maddesi gereğince yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılması mümkün değildir....
Davalı banka tarafından teminat mektubu bedeli iadesi için muhattabın teminat mektubu nedeniyle her hangi hak ve alacağının kalmadığının teyiti nedeniyle ödemenin mektubun iadesi ile birlikte yapılamadığını iddia etmektedir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere teminat mektupları ile ilgili sözleşme, üçüncü şahsın belli bir fiilini ya da fiillerini Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 128'inci maddesi kapsamında taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesidir Teminat mektubu vermekle bankalarca, lehtar ile muhatap arasındaki temel ilişkinden bağımsız, belirli bir yükümlülüğün yerine getirilmesi garanti edilmektedir. Teminat mektubunun muhatap tarafından değil de lehtar tarafından iadesi halinde bankanın mutlaka muhatabı durumdan haberdar etmesi, teminat mektubunun verilmesine sebeb olan riskin ortadan kalktığını teyit etmesi, bu doğrultuda risk çıkışını gerçekleştirmesi zorunludur. Bu hususta davalı banka tarafından davacının talebinden 13 gün sonra ödeme yapılmıştır....
A.Ş. lehine verilen 22.10.2000 tarih ve 7952 nolu 5.957.900 USD'lik teminat mektubunun devamı niteliğinde olduğuna dair bir tesbiti bulunmamaktadır. Dosyadaki tasdikli fotokopisinde 18.03.2009 tarih 2525 nolu Yapı Kredi Bankası ... şubesinin kesin teminat mektubunun davacı ... İnş. ve Mad. Ltd. Şti. lehine verildiği görülmektedir. Mektup metni ve içeriğinde ... A.Ş. lehine verilen 22.10.2010 tarih 7962 nolu teminat mektubunun devamı olduğuna dair bir açıklık bulunmamaktadır....
- KARAR - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketce davalı kuruma verilen kesin teminatın iade edilmediğini, sözleşmenin kesin teminatın iadesini düzenleyen madde gereği ilişiksizlik belgesinin idareye verilmesinin ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceğinin öngörüldüğünü, ilişiksizlik belgesi idareye tevdi edildiği halde teminatın iade edilmediğini ileri sürerek, teminat mektubunun iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının usulüne uygun işçilerden alınacak ibranameleri teslim etmediği için kesin teminat mektubunun iade edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen, sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalıya verilen teminat mektubunun bedelinin iadesi için açılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. ../.. S.2....