Eldeki davayla iptali istenirken, davacı tarafından 01.11.2004 tarihinde davalı Kuruma ödendikten sonra istirdadı istemine konu edilen 5.476,78 TL prim borcunun, ilgili olduğu her bir aya ilişkin tutar ile varsa bu tutarlara ilişkin olarak tahsil edilmiş gecikme zammı ve diğer ferilerini gösterir bilgi sağlanarak, eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİRDAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; yersiz tahsil edilen prim ve gecikme zammının istirdadı isteğine ilişkin olup, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonrasında karar verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 10.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,24.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar eser sözleşmesinde, yüklenici iş sahibinin talimatlarına uymak zorunda olsa da, yapılan iş bakımından bağımsız bir niteliktedir. Yüklenici genel olarak eseri kendi araç ve personelleri ile yerine getirir. Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir....
Kural olarak, eser sözleşmesi zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Somut olayda ise, uyuşmazlığın tutarına göre yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesinin kurulmuş olduğunun davacı yüklenici tarafından, HUMK’nın 288.maddesi gereğince, yasal ve yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir. HUMK’nın 289.maddesi gereğince davalının açık onayı bulunmadığından; aynı Kanunu’nun 292.maddesi gereğince de “yazılı delil sözleşmesi”ne dayanılmadığından yanlar arasında akdî ilişkinin kurulduğu tanık delili ile kanıtlanamaz. Bu hususa yönelik olarak, gösterilen tanıkların bilgileri mahkemece alınmış olsa dahi, tanık açıklamaları hukuksal sonuç doğurmaz ve hükme dayanak alınamaz. O halde, tanık açıklamaları dayanak alınarak yanlar arasında Borçlar Kanunu’nun 355 maddesi hükmünde tanımlandığı üzere, eser sözleşmesi niteliğinde akdî ilişkinin kurulmuş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, idari para cezasına ilişkin kurum işleminin iptali ile tahakkuk eden asıl alacak ve gecikme zammının iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacılar, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezasının iptaline, tahakkuk edilen asıl alacak ve gecikme zammı toplamı 9.092,12 TL 'nin davacıya iadesine karar verilmesini istemiştir....
cezasının kararlaştırıldığı bildirilerek, davanın kabulü ile, günlük 1.500,00 TL gecikme cezasının hesaplanarak ticari alacaklara işleyen en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 10/02/2018 ve 15/08/2019 tarihli sözleşmeler gereği eksik ve kusurlu imalatların hesaplanarak imalat bedellerinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....
İnş.San.Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı, karşı dava ise ödenen iş bedelinin istirdadı istemine ilişkindir....
Dava eser sözleşmesi uyarınca imâl edilen ürünün yüklenici tarafça kabule icbar edilemeyecek ölçüde ayıplı imâl edilmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi için yapılan icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporunda; eserin kusur ve eksikliklerinin giderilmesi için, kalıp setinin %25'i oranında (6.000 USD) lik bir maliyet gerektiği bildirildikten sonra, itiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan ek raporda; mevcut kalıpların bu haliyle kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ve sözleşmeye uygun olmayacak şekilde imâl edildiği belirtilmiş, mahkemece çelişkiler giderilmeden, ek rapor benimsenerek ... davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporları hüküm vermeye yeterli olmayıp çelişkiler içermektedir....
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında yazılı olmamakla birlikte davacıya ait evin mutfak dolapları ve mobilyasının yapılması konusunda sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabittir. Davacı iş sahibince sözleşme bedelinin 17.000,00 TL olup, 10.000,00 TL'sinin bono verilmek, 7.000,00 TL'si de elden nakit verilmek suretiyle ödendiği ileri sürülmüş, davalı temyiz dilekçesinde iş bedelinin 21.000,00 TL olduğunu, 10.000,00 TL'si senet, 4.000,00 TL'si nakit olmak üzere toplam 14.000,00 TL'sinin ödendiğini, kalan kısmın ödenmediğini savunmuştur....
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında 08/09/2016 tarihli eser sözleşmesi aktedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın sözleşme nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, işin geç tesliminin söz konusu olup olmadığı, geç teslim var ise tarafların kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 08/09/2016 tarihli "... PVC Doğrama İmalatı İşi" sözleşmesi ile davacı tarafın sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiği, eksik edimin bulunmadığı davalının da kabulünde olup, davalı taraf, teslimin sözleşmede belirlenen süreden sonra işin teslim edildiğini, 144 günlük gecikme bedeli nedeniyle 1.188.00 TL'nin mahsubu ile borçlarının bulunmadığını, bilakis alacaklı olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesinin varlığı tarafların kabulündedir....