WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı -alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak icra emrine itiraz edildiğini, tüm alacak kalemleri için uygulanan faizlerin yasal olduğunu, yapılan yargılama neticesinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece 08/09/2020 gün, 2019/836 E. 2020/509 K. Sayılı kararla; "İcra emrine itirazın REDDİNE" karar verilmiştir....

Mahkememizce alacaklının (kiralayanın) tahliye talebi İİK’nın 269/d ve 70 maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmiş, bu bağlamda ödeme emrinin kanuna uygun olduğu, özellikle ödeme (ihtar) süresinin gösterildiği, tahliye ihtarı yapıldığı ve borçlunun süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği ve kira bedelini ödemediği anlaşılmıştır. Süresinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan kiracı (borçlu) ödeme süresi içinde kira borcunu da ödemezse, kiralayan (alacaklı) hem kira alacağının tahsili için haciz talep edebilir (İİK, 78 vd), hem de kiracının (borçlunun) tahliyesini icra mahkemesinden isteyebilir (İİK, 269a)....

İcra Müdürlüğünün 2012/7256 Esas sayılı dosya borcuna haksız şekilde itiraz edildiğinden itirazın kaldırılmasına, davalı/borçlu şirketin iflasına, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı yanın üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. CEVAP: Davalı şirkete normal usulle tebligat yapılamaması üzerine ticaret sicilindeki kayıtlı adresine dava dilekçesi ve duruşma gününün TK 35 maddesine göre tebliğ edilmiş ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, İİK 156 maddesi gereğince açılan iflas talebine ilişkindir. Davacı tarafından Ankara ... İcra müdürlüğünün 2012/7256 esas sayılı dosyasında yapılan iflas talebinde ödeme emrine davalı tarafından itiraz edildiği gerekçesiyle iş bu itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkin dava açılmıştır. Ankara ... ....

    Anlaşılacağı üzere, "menfi tespit" niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunludur. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda ise, öncelikle, iş mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilip, ödeme emrinin tebliğ tarihi araştırılarak süresinde davanın açılıp açılmadığı irdelenmeli ve 5510 sayılı Yasanın 102 (506 sayılı Yasa 140) maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün bulunup bulunmadığı araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmelidir....

      Kahya, ... ve Av. ... göstererek yeni bir ödeme emri çıkarttığı ve bu ödeme emrine gösterilen tüm borçluların 12.11.2003 tarihinde itiraz ettiği, takip alacaklısının alacağını 31.12.2003 tarihinde davacıya temlik ettiği, bundan sonra davacının davalı aleyhinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacıya alacağı temlik eden ... ... İcra Müdürlüğüne verdiği 9.6.2003 tarihli ilk takip talebinde sadece ... ... Hizmetleri San. Tic. Ltd....

        Kendisine ödeme emri düzenlenen ve tebliğ edilen borçlu veya kefil veya temsilciler ödeme emrine karşı yargıya başvurabilirler. "Ödeme Emrine İtiraz" başlıklı 58. maddesi: "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir. İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir. İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir..." hükmünü muhtevidir....

        Maddesinde söz konusu kanun maddesinde ödeme emrine itiraz hususunun düzenlendiğini, borçlunun ödeme emrine itiraz edebilmesinin mümkün olmadığını, takip yıllar önce kesinleştiğini, davacı borçlunun dava dilekçesi incelendiğinde davanın bir menfi tespit davası mahiyetinde olduğu görüleceğini, ancak menfi tespit davasının icra hukuk mahkemesinin olmadığını, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, icra takibinin ilk alacaklısı HSBC bankası olduğunu, davalı bankanın o dönem borçlu açısından hesapladığı borç miktarı 2.904,02- TL tutarında bulunduğunu, ancak geçen zaman içerisinde borçlunun borcuna faiz ve dosya masrafları eklendiğini, davanın ödeme emrine itiraz süresi kaçılmış olmasından reddine karar verilmesini, aksi kanaat oluşursa mahkemenin ödeme emrine itiraz mercii olmaması sebebiyle görevsizliğine karar verilmesini talep etmiştir....

        İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde ( İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

        Sayılı dosyasında icra takibinin iptali için dava açtığı, bu davada davacı konumunda olan davalının dava dilekçesinde ödeme emrine itiraz edildiğinden bahsetmediği halde, davacı bankanın 05.07.2019 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesi içeriğinde, davalının ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu halde, davacı bankanın ödeme emrine itiraz edildiğinden 05.07.2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekecektir. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu'nun 18A/15. maddesine göre arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. Eldeki dosyada arabuluculuk sürecinin başladığı 11/05/2020 tarihi ile bittiği 04/06/2020 tarihleri arasında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği de açıktır....

          G E R E K Ç E : 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.6183 sayılı kanun 55.maddesi ödeme emrine karşı itiraz süresini 7 gün olarak belirlemişken 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle süre 15 gün olarak değiştirilmiştir. 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde, kamu alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmemesi halinde zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiş, aynı Yasa'nın 103 ve 104. maddelerinde ise zaman aşımını kesen...

          UYAP Entegrasyonu