ASLİYE HUKUK (İCRA) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2018 NUMARASI : 2016/20 ESAS, 2018/8 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen icra emrine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı borçlu müvekkili ile davalı alacaklı TMTB arasında Iğdır 1....
Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır." hükmü yer almıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 58. maddesinde, "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. (28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile bu fıkrada yer alan “7” ibaresi “15” olarak değiştirilmiştir....
İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)."...
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/811 Esas, 2019/994 Karar sayılı kararıyla ödeme emirinin iptaline karar verildiği, daha sonra icra müdürlüğünce borçluya yabancı para cinsinden olan alacağın Türk parası cinsinden harca esas değeri de gösterilerek 03/02/2020 tarihli yeni bir ödeme emri tebliğ edildiği, gönderilen bu ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiği, her ne kadar davacı-borçlu, gönderilen ödeme emrine itiraz edilip takip durmasına rağmen 24/02/2020 tarihinde yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini beyan ederek davanın kabulünü talep etmiş ise de; icra dosyasında yukarıda belirtilen usule uygun tanzim edilen ödeme emri dışında başkaca bir ödeme emrine ve ödeme emri tebliğ işlemine rastlanmadığı, bu haliyle yapılan işlemde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın üzerine atılı bulunan "çocuk teslimi emrine muhalefet" eylemi, 2004 sayılı İİK’nın 5358 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile değişik 341. maddesi uyarınca tazyik hapsi cezası ile yaptırım altına alınmış olup, aynı Kanun’un 353. maddesinin birinci fıkrasına göre yaptırımı disiplin veya tazyik hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararlar itiraz yasa yoluna tabi bulunduğundan itiraz üzerine merciince yapılan değerlendirme sonucunda verilen kararın da kesin nitelikte bulunduğu gözetilerek, dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/15573 esas sayılı icra takip dosyası içinde davalıların ödeme emirlerine itiraz dilekçeleri bulunmamaktadır. Bu nedenle takip borçluları davalılar tarafından verilen ödeme emrine itiraz dilekçelerinin havale şerhli asıllarının ya da aslı gibidir onaylı suretlerinin eklenerek birlikte gönderilmesi dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıkların üzerine atılı bulunan çocuk teslimi emrine muhalefet eylemi, 2004 sayılı İİK'nın 341. maddesi uyarınca disiplin hapsi yaptırımı altına alınmış olup, aynı Kanunun 353. maddesinin birinci fıkrasına göre disiplin veya tazyik hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olması nedeniyle, şikayetçi vekilinin 02.11.2015 havale tarihli temyiz talebi itiraz olarak değerlendirilerek, sanığın dilekçesi hakkında itirazı inceleyecek mercii tarafından karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrine itiraz ederken takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmeyen veya ödeme emrine süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmayarak ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, takip konusu alacağın, alacaklının takip talebinden önceki bir tarihte zamanaşımına uğradığından söz ederek menfi tespit davası açamaz. Takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğramış olması halinde borçlu, İİK'nın 71, 33-a ve 33. maddeleri uyarınca zamanaşımını ileri sürebilir.(Prof. Dr. ......, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2014, Sh 149) Borçlunun "borcun zamanaşımına uğradığının" tespiti için menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunmadığı kabul edilmektedir....
Maddesi uyarınca iflas yoluyla adi takibe girilişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi üzerine, süresinde borçlu vekili tarafından icra dairesine verilen itiraz dilekçesiyle borcun tamamına itiraz edilerek, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 155. Maddesine göre " Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde, alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edilebileceği ilave olunur. İİK'nın 156. Maddesine göre " Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile ticaret mahkemesinde iflas kararı isteyebilir......
İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır. İ.İ.K.’nun 58/3. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.2000 tarih ve 2000/12- 50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere İ.İ.K.’nun 61/1. maddesi (2). cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur....