"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan ica takibinde borçlunun düzenlenen ödeme emrine itiraza ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı kefil vekili 17.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde; ilk ödeme emrinde müvekkili Halil İbrahim ...’nin isminin yazmamakta olduğunu, bu durumda ortada borçlu bilgileri birbiri ile uyuşmayan 2 farklı ödeme emrinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin alacaklıya belirtilen miktarda kira borcu bulunmadığını, ödeme emrinde belirtilen faiz oranı ve hesaplamasında da yanlış yapıldığını bildirerek takibe konu borca konu asıl alacağa, işlemiş faize, oranına, miktarına ve hesaplamaya itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak borçluların itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, aynı icra dosyasından çıkartılacak her ödeme emrine karşı itiraz hakkı bulunduğunu, icra dosyasından taraflarına ikinci kez icra emri çıkartıldığını, ikinci kez icra emri çıkartılması nedeni ile yeniden dava açıldığını, 2019/10 Esas sayılı dava dosyasının 02.12.2019 tarihli icra emrine, 2019/11 Esas sayılı dava dosyasının 23.12.2019 tarihli icra emrine yönelik olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinafı kabil olmak üzere karar verildiğinden istinaf dilekçesi süresinde kabul edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 1999/6363 Esas sayılı dosyasında, ödeme emrine itiraz edilmediği gerekçesiyle 01.03.2005 tarihinde iflas istemiyle dava açılmış ise de, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiasıyla tebliğ tarihinin 03.06.2005 tarihi olarak değiştirilmesi istemiyle ... İcra Hukuk Mahkemesine şikayette bulunduğu ve aynı tarihli itiraz dilekçesini İcra Müdürlüğüne sunduğu, .......
MADDESİNDE YER ALAN "BÖYLE BİR BORCUN OLMADIĞI KAPSAMINDA, ÖDEME EMRİNE KARŞI AÇILAN DAVADA İLERİ SÜRÜLEBİLECEĞİ HK....
Davacı vekili, davalının itiraz dilekçesinde belirttiği adresine yeniden ödeme emri göndermiş, bu ödeme emrine karşı davalının 25.7.2003 tarihinde yaptığı itiraz üzerine, 10.3.2004 tarihinde temyize konu itirazın iptali davası açılmıştır. İkinci kez gönderilen ve tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu yeniden itiraz etmiş olup, bu itiraz üzerine açılan davanın da süresinde olması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerektiği gözetilmeden, süre yönünden davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Dava konusu uyuşmazlık Banka Kredi Kartı Sözleşmesi’nden kaynaklanmaktadır. 07.07.2009 tarih ve 27281 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5915 Sayılı “Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 2. maddesi uyarınca 5464 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 5. madde hükmüyle banka kredi kartı borcu bulunan kart hamillerine, borcun yeniden yapılandırılması ve takside bağlanması suretiyle tasfiyesi konusunda birtakım olanaklar sağlanmıştır....
Davalı borçlu 07.07.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, ödeme emrinden 01.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu, kira borcunun taraflarınca ödendiğini, borcunun olmadığını bildirerek ödeme emrine, borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın davalı kefil ... yönünden reddine, davalı kiracı ... yönünden kabulü ile davalı ...’in itirazının kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Takip dosyasında borçlu kiracıya ödeme emrinin tebliği için çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edildiği, daha sonra davalı kiracı ...’e 07.12.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür....
Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir....
Davalı borçlu 19.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, takipte talep edilen 2015 yılı Mart ve Nisan ayları için kiralananda tadilat yaparak 2.000,00 TL ödeme yaptığını, Mayıs ve Haziran ayları kira bedellerinin posta havalesi yolu ile ödediğini, talep edilen Temmuz ayı kira bedelini ise ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 18.08.2015 tarihinde ödediğini bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Çünkü idari para cezasına yönelik itirazın Kurumca reddi halinde ödeme emrine konu edilmesi mümkün olup kesinleşmesi de zorunlu değildir. Yukarıda yer alan yasa hükümlerine göre idari para cezasının ilgiliye tebliği zorunlu olup itiraz edilmesi ve Kurumca itirazın reddi halinde idari para cezasının Kurum alacağı olarak 6183 sayılı Kanun’a göre takip ve tahsil işlemleri yapabileceği gibi bu bağlamda ödeme emri de gönderebilir.Bu nedenle ödeme emrinin konusunun idari para cezası olması uyuşmazlığın başlıbaşına idari yargıda görülmesini gerektirmez. Kurumun, idari para cezasını tebliğ etmediği veya itiraz hakkında komisyonca bir karar alınmadığı hallerde, Kurumun davacıya gönderdiği ödeme emrine konu Kurum alacağı, takip ve tahsili mümkün olan bir alacak haline gelmediğinden mahkemece yargı yolu görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddi yerine ödeme emrinin iptaline karar verilmelidir....