Davalı-alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davaların birleştirilmesi durumunda sadece yargılama süreci birleştirildiğinden asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız ve müstakil davalar olmaları sebebi ile kesinleşme beklemek zorunda olmayan birleşen dava yönünden icra takibi yapılabileceğini, davanın konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dolayısıyla ve sözleşmeden kaynaklı yüklenicinin sözleşme gereği alması gerekli taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili talebine ilişkin olup, davanın reddine karar verildiğini, birleşen davanın ise eser sözleşmesinden kaynaklı inşaat ipoteği tesisi davası olup davanın reddine karar verildiğini, takip talebinde bu davaya ilişkin bir alacak kalemi bulunmadığını, birleşen Anadolu 18 Asliye hukuk mahkemesi davası terditli dava olup, eser sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali, sözleşmenin iptali dolayısıyla tapu iptal ve tescil, bu talep kabul görmediği takdirde tazminat istemine ilişkin alacak davası olduğunu, davanın kısmen kabulü...
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından yapılan taşıma ve araç kira bedeli için düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmediği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliği gereği gidilen ve dava şartı olan arabuluculuk sürecinden netice alınamadığı anlaşılmıştır....
. - KARAR - Davacılar vekili, davalının 95.246,63 TL bedelli bonoya dayalı başlattığı takip nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinde davacıların sadece 13.676,66 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek davacıların davalıya 81.560,97 TL asıl alacak ve 5.300,00 TL faiz tutarından borçlu olunmadığının tespitine, %96 olan faiz talebinin iptaline, %40'tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 10.01.2012 tarihinde yapmış olduğu 81.570,00 TL ödemeyi kabul ettiklerini, icra dosyası için fiili ödeme tarihi esas alınarak ve B.K'nun 84. maddesi uyarınca hesaplama yapılarak kapak hesabı yaptırılmasını, kapak hesabı neticesi davacı yanca ödenen meblağın asıl alacak kalemine sayılan kısmı kadar davayı kabul ettiklerini, kalan bakiye alacak için ve sözleşmelerde belirlenen faiz oranı ve işlemiş faiz yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Daire satın almak isteyen katılanların emlak komisyonculuğu yapan sanık ile tanışarak, sanığın gösterdiği bir daireyi satın alma konusunda pazarlık yapıp, 75000 TL fiyata anlaşarak sözleşme imzaladıktan sonra 15.000 TL parayı sanığa verdikleri, sanığın, söz konusu ev üzerinde bulunan ipoteği kaldıracağını ve banka kredisi çekmelerine de yardımcı olacağını söyleyerek katılanları bir süre oyaladığı, ev sahibinin de evi satmaktan vazgeçmesi üzerine sanığın, aldığı paraları katılanlara iade etmeyerek üzerine atılı olan dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanların aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; emlak komisyonculuğu yaptığı sabit olan sanığın, söz konusu evi satın almaları konusunda katılanlar ile ev sahibi adına pazarlık yaparak evin satışı hususunda anlaştığı, ev üzerinde ipotek olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirterek katılanlardan 15000 TL para aldıktan sonra ipoteği kaldırmadığı...
Davacının fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları tanık anlatımları değil puantaj kayıtlarına dayanılarak tespit edildiğinden, anılan alacaklarda karineye dayalı makul indirime gidilmemesinde de isabetsizlik görülmemiştir. Davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde davacının da kabulünde olduğu üzere açıkça her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği kararlaştırılmadığından, davacının asgari ücretin belirli oran fazlası ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Buna göre, davacının eksik ücret iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur. Kural olarak sürekli işçi kadrosuna geçiş tarihinden önce alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan işçiler, kadroya geçtikleri tarihten sonra da bu toplu iş sözleşmesinden sözleşmenin süresinin bitimine kadar yararlanmaya devam eder....
Davacının fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları tanık anlatımları değil puantaj kayıtlarına dayanılarak tespit edildiğinden, anılan alacaklarda karineye dayalı makul indirime gidilmemesinde de isabetsizlik görülmemiştir. Davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde davacının da kabulünde olduğu üzere açıkça her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği kararlaştırılmadığından, davacının asgari ücretin belirli oran fazlası ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Buna göre, davacının eksik ücret iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur. Kural olarak sürekli işçi kadrosuna geçiş tarihinden önce alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan işçiler, kadroya geçtikleri tarihten sonra da bu toplu iş sözleşmesinden sözleşmenin süresinin bitimine kadar yararlanmaya devam eder....
İflas tarihi itibariyle davacının müflis şirketten emlak vergi borcu, çevre temizlik borcu ve gecikme cezası dahil olmak üzere alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise iflas tarihi itibari ile miktarının tespiti amacıyla dosya bilirkişi tevdi edilmiş, 31/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının dava dışı müflis ... San. Ve Tic. A.Ş.'den iflas tarihinden önceki dönemlerden kaynaklı emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve gecikme faiz alacağının toplamının 38.964,95-TL olduğu rapor edilmiştir. Davacının itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiş, 03/01/2024 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının dava dışı müflis ... San. Ve Tic. A.Ş.’den iflas tarihinden önceki dönemlerden kaynaklı emlak vergisi, çevre temizlik vergisi ve gecikme faizi alacağının toplamı 38.964,95TL olduğu, kök raporda yapılan hesaplamalarda değişikliği gerektirir bir husus bulunmadığı rapor edilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilafın; Müflis ..........
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceğini, bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerektiğini, huzurdaki ihtilafta davacı ile davalı arasında ev satışı ile ilgili olarak davacının, emlak komisyonculuğu yapan davalı T3 para yolladığı, bu paranın kapora amacıyla gönderildiği mahkemece kabul edildiğini ve ancak uyuşmazlığın sözleşme ilişkisinin 6502 Sayılı yasa kapsamında kaldığı ifade edilmiş ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verildiğini, Satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerektiğini, somut uyuşmazlıkta, ödenen meblağ emlak komisyonculuk...
Dava, ... tarafından davalı ile aralarındaki ... standartlarına uygunluk değerlendirmesi ve belgelendirilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacak iddiasına ilişkindir. 556 sayılı KHK'nin 71/1. madde düzenlemesine göre, “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hâkimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, ... Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler.” Ancak, yukarıda da ifade edildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık ... markasının kullanımından değil, hizmet sözleşmesinden doğan alacak iddiasına dayandığından, işbu davada 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmayacağı gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın görev yönünden reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/566 Esas KARAR NO : 2021/595 DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/09/2021 KARAR TARİHİ : 07/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 02/04/2018 tarihinde araç kiralama sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında 2 adet aracın 36 ay süre ile davalı şirkete kiralandığını, araçları teslim alan dava dışı davalı şirket çalışanı ...'...