TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı Kurumca kendisinin yetkilisi ve hissedarı olduğu dava dışı Çevre Yapı Malzeme ve Uygulamaları Ltd Şti'nin prim borcu nedeniyle emekli maaşının 1/4'üne haciz uygulandığını, 2018 yılının Şubat ayından itibaren kesinti yapılmaya başlandığını, haczin kaldırılması için davalı kuruma 22.03.2018 tarihinde başvuru yaptığını ve başvurusunun Kurum tarafından reddedildiğini, Ankara 2. İdare Mahkemesinde açmış olduğu davada mahkemenin 2018/1365 Karar sayılı kararı ile görev yönünden davanın reddine karar verdiğini, davalı kurumun emekli maaşına haciz uygulamasına sebebiyet veren borç ilişkisinin şirketin hacze düşmesi sonucu ortaya çıktığını, limited şirketlerde ortakların şirket borçlarından dolayı sorumluluğuna gidilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması talebinin reddine yönelik kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, 5510 sayılı yasanın 93 maddesi hükmüne göre davalı Kurum tarafından bağlanan emekli maaşları üzerine nafaka alacakları dışında haciz konulamayacağı ve takibin kesinleşmesinden sonra ve haciz tehdidi olmaksızın serbest iradesiyle borçlunun açık muvafakatı dışında haczi mümkün olmadığı, davacının emekli maaşının davalı kurum tarafından yapılan icra takibi sırasında hacziyle ilgili vermiş olduğu muvafakat bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının emekli maaşı üzerine konan haczin kaldırılmasına ve davacının 25/02/2012 tarihinden itibaren yapılan emekli maaşı kesintilerinin davacıya yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir....
hükmüne istinaden müvekkili hesabını bloke etmenin yasaya aykırı sözleşme yapılmayacak olması nedeni ile hesaba konulan blokenin geçersiz sayılması ve bir hakkın doğumundan önce feragat edilmesinin genel hukuk prensiplerine aykırı olması bloke işleminin yasaya aykırı olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle davalı banka tarafınca hiçbir yasal gerekçe olmadan müvekkili aleyhine başlatılmış bir haciz takibi olmadan banka hesabına haksız ve hukuka aykırı olarak konulan blokenin iptali ve kaldırılmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2015/10 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, emekli maaşının kısmen veya tamamen haczine muvafakat vermediğini, davalı bankanın 1995 tarihli kredi kartı sözleşmesine dayanarak sözleşme tarihinde emekli dahi olmamasına rağmen emekli maaşının tamamına haciz koyduğunu ileri sürerek, haksız olarak bloke edilen 5.900,00.-TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 1997 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesi gereğince davacının emekli maaşına bloke konulduğunu, işlemin hukuka aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 5510 Sayılı Kanunun 93. maddesi uyarınca emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, şikayetin niteliği itibariyle süresiz şikayete tabidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 93. maddesi uyarınca gelir, aylık ve ödenekler, borçlunun muvafakati bulunmadıkça, nafaka ve 88. maddede sayılan prim borçları dışında haczedilemez. Emekli maaşının haczi, her ay itibari ile uygulanan icra takip işlemi olduğundan, haciz hangi tarihte konulursa konulsun, 5510 Sayılı Kanunun 93. maddesindeki haczedilmezlik kuralından 01/10/2008 tarihinden itibaren Bağkur, SSK ve Emekli Sandığı ayrımı yapılmaksızın tüm emekliler yararlanabilecektir....
İcra ve Asliye (İş Mahkemesi sıfatıyla) Hukuk Mahkemeleri tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Asliye hukuk (iş) mahkemesi, davanın kaynağının özel hukuka dayalı alacak davası olduğu ve icra hukuk mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İcra hukuk mahkemesi ise, haciz işleminin 6183 sayılı Kanuna dayalı olarak davalı kurum tarafından yapıldığını, kurum işleminin iptali talebinde iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez" düzenlemesi yer almaktadır. Her ne kadar 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu yürürlükte iken borçlunun emekli maaşı haczedilmiş ise de, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu' nun geçici 1, 2 ve 4. maddelerine göre 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na tabi olanların bu Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının a, b,c bendi kapsamında sigortalı olarak kabul edileceğinin belirtildiği dikkate alındığında Emekli Sandığı'ndan emekli maaşı alanlara da 5510 sayılı Kanun'un emekli maaşının haczedilemeyeceğine ilişkin 93. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan kanun hükmünü değiştiren ve 28/02/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun'un 32/2-b fıkrasında, "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler borçlunun muvafakatinin bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir."...
İcra Müdürlüğünün 2017/14835 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrini 17/11/2017 tarihinde tebliğ aldığını, 20/11/2017 tarihinde sürelerden feragat etmeden yanlışlıkla muvafakat verdiğini beyanla davanın kabulü ile emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği, cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür. İzmir 13. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin kabulüne, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2017/14835 Esas sayılı dosyasında borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....
nin sahibi ve kefili olarak şirketin takip borcuna karşılık olarak 11.12.2007 tarihinde 1.583,87 TL, 27.10.2008 tarihinde 5.673,00 TL, 19.12.2008 tarihinde 437,00 TL ve 30.06.2008 tarihinde 3.473,00 TL olmak üzere toplam 11.166,87 TL'nin maaş hesabından bloke konulup alındığını, davalı banka tarafından adı geçen şirketin takip hesabına aktarılan tutarların iptal edilip iadesinin sistem gereği mümkün olmadığının bildirildiğini, davalı tarafın haksız yaptığı blokenin bir kısmını kaldırdığını ve sonraki maaşlarının ödemesini yaptığını, maaşı üzerine konulan takip borcuna karşılık olarak aktarılan toplam 11.166,87 TL'yi iade etmediğini ileri sürerek, bu miktarın tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzrine Dairemizce onanmıştır. Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Somut olayda; alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak borçlu aleyhine 23.11.2006 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, örnek 10 ödeme emrinin 27.11.2006 tarihinde borçluya tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olduğu, 20.12.2006 tarihinde borçlunun Sosyal Sigortalar Kurumundan aldığı emekli maaşının 1/4'ünün haczi için müzekkere yazıldığı ve borçlunun emekli maaşının 1/4'ünün haczedilerek Şubat/2007' den itibaren emekli maaşından aylık 118TL kesinti yapıldığı, borçlunun emekli maaşı üzerine 20.12.2006 tarihinde konulan haciz devam ederken borçlunun 02.07.2007 tarihinde icra dairesine başvurarak emekli maaşı üzerinde haciz dahi olsa emekli maaşından aylık 500TL'nın haczine muvafakat ettiği, bu muvafakat uyarınca 08.01.2008 tarihinde borçlunun emekli maaşı üzerine aylık 500TL haciz konulduğu anlaşılmaktadır....