Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Hal böyle olunca; taraflar arasındaki çekişme ile ilgili olarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, keşfen taşınmazın zeminde kullanım durumunun tespiti ve davacıların çekişme konusu taşınmazda çekişmesiz olarak kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de, elatmanın önlenmesi isteminin kabulü halinde çekişmeli taşınmazda davalının da paydaş olduğu gözönüne alınarak paya vaki elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi de isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi-tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dosyanın 29.11.2004 tarihli dava dilekçesi ile de sözleşmenin iptali, elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleşen davanın reddine dair verilen 11.09.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ve ... ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava ile elatmanın önlenmesi ve ecirimisil, karşı dava ise sözelşmenin iptali ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı ... ... ve davalı-karşı davacı ... ... tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davacıların ve davalının taşınmazda elbirliği halinde malik olmaları nedeniyle payları oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 138 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacıların 7/160, davalı ...’ın 3/20 ve dava sırasında satış suretiyle edindiği 23/80 oranında paydaş oldukları, taşınmaz üzerinde iki adet evin bulunduğu ve davalı tarafından mülkiyetin tespiti davası açıldığı ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/637 Esasında kayıtlı dava dosyasında, dava konusu taşınmazdaki binaları nedeniyle muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğiyle dava açtıkları, o davada davacının 09/03/2010 tarihinde karşı dava harcını yatırarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunduğu, karşı davanın 28/06/2012 tarihinde tefriki suretiyle eldeki davanın ayrı bir esasa kaydının yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükmedilen ecrimisilin karşı dava tarihi olan 09/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, davalıların muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğiyle açtıkları ve Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/637 Esasında görülen davanın açılış tarihi olan 17/11/2009 gününden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Birleştirilen 2014/235 E.- 2014/395 K. sayılı dosyasında davalı ... vekili evin mülkiyetinin davalıya ait olduğunu, mülkiyetin tespiti amacıyla açılan davanın 2014/173 E. sayılı dosyada devam ettiğini, bu dosyaların sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. 2009/270 Esas sayılı asıl dava ile bu dosya içinde bulunan birleştirilen 2014/235 Esas sayılı davada; mülkiyet hakkına dayalı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesata elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve temliken tescil, birleşen 2014/173 E. sayılı davada muhtesatın mülkiyetinin tespiti isteminde bulunulmuştur. Mahkemece, davacı lehine TMK 724. ve 725. maddeleri uyarınca temliken tescil koşullarının gerçekleşmediği, mülkiyetin tespiti, muhdesata elatmanın önlenmesi ve ecrimisil koşullarının gerçekleşmediği, davaların ispatlanamadığı nedenleriyle asıl dava ve birleştirilen 2014/235 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI ,ECRİMİSİL YRG.GELİŞ TARİHİ:14.5.2012 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil birleştirilen dava muhtesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. O halde, davada öncelikle incelenmesi gereken hususun çekişmeye konu muhtesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 7.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 7.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,28.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİLTESPİT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava; elatmanın önlenmesi, ecimisil, birleşen dava ise; inançlı işleme dayalı mülkiyetin tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş olup öncelikle uyuşmazlığı doğuran mülkiyetin tespiti hususunun giderilmesi gerekmektedir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi, zilyetliğin tespiti K A R A R Dava, kesinleşmiş 2/B alanları hakkında zilyetlik tespiti (şerhi) isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 01.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....