Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmaza elatmanın önlenmesi ve Hazine adına tescil, birleşen davada ise tespit dışı bırakılan taşınmazın gerçek kişi lehine tespit öncesi kazanma koşullarının oluştuğu iddiasına dayalı tescil isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...
Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları nitelikleri gereği aynı maddi olgu ve hukuki nedenden kaynaklanmakta olup, aynı davada dava konusu yapılması nedeniyle yatırılan harç oranı gözetilerek, elatmanın önlenmesi ve kabul edilen ecrimisil miktarı dikkate alınarak davacı lehine, reddedilen ecrimisil miktarı dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle temyize konu edilen kararda, hüküm fıkrasının 8.bendinde yargılama giderlerinden tarafların sorumluluğu hesaplanırken davacı yönünden 130.000 TL elatılan taşınmazın ½ pay değeri ve kabul edilen ecrimisil miktarı toplamı olan 149.174,40 TL üzerinden; davalı yönünden reddedilen miktarın ise 160.825,60 TL olduğu tespit edilerek bu miktar üzerinden hesaplama yapılması; yine aynı şekilde 10.bentte davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti hesaplanırken davalı yönünden reddedilen miktarın 160.825,60 TL olduğu tespit edilerek bu miktar üzerinden vekalet...
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Mera Kanunu 6.maddesinde mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahditinin ...İşleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiş olup, Bakanlığın yetkisi tespit, tahsis ve tahsisin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan Bakanlığa genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma yada sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı genel bütçeye dahil idarelerden olmakla birlikte yasa ile verilen görevleri dışında mülkün sahibi olan hazineyi doğrudan doğruya temsil yetkisi de bulunmadığından aktif dava ehliyeti yoktur. Davacının meraya elatmanın önlenmesi davası açma hakkı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken bu husus gözetilmeksizin işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dava, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından açılmış meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesinde meraların hukuki durumu belirlenmiş, 5.maddesinde ise mera olarak tahsis edilecek yerler sayılmış 6.maddede ise tespit ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı bildirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralarda Hazinenin mülk sahibi olarak dava açma hakkı vardır. Mera Kanununun 6.maddesinde mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiş olup Bakanlığın yetkisi tespit, tahsis ve tahsisin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan Bakanlığın genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır....
a karşı açılan tespit ve elatmanın önlenilmesi davasının ise, ispatlanamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasında mevcut teknik bilirkişinin 4.6.2009 tarihli rapor ve krokisine göre, niza konusu binanın bulunduğu taşınmaz bölümünün Pirili ve Salbaş köyleri arasında tescil harici alanda kaldığı bildirilmiştir. Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre, davacının talebi uyuşmazlığa konu binanın kendisi tarafından yaptırıldığının tespiti ile elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin olduğuna, zemin hakkında bir talebi de olmadığına göre davalı Hazine aleyhine açılan davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, uyuşmazlık konusu binayı yaptırdığını ve davalı ...’nın işgal ettiğini açıklayarak tespit ve elatmanın önlenilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Yukarıda değinilen ölçütler kullanılırken çok titiz davranılmalı, olayın özelliği gerektiriyor ise yöresel örf ve adetin mevcut olup olmadığı da araştırılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespit ve elatmanın önlenmesi K A R A R Davada; davacı, 101 ada 1 parsel sayılı tapu kaydına dayanarak elatmanın önlenilmesini istemiş olduğuna ve hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince oluşturulmuş bulunduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yüksek Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....