Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kardeş olan tarafların el atmanın önlenmesi ve kâl isteminde bulunulan davaya konu taşınmazda paydaş oldukları, aralarında taşınmazın kullanımına ilişkin taksim sözleşmesinin bulunmadığı, fiili bir kullanım biçiminin oluşmadığı anlaşılmaktadır. Anılan hususlar taraflarca yargılama sırasında verilen karşılıklı dilekçelerle belirtilmekle çekişmesizdir. Taşınmazda davacıların paylarına karşılık kullanabileceği bir kısım yer olduğu gibi bunun davalı tarafça engellendiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu hâlde, taraflar arasındaki çekişme ancak taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası ile çözümlenmesi gerektiğinden Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve kâl davasının reddine karar verilmelidir. 43. Hâl böyle olunca, Mahkemece el atmanın önlenmesi ve kâl talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan karar onanmalıdır. V....
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın bütün paydaşlarının katılması suretiyle kullanma taksimine tabi tutulduğu ve bilirkişilerin rapor ve krokilerinde belirledikleri alanın davacıya veya onun murislerine bırakıldığı saptanırsa, davalının taksimen davacıya bırakılan taşınmaza elatması haksız olacağından elatmanın önlenmesi kararı verilmeli, aksi halde payı sebebiyle davalının da taşınmazda yararlanma hakkı olacağından, elatmanın önlenmesi isteği reddolunmalıdır....
Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Somut olayda; davacılara ait taşınmaz içinde bulunan özel suya, davalının artezyen kuyusu açarak müdahale ettiği belirtilerek, suya yapılan müdahalenin önlenmesi istenilmiştir....
Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....
Davalı Ahmet'in temyiz itirazlarına gelince, Dava konusu 997 parsel sayılı taşınmazda davalı Ahmet'in uzun süredir kullanımının bulunduğu ve davacı tarafın kullanabileceği bir alanın olmadığı gözetilerek davalı Ahmet bakımından da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, davalı Ahmet'in çekişmeli taşınmazda paydaş olan babası H.. Ş..'in yargılama sırasında, 03.01.2011 tarihinde, ölümü ile taşınmazda paydaş olduğu, artık davacı ile davalı Ahmet arasındaki davanın paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davasına dönüştüğü ve artık davacının payına vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davalı Ahmet bakımından davacının payına vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı Ahmet'in temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir....
Şöyle ki; istem elatmanın önlenmesi ve kal'e ilişkin olduğuna göre tecavüzlü ağaçların bulunduğu taşınmazın maliklerinin tamamının davada yer alması gerekir. 109 ada 2 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup taşınmazda davalılar haricinde 1/4 payda iştirak halinde malik olan kişiler de mevcuttur. Aralarında taksim yapılmadığına göre tüm maliklerin taşınmazda ve ağaçlarda mülkiyet ... bulunmaktadır. Bu nedenle kal'i istenen ağaçların bulunduğu taşınmazda dava dışı maliklerin davaya katılması sağlanarak taraf teşkili sağlandıktan sonra esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine sair hususların incelenmesine yer olmadığına,istek halinde yatırılan temyiz harcının davalıya iadesine, 21.9.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi Uyuşmazlık, tapulu taşınmaza el atmanı önlenmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp Yargıtay (1). Hukuk Dairesine ait olduğundan dosyanın adı geçen Daire Başkanığına gönderilmesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya İçeriğinden ve toplanan delillerden; üzerinde bodrum, zemin ve çatı katından oluşan, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış bina vasfındaki çekişme konusu 5125 parsel sayılı taşınmazda tarafların ortak bulundukları ve binanın bodrum katının, davacıların kiraya vermesi nedeniyle aynı zamanda taşınmazda paydaş olan davalı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacıların, binadaki bodrum kat dışında kalan, zemin ve çatı katı rızaları hilafına davalının kullandığını ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları görülmektedir. Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada ... 5. Sulh Hukuk ile 6. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapulu taşınmazdaki binanın fuzuli işgal edilmesi nedenine dayalı elatmanın önlenmesi niteliğindedir. Dosya kapsamından, tapuda müfrez bağ olarak davalı ... ile başka kimseler adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinde bulunan dükkan ve evin davalı tarafından yazılı veya sözlü kira sözleşmesi bulunmadan fuzuli işgal edildiğinin iddia edildiği, uyuşmazlığın taşınmaza elatmanın önlenmesi niteliğinde olduğu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin 38.096.-YTL olduğunun rapor edildiği anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2013 NUMARASI : 2012/350-2013/445 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin kabulüne, ecrimisil isteminin feragat nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davalılardan Özlem tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ................... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacılar, kayden ½’şer payla malik oldukları 1167 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalıların yapılaşmak suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek inşaatın yıkılarak elatmanın önlenmesini ve ecrimisile karar verilmesini istemişler, aşamadaki beyanlarında ecrimisil isteminden feragat ettiklerini bildirmişlerdir....