"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.04.2007 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanunun 737 ve devamı maddeleri uyarınca açılan komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, 1262 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın zemin katında oturan davalının bahçeye diktiği ağaçların kök ve dallarıyla kendilerine ait taşınmaza zarar verdiğini, ayrıca gölge yaptığını ileri sürerek ağaçların kesilmesi suretiyle, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesini istemiştir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Dava konusu yapılan ağaçlar için, uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/1377 KARAR NO : 2018/1412 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2018 NUMARASI : 2017/44 ESAS, 2018/86 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Komşuluk Hukukuna Aykırılığın Giderilmesi) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nun 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.1.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, tazminat ve komşuluk hukukuna dayanılarak imara aykırılığın giderilmesi istenmiştir. Mahkemece, davalının davacıların maliki olduğu 56 parsele elatmalarının önlenmesine, imara aykırı pencerelerin kapatılmasına, merdivenin 56 parsele tecavüzlü kısmının yıkılmasına ve tecavüz nedeniyle 683.50 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, 12.01.2005 tarihinde açılmıştır....
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.12.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan müdahalenin men'i ve tazminat istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde yer alan "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 3 sayılı parselin maliki olduğunu, davalının ortak sınırdaki duvarı yükseltmek ve kavak ağaçları dikmek suretiyle, güneş ve manzarasını kapattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Davalı, henüz davacının taşınmazdaki binasının inşaat halinde olduğunu gerçekleşmiş bir zarardan bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, duvar yüksekliğinin komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmediği, ağaçların da büyümediği, muhtemel bir zararın giderilmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : KOMŞULUK HUKUKUNA AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,22.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı/karşı davalı vekili tarafından, davalı/karşı davacı aleyhine 20.08.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi, tazminat istenmesi davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalı aleyhine 28.10.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve karşı davanın reddine dair verilen 07.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı/karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 21.11.2011 tarihinde...