Mahalli bilirkişi ücreti istemiyorum dedi." şeklindeki beyanı ve fen ve ziraat bilirkişi raporları bir arada değerlendirilerek" gerekçeleri ile; 1- Davanın kısmen kabulü ile, a-Davacının elatmanın önlenmesi talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, b-Davacının eski hale getirme talebinin kabulü ile; 1.286,15 TL eski hale getirme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Osman Gider'den alınarak davacı tarafa verilmesine, c-Davacı tarafın kal talebinin reddine, dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/04/2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal ve eski hale iade talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/02/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davalıların mülkiyetinde olan ... İli, ... İlçesi, 532 ada 5 parsel sayılı taşınmazda ......
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Bu durumda, bahsi geçen elatmanın önlenmesi davası sonucunda verilen kararın infazının ilamın icrası yolu ile sağlanamadığının dosya kapsamındaki icra dosyası ve inşaat bilirkişisi raporu ile tespit edildiği ve davacıların maliki olduğu taşınmazı kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisinin davalıların hafriyat dökerek engellediği ve taşınmazın kullanılamaz durumda olduğu ortada iken, elatmanın önlenmesinin icra yolu ile sağlanabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamaları gereğince, tapu maliki davacılar eski hale getirme bedeli talebinde bulunduğunda, taşınmaz bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olması ya da eski hale getirilmesinin imkansız olması durumunda, Mahkemece tespit edilen eski hale getirme bedeli veya dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinden hangisi daha düşük ise, o bedelin davalıdan alınarak tapu maliki olan davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekir....
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 13/01/2015 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinin kabulüne, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne dair verilen 03/04/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Bu nedenlerle mahkemece men'i müdahale talebinin kabulüne karar verilmeli, mevcut inşaatın imara uygun hale getirilmesinin mümkün olması halinde ise yüklenicinin burada korunmaya değer bir hakkı bulunduğundan kal talebinin bu gerekçeyle reddine aksi halde kal talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekir. Bu nedenlerle Mahkemece, belediyeden ve ilgili kuruluşlardan imara aykırılığın giderilerek, inşaatın imara uygun hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun mahallinde keşif de yapılarak belirlenmesi ve sonucuna göre kal talebi ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme olmadığı takdirde tazminat birleşen davada davacılar tarafından 18.11.2005 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi kal isteminin reddine tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair verilen 08.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar/birleşen davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yerel mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 23.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 7.4.2004 ve 16.4.2004 gününde verilen dilekçeler ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine davalar birleştirilerek ve bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; meraya elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, eski hale getirme tazminatı isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, ot bedeli talebinin reddine dair verilen 30.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 5.7.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 14.12.2004 gününde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istenmesi, birleşen davada davacı ... vekili tarafından davalı ... ve arkadaşları aleyhine 13.01.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine dair verilen 15.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-k.davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının...