"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı-k.davalı vekili tarafından, davalı-k.davacılar aleyhine 16.05.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, karşı dava ile de irtifak hakkı kurulması veya tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteminin reddine, irtifak hakkı isteminin kabulüne dair verilen 14.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-k.davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 12.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine, 20.84 m2 taşkın olan bahçe duvarı 67,68 m2 ile taşkın betonarma evin kal'ine, davacı tarafından depo edilen 20.896.80.TL asgari levazım bedelinin davalıya ödenmesine, birleşen davanının ise reddine karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı temyiz etmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı, maliki olduğu 347 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından taşkın yapılan bina nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. 26.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda binanın kal'inin fahiş zarar doğruacağı belirtilmiştir. Davacı 28.04.2010 tarihli celsede 26.01.2010 tarihli bilirkişi raporuyla belirlenen binanın asgari levazım bedeli olan 20.896.80TL'yi depo etmek suretiyle binanın kendisine bırakılmasını istemiştir. Davacı bu bedeli 11.05.2010 tarihinde depo etmiş olup mahkemece bedelin davalıya ödenmesine karar verildiği halde ayrıca kal kararı verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAZMİNAT ESKİ HALE GETİRME Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 74 ada, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlara komşu 85 parsel maliki olan davalı şirketin kendi parseline inşaa ettiği istinat duvarının imara, teknik koşullara aykırı ve taşkın olduğunu, parsel girişinin harfiyat toprağı ile doldurduğunu, duvar dibine yapılan yangın koruma şeridinin taşınmazın değerini azalttığını, ileride yapılacak yapıların rüzgar ve güneş alımını engelleyeceğini, manzarayı kapattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, taşkın duvarın yıkımına, duvarın teknik koşullara ve doğal zemine uygun yükseklikte davalı şirket tarafından yapılmasının hüküm altına alınmasına, doğal zemine aykırı dolgunun eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı Şirket, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davanın kabulüne karar verilebilmesi için, elatmanın mülkiyet hakkının aşırı ve taşkın kullanılması niteliği taşıması gerekir. Elatma objektif ölçütlere göre hoşgörü ve tahammül sınırları içerisinde kalmakta ise elatmanın önlenmesine karar verilemez. Başka bir anlatımla, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahalesi gerekmeyeceğinden davanın reddi gerekir. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ESKİ HALE GETİRME Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanın kayden paydaşı olduğu 1258 ada 5 parsel sayılı taşınmazı şantiye kurup, beton üretim yeri yapmak, ticari faaliyette bulunmak ve kanal açmak suretiyle davalının işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve eski halin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza müdahalesi olmadığını, çekişmeli yeri eski haline getirdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ paylı mülkiyet üzere olan çekişme konusu 1258 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davacının 3/16 pay maliki Gafur'un mirasçı olduğu, davalı şirketin ise taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşkın binalar yapmak, kanal açmak vs. şekilde taşınmaza elattığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, ......
Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nin 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesiyle değişik 1/a bendinde de "Miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş; anılan 40.000,00 TL'lik kesinlik sınırı 2018 yılı itibarıyla 47.530,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır. Somut olayda, davalı ... yönünden, dava konusu edilen elatmanın önlenmesi ve kal değeri ile yargılama giderinin 2018 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 47.530,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MERAYA ELATMANIN ÖNLENMESİ - BEDELİN TAHSİLİ - KAL -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamı, meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, temyize konu kararın Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil; karşı davada temliken tescil isteminden dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.03.2018 gün ve 2015/10069 Esas, 2018/1914 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil; karşı dava taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
Bu itibarla mahkemece mahallinde keşif yapılarak davalı idareye ait sulama kanalından taşan su nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinin tespit edilmesi halinde, el atmanın varlığının kabulü ile el atılan bölümün eski hale getirme ve yer bedeli uzman bilirkişiler marifetiyle ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masrafından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafı zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....