Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Bilirkişi raporlarında, bir elatma bulunup bulunmadığı, bu elatmanın katlanılabilir sınırlar içerisinde mi kaldığı, yoksa taşkın kullanmanın mı söz konusu olduğu tüm detayları ile açıklanmalı, taraflar arasındaki zorunlu çıkar çatışmalarını denkleştirecek, en adil çözüm yolu veya yolları gerekçeli olarak gösterilmelidir....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Yukarıda değinilen ölçütler kullanılırken çok titiz davranılmalı, olayın özelliği gerektiriyor ise yöresel örf ve adetin mevcut olup olmadığı da araştırılmalıdır....
Hukuk Dairesi kararını temyizi üzerine; Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada, davacı ...; dava konusu 6802 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yirmi yıldır zilyetliğinde olduğunu, taşınmaza hiçbir şekilde zilyet olmayan ... .....,’un zilyetliğinde olduğuna dair tespit yapıldığını, ... ...un taşınmazı ...’a, ...’ın da davalıya devrettiğini açıklayarak, davalı adına olan tapu kaydının iptaline, 1997 yılından beri kendi kullanımında olduğunun ve hak sahibinin kendisi olduğunun tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... açmış olduğu karşı davada, taşınmazı 6292 sayılı Kanun kapsamında satın aldığını, davacının haksız işgalci olduğunu açıklayarak, elatmanın önlenmesine ve iktisap tarihinden itibaren 4200 TL ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl dava zilyetliğin tespiti, karşı dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Dava, yaylaya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Dava konusu yerde taraflar hak iddia etmektedirler. Dosya içerisinde bulunan İl Tarım Müdürlüğünün 02.02.2007 tarihli yazısına göre dava konusu yaylanın bulunduğu bölgede İl Mera Komisyonunun mera tespit ve tahdit çalışmalarının tamamlanmış olduğu ancak tespit ve tahdit çalışmalarının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, İl Mera Komisyonunun çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediğinin sorularak, kesinleşmemiş ise kesinleşmesi beklenerek uyuşmazlığın tespit ve tahdit çalışmalarının sonucuna göre çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi doğru görülmediğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Elatmanın önlenmesi davaları biri mülkiyet hakkının saptanması, diğeri de hakkın yerine getirilmesi yönlerini kapsar. Mülkiyet hakkının tespiti ve ona bağlı olan hakkın yerine getirilmesi davasına bakmak görevi kadastro mahkemesinin görevine girer. 3402 sayılı Yasanın 25. maddesi hükmünce tespit davalarının tapulama mahkemesinin asıl konusunu oluşturan davalar olduğunda duraksama yoktur. Çünkü, taşınmazın mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunan davaların kadastro mahkemesinde görüleceği Kadastro Yasasının güttüğü amacın bir sonucudur. Bu durumda; taşınmaza elatmanın önlenmesi davaları aynı zamanda mülkiyet hakkının tespitini öngören bir nitelik taşıdığına göre, kural olarak elatmanın önlenmesi davalarının mülkiyet hakkının belirlenmesine ilişkin tespit bölümü ile elatmanın önlenmesine ilişkin eda bölümünün ayrılması olanaklı değildir....