Mahkemece, 13.01.2011 tarihli bilirkişi raporunda, 11200 parsel sayılı taşınmazın 11201 parsel sayılı taşınmaza 42,12 m2 tecavüzlü olduğunun ve tecavüz edilen kısmın rayiç değerinin 7.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen değerin dava tarihine göre mahkemenin görev sınırı olan 7.080,00 TL altında kaldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Hüküm, davalı ve birleştirilen davanın davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğünden önce açılmış ve asıl davada davacı elatmanın önlenmesi ile birlikte yapının kaldırılması talebinde de bulunmuştur. Elatmanın önlenmesi ile birlikte kal de talep edildiğinde dava değeri taşkın kısımdaki zemin ve kal’i istenen yapı ve muhdesatın değerine göre belirlenir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda elatılan 42.12 m2 alanın rayiç değeri 7.000,00 TL olarak tespit edilmiş, ancak kal’i istenen yapı ve muhdesatın değerine ilişkin bir tespitte bulunulmamıştır....
Dava, çapa bağlı taşınmaza elatmanın önlenmesi; birleştirilen dava ise, elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemlerine ilişkindir. ./.. 2009/11396-12736 -2- Malik ya da zilyet olunan taşınmaza haksız elatma halinde taşınmazın korunması istemi yargı önüne taşınabilir. Mülkiyet hakkının içeriği başlıklı TMK. 683.maddesinde “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı ..., 1535 sayılı taşınmazına davalının tel çit yapmak yoluyla elattığından elatmanın önlenmesini; yargılamanın devamı sırasında ise, tel çitin kendisi tarafından hatalı yere yapıldığını, davalının doğru kısma yapılmasını engellediğinden elatmanın önlenmesini istemiştir....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda, somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir....
Şu halde, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi ve kal istekleri ile ilgili keşif icra edilmek suretiyle tespit edilecek dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru olmamış, 2. Kabule göre de, Mahkemece tecavüze konu taşıyıcı direklerin kime ait olduğu hususunda davalının cevap ve savunmaları doğrultusunda araştırma yapılmadan, direklerin dava konusu taşınmazda kapladığı alan tespit edilmeden ve buna yönelik irtifak geliri üzerinden ecrimisil hesabı yapılmadan, farazi hesaba dayalı olup dava tarihinden sonraki dönemi de hesaplamaya dahil eden rapora itibar edilerek davanın kabulü doğru görülmemiş, Mahkeme kararının bu sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Asli müdahil ... vekili tarafından dosyaya sunulan 23.01.2012 tarihli dilekçede yayla ve mera olarak kullandıkları yerin ...nca yapılan tespit ve tahdit çalışmalarında davalı ... adına tespit ve tahdit edildiğini belirterek Sorhun Köyüne ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... ve asli müdahil vekili ... vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava konusu yayla Mera Komisyonu tarafından 12.06.2002 tarihinde yapılan çalışmalar sonucunda davalı ... Belediyesi adına mera siciline tescil edilmiştir. Davacı Belediye davalı adına mera sicilinde yazılı olan yaylaya elatmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur. Oysa mera sicil kaydı iptal edilmeden elatmanın önlenmesi istenemez....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/19 Değişik İş dosyası ile müdahalenin saptandığını ileri sürerek tespit dosyasına atıfta bulunmak suretiyle eldeki davayı açmıştır. Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi istekli davaların konusunu, haksız eyleme dayalı tasarrufların oluşturduğu kuşkusuzdur....
Öte yandan, 10.02.2011 tarihli Milli Emlak Memurlarınca tanzim edilen tespit tutanağında, 2011 parselin 369. m2.nin 01.01.2010 tarihinden itibaren zeytin ekmek suretiyle ..../... tarafından işgal edildiğinin belirtildiği görülmektedir. Ne varki, mahkemece, yapılan keşifte her ne kadar mahalli bilirkişi tarafından davalının kullandığı yer gösterilmek suretiyle tespit yapılmış ise de, davacı idarenin iddiası ve yukarıda içeriği açıklanan tespit tutanağında belirtildiği gibi zeminde zeytin ağaçları ya da her hangi bir muhtesatın bulunmadığı, taşınmazdan toprak alındığının tespit edildiği, davalının ise, ısrarla anılan taşınmazla ilgisinin bulunmadığını savunduğu açıktır....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır....
Davacının, temyiz itirazlarına gelince; davalı şirketin davacının paydaşı olduğu 129 nolu parsele komşu 221 parsel sayılı taşınmaza inşaat yaparken ankraj sistemi ile zemin altından davacı parseline tecavüz ettiği tespit raporu ve bilirkişi raporları ile sabittir. Öyleyse, haksız fiil niteliğindeki tecavüzün gerçekleştirilmesi sırasında taraf taşınmazları çapa bağlı olduğundan davalının tecavüzünün iyiniyetli olduğunu söyleyebilme olanağı da bulunmamaktadır. Ayrıca, bir taraftan elatmanın önlenmesine karar verilip, diğer taraftan yıkım isteminin reddedilmiş olması da doğru değildir. Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi ile birlikte yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yıkım isteminin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'...