Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Davalılar, tapu iptal tescil isteminin reddini savunmuşlar, eldeki dava ile birleştirilen davalarında da 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, temliken tescil isteğinin kabulüne, birleşen dava yönünden de 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara davalılar Kadir ve Şerif Kapaklı'nın elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, elatmanın önlenmesi isteminde bulunan birleşen davanın davacıları temyiz etmişlerdir. Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil, birleştirilen dava ise tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Temliken tescil isteğinde bulunan davacılar 27.12.1957 tarihli senede dayanarak taşınmaz üzerine iyiniyetle bina yaptıklarını ileri sürmektedirler....
Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir....
Hemen belirtmek gerekir ki, davacının kayden müstakil ve paylı mülkiyet üzere malik olduğu çekişme konusu taşınmazlara davalıların haklı ve geçerli nedenleri olmaksızın ekim yapmak suretiyle müdahale ettikleri, paylı mülkiyete konu taşınmazlar bakımından davalıların taşınmazların tamamını tasarruf ettikleri, davacının payına karşılık anılan taşınmazlarda kullandığı yer olmadığı tespit edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalıların davalı diğer taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere elatma haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davası fiilen elatana karşı açılır. Somut olayda ise, mahkemece hangi davalının, hangi taşınmazı kullandığı tespit edilmeden tüm davalıların bütün parseller bakımından elatmanın önlenmesi ve belirlenen ecrimisilden müteselsilen sorumlu tutulmuş olmaları doğru değildir....
Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davanın kabulüne karar verilebilmesi için, elatmanın mülkiyet hakkının aşırı ve taşkın kullanılması niteliği taşıması gerekir. Elatma objektif ölçütlere göre hoşgörü ve tahammül sınırları içerisinde kalmakta ise elatmanın önlenmesine karar verilemez. Başka bir anlatımla, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahalesi gerekmeyeceğinden davanın reddi gerekir. Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir....
Mera Kanunun 6.maddesinde, mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdidinin Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiş olup, Tarım İl Müdürlüğünün yetkisi tespit, tahsis ve tahdidin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan davacının genel mahkemelerde mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma yada sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır. Davacının meraya elatmanın önlenmesi davası açma hakkı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken bu husus gözetilmeksizin işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dava, taşkın yapı nedeniyle açılan elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Somut olayda, davacıların paylı malik olduğu 325 ada 6 parsel sayılı taşınmaza davalıya ait garajın 10.05 m2’lik kısmının taşkın olduğu, inşaat bilirkişi raporuna göre yapının yaklaşık 75 yıllık olduğu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanına göre, yapının kadastro tespit tarihi olan 1979 yılından çok önce yapıldığı, davacıların uzun süre itiraz etmedikleri, taraflar arasında daha sonradan ihtilaf çıktığı, bu nedenle davalının yapıyı yaparken iyiniyetli olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece davacının elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ve davacı vekilleri temyiz etmiştir. ...-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve özellikle çapa bağlanmış tapulu taşınmazlarda kural olarak iyiniyet iddiasının dinlenme olanağı bulunmadığından karşı ... iptali ve tescil, ... kaydına şerh konulması, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili davasının reddi yerinde olduğundan, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili bu davayı açmadan önce ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/... D. İş. dosyasında tespit yaptırmıştır. ....03.1976 tarihli ve .../... sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında delil tespitine ilişkin giderlerin de yargılama giderlerinden sayılacağı belirtilmiştir. Yapılan bu tespit masrafı lüzumsuz bir masraf olmadığından hükümle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.03.2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi yıkım ve eski hale getirme bedeli talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedeli istemine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, davalıların ...Köyü'nde bulunan mera parsellerine tecavüz ettiklerinin ... Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu tarafından tespit edildiğini belirterek davalıların meraya müdahalesinin önlenmesini, ekilen ürünlerin kaldırılmasını ve uğranılan zarar ve ziyanın tazminini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.06.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 05.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, paydaş olduğu 1040 parsel sayılı taşınmaza davalının ağaç dikmek, ayrıca, yola kuyu açmak yoluyla elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile ağaç ve kuyunun kal’ini istemiştir. Davalı, davacının taşınmazına taşkınlığı bulunmadığını, yolun ise kendi taşınmazı sınırları içerisinde kaldığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir....