Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Acele el koyma kararı bir tespit kararı olup uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar değildir. Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Ancak; Acele el koyma kararı bir tespit kararı olup uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar değildir. Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Davalı idarece acele el koyma kararından sonra makul bir süre içerisinde 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10.maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılmamıştır. Bu nedenle; mahkemece, acele el koyma kararı ile el atılan taşınmazın bedelinin tahsili davasının kabulüne, acele el koymada bloke edilen bedel ödenmiş ise, tespit edilen bedelden indirilmesine ve taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ecrimisil karşılığının tahsili davasının kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel davasının reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer taraftan, kamulaştırmasız el koyma müessesesi, mülkiyet hakkının özüne dokunan bir işlemdir. Kamulaştırmada, yöntem olarak Anayasa ve kanunlara uygun bir kamulaştırma işlemi yapılması söz konusu iken, kamulaştırmasız el koymada usulüne uygun bir kamulaştırma işleminden söz edilmesi olanaklı değildir. Ancak kamulaştırmasız el koyma ile kamulaştırmanın konu, amaç ve yetki yönüyle benzer yönleri bulunmaktadır. Her iki müessesenin de oluşması için, kamulaştırma yapmaya yetkili devlet kamu tüzel kişileri veya kamu kurumları tarafından kamulaştırma işleminin yapılması veya kamulaştırmasız el konulmuş olması gereklidir. Kamulaştırmasız el koymada da, kamulaştırmada olduğu gibi, taşınmazın edinilmesinde kamu yararının bulunması zorunludur. Gerek kamulaştırmanın gerekse kamulaştırmasız el koymanın konusu sadece özel mülkiyette bulunan taşınmaz mallardır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/09/2020 NUMARASI : 2019/486 ESAS, 2020/203 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Tazminat KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Ertuğrul mahallesi, 6476 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine ait olduğunu, dava konusu taşınmaza trafo yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını ve taşınmazın tasarruftan fiilen men edildiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu taşınmaza el koymanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmaza fiilen el atan davalı idarenin kamulaştırma ya da acele kamulaştırma kararı olmadan el atmasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın imar parseli...
Mahallesi 1436 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kamulaştırmasız el koyma tazminatı yönünden kabulüne, ecrimisil yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Ecrimisil istemine ilişkin temyiz talebi yönünden; Davacıların payı itibariyle temyize konu miktar karar tarihi itibarıyla 2.080,00 TL.sını geçmemektedir....
Maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir. Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz....
Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir....
Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir....