Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, el atmanın önlenmesi, projeye aykırılığın giderilmesi ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece ecrimisil davasının reddine, el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, üzerinde kat mülkiyeti kurulu anayapıda davacıya ait bodrum kat 1 nolu bağımsız bölüme girişi sağlayan merdiven alanının davalılardan ...’ya ait 3 no’lu bağımsız bölüme katılarak davalılar tarafından haksız kullanıldığı iddiası ile el atmanın önlenmesi ve projeye aykırılığın giderilmesi ile 20.000 YTL ecrimisilin tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece ecrimisil isteminin reddi ile el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmiştir....
Ancak, haksız fiil niteliğindeki el atmanın önlenmesi davalarının kural olarak taşınmaza fiilen müdahale eden kişi ya da kişilere karşı açılması gerektiği gözetildiğinde, eldeki dava bakımından davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalının taşınmazda teban yer kullanıyor olması halinde, davanın, paydaşın paydaş aleyhine açtığı el atmanın önlenmesi davası kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği yargısal uygulamada benimsenmiştir. Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur....
Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....
KARAR : İstinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, el atmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve ecrmisil talebi yönünden davanın kabulüne İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2019/288 E., 2021/57 K. Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın el atmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, el atmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve ecrmisil talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kal, uğranılan zararın tazmini ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın el atmanın önlenmesi ve kal davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer talepler yönünden ise reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, el atmanın önlenmesi, kal, uğranılan zararın tazmini ve ecrimisil işlemine ilişkindir. Mahkemece, konusuz kaldığından bahisle el atmanın önlenmesi ve kal davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil ve zararın tazminine ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.07.2023 Tarihli ve 2023/463 Esas, 2023/501 Karar Sayılı Kararı Davacı tarafından el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edildiği, el atmanın önlemesi davaları taşınmazın aynından kaynaklandığı, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, ayrıca ecrimisil alacağı haksız elatmadan kaynaklandığından niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edileceği, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğu, ortak yetkili mahkeme taşınmazın aynından doğan davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu ve haksız fiilin gerçekleştiği ortak yer olan Sakarya Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....
Dava tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun (BK) 41. maddesinde haksız fiil; “Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.” şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49. maddesinde de aynı yönde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır. Buna göre haksız fiil hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. 20. Haksız fiilden söz edilebilmesi için şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalıdır. İkinci unsur, fiili işleyenin kusurudur. Üçüncü olarak kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalıdır. Nihayet doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır....