in son tasfiye memurları olduğu anlaşılmış, bu kabule göre hükümler kurulmuştur. Birleşen Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/87 E., 2020/93 K. sayılı dosyasında davalılar ...... ve ... hakkında açılan davanın 'pasif husumet ehliyeti' yokluğundan dolayı usulden reddine karar verilmelidir. Tasfiye nedeniyle ticaret sicilindeki kaydı terkin edilen dava dışı ..... ... Kooperatifi'nin mülkiyetinde taşınır ve taşınmazların bulunduğu saptandığından, ek tasfiye kararı verilmesi gerekmiştir. Ek tasfiye TTK'nın 547'nci maddesinde düzenlenmiştir....
Bu durumda istemi reddedilen yüklenicinin makul sürede işin tasfiyesi ve alacağının tahsili için dava açması gerekirken, sözkonusu davanın 25.04.2003 tarihinde açıldığı, tasfiye kesin hesabı alacağının ise daha sonra ıslahla talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici kendi eylemi sonucu zararın artmasına neden olamayacağından, davacının tasfiye kesin hesabı alacağının 2002 yılı fiyatlarıyla çıkarılması ve bu şekilde tahsil karar verilmesi gerekirken, 2006 yılı fiyatlarıyla çıkarılan tasfiye kesin hesabı alacağının tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Davacı yüklenici 29.05.2008 tarihinde verdiği dilekçe ile tasfiye kesin hesabı alacağının tahsilini istemiştir. Bu dilekçede davacı yüklenici vekili faizden sözetmiş ise de, cinsini açıklamamıştır. Daha önce davacı yüklenici tarafından davalı idarenin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge de dosyada bulunmamaktadır....
TTK 547'nci maddesi; "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " hükmünü ihtiva etmektedir. Ek tasfiye geçici bir önlemdir. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir. Tasfiyede yapılması gereken bazı işlemler bakımından ek tasfiyeye gereksinme duyulabilir. Bunlar sınırsız sayıda olup, yasanın gerekçesinde örnek kabilinden belirtilmiştir....
Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 89 .maddesi uyarınca; (1) Daha önce sicilden kaydı silinmiş olan bir şirketin, mahkemece Kanunun 547 nci maddesine göre ek tasfiye sürecine girmesine karar verilmesi halinde aşağıdaki olgular tescil edilir: a) Şirketin ek tasfiyeye girmesine ilişkin kararı veren mahkeme ile kararın tarihi ve sayısı. b) Şirketin ek tasfiye halinde olduğu. c) Şirketin unvanına “Tasfiye halinde” ibaresi eklenmek suretiyle yeniden tescil edilmiş bulunduğu. ç) Ek tasfiye ile görevlendirilen tasfiye memurlarının adı ve soyadı, kimlik numarası ve yerleşim yeri. d) Ek tasfiye işlemlerinin yürütüleceği adres. (2) Ek tasfiyenin tescili üzerine şirket, tüzel kişiliğini yeniden kazanır ve organlar kendiliğinden çalışmaya başlar. Bu durumun ayrıca tesciline gerek yoktur....
Bu tür bir ihtiyaçla ek tasfiye aşamasına döndürülerek ihya edilen şirketin ek tasfiyesi, açılan dava ile ortaya çıkan hukukî ihtilafın giderilmesi amacıyla sınırlı olacaktır. 22. Ek tasfiye için TTK’nın 547. maddesine dayalı olarak açılan ve uygulamada “ihya” davası olarak adlandırılan davada mahkemece, talep kabul edilerek dava konusu şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyasına karar verilmesi durumunda aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, taraflarca talep edilmese dahi, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verilmelidir. Dolayısıyla geçici 7. madde kapsamında hukuka uygun olarak terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin talebin kabul edilmesi hâlinde verilecek olan karar, sonradan ortaya çıkan hukukî ihtilafın çözümü amacıyla sınırlı olarak şirketin TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye kapsamına alınması niteliğinde olduğundan mahkemece, ek tasfiye için tasfiye memuru tayin edilmelidir....
Mahkeme istemi yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son ------------ veya bir kaç kişiyi ---olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ---celp edilmiş, şirketin tasfiyesinin sona erdiği ---- tescil edildiği anlaşılmıştır. ---- aracın ---kaydının gönderildiği, aracın --- olduğu, tasfiyesinin yapılmadığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu anlaşılmıştır. ---------ile kayıtlı--- aracın tasfiyesi ile sınırlı olarak ihyasına, ---- devam etmesine, ihya hususunun --- ilanına , davacıya bu işlemleri yapmak üzere yetki ve mehil verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Tasfiye memuru T8 vekili 04.10.2022 tarihli ek karara karşı itiraz başvurunda bulunmuştur. İlk derece mahkemesinin 02.11.2022 tarihli ek kararı ile itiraz kabul edilerek, itiraz eden T8'nin tasfiye memurluğundan çıkarılmasına karar verilmiş, bu karar tebliğ edilmeden tasfiye memuru vekili 03.11.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf başvuru dilekçesinden önce, istinafa konu 04.10.2022 tarihli ek kararın itiraz üzerine mahkemece kaldırılması nedeniyle, dava dosyasında verilmiş olan ek karara karşı istinaf başvurusu konusuz kalmış olup, tasfiye memuru olarak atanan T8 vekilinin konusuz kalan istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Buna göre tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. TTK.547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ticaret siciline yeniden tescilini isteyebilirler....
Somut olayda, derdest bir davada taraf teşkilinin sağlanması için sicilden terkin edilen dava dışı şirketin ihya edilmesinde tasfiye memuru atanan o davaya münhasır olarak atanan tasfiye memurunun sağlık nedenleri ileri sürülerek tasfiye memurluğunu değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin istinafa konu karar ek karar niteliğinde olup, şirketin ihyası ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin esas karar kesinleşmiş ve istinafa konu edilmemiştir. Tasfiye memurluğundan affı istenen tasfiye memurunun bu talebinin reddine ilişkin ek karar nihai bir karar olmadığı gibi HMK 341 maddesinde talep edilen istinaf yolu caiz olan kararlardan değildir....
TTK 547 'nci maddesinde; " (1) - Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) - Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " hükmü düzenlenmiştir. Yasada düzenlenen ek tasfiye geçici bir önlemdir. Ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemektedir. Tasfiye de yapılması gereken bazı işlemler bakımından ek tasfiyeye gereksinme duyulabilir. Bunlar sınırsız sayıda olup, madde gerekçesinde örnek kabilinden belirtilmiştir....