Davalı, kira sözleşmesine dayalı olarak taşınmazı kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir sebebe dayalı olarak kullandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ihtarname tarihine kadar uzun süreli kullanıma ses çıkarmayan davacı ile davalı yan arasında ariyet akdi kurulmuş sayılacağı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...'in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 222 ada 57 parsel sayılı taşınmaza komşu 58 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalının istinat duvarı çekmek suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve istinat duvarının yapıldığı tarihten itibaren ecrimisile karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 19 parsel sayılı taşınmazın 3 nolu bölümünü, davalının daha önce açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının dava tarihi olan 30.11.2007 tarihinden bu yana kötüniyetli olarak işgal ettiğini ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu bölümü haricen davacıdan satın aldığını, taşınmazı hapis hakkına dayalı olarak kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; daha önce görülen davada davalı lehine faydalı ve zorunlu giderler için hapis hakkı tanındığı, bu bedelin davalıya ödenmediği ve davalının taşınmazı hapis hakkına dayalı olarak kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Bankalara yazılan müzekkere cevaplarında dava konusu çeklerin ibraz edildiği bilgisinin verildiği, davacı vekiline, ..... seri no'lu çekler için 24/02/2022 tarihli, ...... seri no'lu çek için 10/03/2022 tarihli muhtıraların tebliğinden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde ibraz edene karşı istirdat davası açmak üzere süre verildiği ....... no'lu çek için ise 30/03/2022 tarihli celsede, ibraz edene karşı istirdat davası açmak üzere tefhimden itibaren 7 günlük kesin süre verildiği ve istirdat davalarının açıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmış ve davacı vekili 20/04/2022 tarihli celsedeki beyanında istirdat davası açmadıklarını beyan etmiştir....
İstirdat davalarının, kanun maddesinde yer alış şekli ve gerek takip hukukuna ilişkin gerekse maddi hukuka ilişkin şartlar itibariyle takip borçlusu tarafından açılmasını zorunlu kılmıştır. Somut olayda; davacı taraf, borçlusu olmadığı icra takibinden dolayı borçlu olmadığı halde icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını belirterek ödediği bedelin istirdatını talep etmektedir. Davacının iddiası çok açık şekilde İİK 72/7 maddesi devamında düzenlenen istirdat davasına ilişkindir. Davacı iddiasının sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak davası olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Zira, ödeme takip dosyasına bir haciz baskısı sonucu yapılmıştır. Yapılması gereken takip hukuku ilkeleri çerçevesinde istihkak davası açmaktır. Ancak davacı yan takip borçlusu olmadığı gibi bir takip dosyasına yatırdığı bu paranın istirdatını talep etmiş olduğundan iş bu davada dava şartı niteliğinde bulunan hukuki yararı ve aktif husumeti bulunduğundan söz etmek mümkün değildir (Yargıtay 19....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyizinde, birleştirilen davada zamanaşımı definde bulunduğu halde 5 yıldan daha önceki dönemden itibaren ecrimisile hükmedildiğini, dairenin teslim tarihinin müvekkilinin anahtarı yöneticiye bıraktığı tarih olan 17.07.2018 olarak kabul edilmesi gerekirken davacının teslim aldığı 10.08.2018 olarak kabul edilmesinin yanlış olduğunu, müvekkilinin dava konusu daireye masraf yapmasının daireye değer kattığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. 2....
Mahkememizin --- tarihli ara kararı ile ---- seri numaralı --- keşide yer ve tarihli---- keşide yer ve tarihli --- bedelli çek ile ----seri numaralı------- çekler hakkında ihtiyati tedbir talepli istirdat davası açmak ve davanın açıldığına ilişkin bilgi ve belgeleri mahkememize sunmak üzere süre verildiği, Mahkememiz ara kararın davacı şirkete ------- tarihinde tebliğ edildiği, ancak ----- hakkında istirdat davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ya da beyan sunulmadığı görülmüştür....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan mal satın aldığı, mal bedelinin ödenmemesi üzerine davalının takibe geçtiği ve davacının takibe itiraz etmeden icra dosyasına ödeme yaptığı bu durumda davaya istirdat davası olarak da devam edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK-72. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Dava açıldıktan sonra davaya temel alınan borcun icra dosyasına ödendiği anlaşılmaktadır. İİK-72/6.maddesi “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmünü içermektedir. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....
mevcut olup olmadığına bakılmaksızın açılabilen bir dava türü olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme mi yoksa istirdat davası olarak mı açılacağı konusunda davacının seçimlik hakkı bulunduğunu, usul ekonomisi ilkesi gereğince davanın istirdat davası olduğunun kabulü halinde dahi, istirdat davasının sebepsiz zenginleşme davasının icra hukukundaki özel görünüm hali olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince istirdat davası doğrudan reddetmeyip sebepsiz zenginleşme davası olarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmasında ve ilk derece mahkemesince de sebepsiz zenginleşme davası olarak görülmesinde hukuken herhangi bir engel bulunmadığını, bu durumda hak düşürücü süreden değil zamanaşımı süresinden bahsedilebileceğini, somut olay TBK'nın 82. maddesinde düzenlenen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresinin ise geri isteme hakkı olduğunun öğrenilmesinden itibaren başlayacağını, Düzce...