Hukuk Dairesinin 26/04/2017 gün ve 2017/2057 E. - 2017/3682 K. sayılı kararı ile; “mahkemece öncelikle, onaylı mimari proje ile vaziyet planına aykırılıkların tespiti, bunların binanın ilk inşası sırasında yapılmış olup olmadığı, nasıl projeye uygun hale getirileceği ve eski hale getirme işleminin anataşınmazın statik yapısına zarar verip vermeyeceği hususlarında yeniden uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınarak onaylı mimari proje ve ekleri yerinde uygulanmak suretiyle projeye aykırılıklar tek tek belirlenip, eski hale getirme işleminin statik yapıya zarar verip vermeyeceği de saptanıp, statiğe zararı olmadığı takdirde projeye uygun hale getirilmesi için yapılması gerekenler denetlemeye ve infaza elverişli olacak şekilde krokiye bağlanması, müdahale edilen bölümler hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan verilmeden belirlenmesi ve sonucuna göre müdahalenin önlenmesine ve projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken, davalının müdahale ettiği...
Mahkemece, ecrimisil ve eski hale getirme bedelinin taleple bağlı kalınarak davalı EPDK'dan tahsiline, davalı .... yönünden husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davalı ....yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Dava konusu taşınmazın eski hale getirme bedeli zemin bedelinden fazla ise zemin bedeline, az ise eski hale getirme bedeline hükmedilmelidir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait 27 adet dükkanın 01/08/2005 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, yine 01/01/2007 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi uyarınca da aynı binadaki 5 adet bağımsız bölümün kiralandığını, kiracı tarafından, kiraya konu bağımsız bölümlerde tadilat yapıldığını, davalının 28/03/2014 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesini süresinden önce feshettiğini, 30/06/2014 tarihinde bütün taşınmazların anahtarı teslim edilmeksizin boşaltıldığını, kira sözleşmelerinde açıkça taşınmazın eski hale getirilmesi kararlaştırıldığı halde taşınmazın eski hale getirilmediğini, Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/57 D.İş sayılı dosyada eski hale getirme bedelinin 115.870 TL, gereken sürenin 45 gün olduğunun tespit edildiğini, davalının Haziran kirasını 2.299 TL eksik ödediğini, davalının kira dönemlerine ait kira bedellerinden sorumlu olduğunu belirterek eski hale getirme bedeli 115.870 TL, eski hale getirme süresi 45 günlük süre...
Ancak eski hale getirme hususunda davalıya süre verilmiş olup bu süre sonunda yapının projeye uygun hale getirilmemesi durumunda bu hususta davacıya yetki verilmesi ile yetinilmesi gerekirken eski hale getirme masrafı olarak 3.000,00 TL'nin davalı Zahide'den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Zira henüz eski hale getirme çalışmaları başlamamış olup masrafın 3.000,00 TL'yi geçmesi halinde davalı yönünden, masrafın bu rakamın altında kalması halinde ise davacı yönünden zarar oluşacaktır. Eski hale getirme hususunda davacıya yetki verilmesi ile yetinilmesi yeterli olup işlemler tamamlandığında yapılan masrafın tahsili mümkündür....
Ancak; Eski hale getirme bedeli, kararın infazı sırasında belirleneceğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde kısmen el atılan 670 parsel sayılı taşınmazın eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının II-E nolu bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Dava konusu 672 parsel sayılı taşınmazın eski hale getirilmesine) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı ile davalı DSİ Genel Müdürlüğü'nden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme talebi de varsa, arazi niteliğindeki taşınmaz bedelinin gelir metodu esas alınarak, yukarıda belirtildiği üzere oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılıp, taşınmazın kamulaştırmasız el konulan bölümün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal ve eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve kal kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmeli; şayet kal ve eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yasaya uygun olmayan şekilde tek bilirkişi tarafından düzenlenen ve yukarıda belirtilen hususları ihtiva etmeyen rapora göre eksik inceleme ile yasal...
Mahkemece davanın kabulü ile KMK'nın 18. ve 28. maddeleri gereğince bilirkşi raporunda saptanan pergule niteliğindeki eklenti ile bilirkişi raporunda saptan proje ve yönetim planına aykırı imalatların eski hale getirilmesine, eski hale getirme bakımından iş bu kararın infazının istenildiği tarihten itibaren 7 gün davalıya süre verilmesine, davalı tarafça verilen sürede eski hale getirme gerçekleşmez ise 7 günlük sürde ve 5.000.00.-TL bedelle eski hale getirmenin olası olduğu saptanmakla bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesi ve davacı tarafından tadilatların düzeltilmesi sureti ile eski hale getirmenin tamamlanmasına, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava proje ve yönetim planına aykırı yapılan pergolenin teknik şartnameye uygun hale getirilmesine karar verilmesi istemine ilişkindir....
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 2277 parsel sayılı taşınmaza davalı idarenin kamulaştırmasız el attığı mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve tekmil dosya münderecatından anlaşıldığından, el atmanın önlenmesi, eski hale iade, kal ve ecrimisil davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davalı idarece el atılan dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir....
Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazı incelemek suretiyle, 08.05.2014 tarihinde mahkemesince verilen 29.04.2014 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun bularak sanığın itirazının reddine dair karar verdiği, mahkeme heyetince tutulan tutanağa istinaden dosyanın Yargıtay'a gönderildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın 16.04.2014 tarihli dilekçesinin eski hale getirme dilekçesi mahiyetinde olduğunun kabulü ile eski hale getirme koşullarını değerlendirme yetkisinin Yargıtay'a ait olduğu gözetilerek, Alanya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08.05.2014 tarihli eski hale getirme talebinin reddine ilişkin ek kararın yok hükmünde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede; Sanığın eski hale getirme istemi yerinde görülmediğinden yasal süre içinde temyiz başvurusunda bulunmayan sanık ...'nin bu konudaki talebinin, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 02.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Köylere Hizmet Götürme Birliğinin davaya dahil edilerek husumetin ona yöneltilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yapılan müdahalenin önlenmesi talebi yanında eski hale getirme isteminde de bulunulduğundan; oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak arazi niteliğindeki taşınmazın, gelir metodu esas alınmak suretiyle, kamulaştırmasız el konulan bölümün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan bölüm bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken belirtilen şekilde hazırlanmayan bilirkişi raporunun esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru...