DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, davacı sigorta şirketinin davalı sigorta şirketinden koasürans payından kaynaklanan bedeli rücuen tahsili talebine ilişkindir. ---- dosyası ile -----takip dosyası celb edilmiştir. Davalı ----- uzatılan cevap süresi içinde ve cevap dilekçesine ek olarak verdiği------ günlü beyan dilekçesinde zaman aşımı defi ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme hukuksal niteliği açısından bir tür sigorta sözleşmesidir. Dolayısıyla TTK' nın sigorta sözleşmelerine dair hükümlerine tabi bulunmaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Zamanaşımı" başlıklı 1420. maddesi uyarınca " sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482. Madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren ----- geçmekle zamanaşımına uğrar."...
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir. Ne var ki, somut olayda, mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2020/3 2020/316 DAVA KONUSU : Değer Artış Payından Doğan Alacak KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. ve 356.maddeleri gereğince DURUŞMASIZ OLARAK ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesine göre istinaf sebepleri ile bağlı olarak dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ ; Davacı vekilinin dava dilekçesinin özetle; tarafların Tire Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/522E sayılı dosyası ile boşandıklarını akabinde 17/11/2006 tarihli dava dilekçesiyle katkı payının tespitine, katkı payı alacaklarının fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla dava açtıklarını söz konusu davalı yerel mahkemece karar verildiği, yargıtay tarafından verilen kararların bozularak...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2022 NUMARASI : 2018/644 ESAS 2022/753 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Değer Artış Payından Doğan Alacak) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2019 NUMARASI : 2018/888 ESAS 2019/881 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Değer Artış Payından Doğan Alacak) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin bütün, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, sözleşmede artış şartı bulunduğu takdirde, böyle bir şart (hüküm); 21.11.1966 gün ve 19/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında anılan ihtarın hukuksal önemini ortadan kaldırır. Başka bir anlatımla, eğer kira sözleşmesinde artış şartı veya artış iradesinin var olduğu anlaşılırsa, yeni dönemin başlamasından 15 gün önceden ayrıca ihtar tebliğine gerek yoktur. Bu halde, yeni dönem başından sonuna kadar kira tespit davası açılabilir. Hakim, yeni dönemin başlangıcından geçerli olacak şekilde kira parasına hükmetmelidir....
nın 640/2. maddesinde “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ortak murisin vefat etmesi nedeniyle adına kayıtlı taşınmazın davalılar tarafından kullanıldığı ve davacıların miras payından mahrum bırakıldığı iddiasıyla mirasın paylaştırılması talep edilmiş olup, dava tarihi itibariyle murisin hissenin bağlı olduğu ana taşınmaz üzerinde pay sahibi olduğu ve bu tarih itibariyle ferdileşmenin gerçekleşmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın ahkam-ı umumiye işleri ile görevlendirilen Sulh Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ...'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.04.2014 Gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu Daire'nin 08.07.2014 tarihli, ve 2014/5677 Esas, 2014/14501 Karar sayılı ilamıyla davanın; TMK'nin 227. maddesi uyarınca değer artış payından kaynaklanan alacak ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu ancak mahkemece usulüne uygun olarak araştırma ve inceleme yapılmadığına, Yasa ve Daire uygulmasına uygun şekilde hesap yapılması gerektiğine ve davacı vekilinin TMK'nin 240. maddesi gereği mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinde, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkı talebiyle birlikte TMK'nin 652. maddesi uyarınca miras payına ilişkin olarak meskenin davacıya özgülenmesi isteminde bulunduğuna, TMK'nin 652 maddesine dayalı talep yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan bu istek yönünden davanın tefrik edilip görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğine işaret edilerek, her iki taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm...
İlk derece mahkemesince, sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması ile asgari ücret artışından doğan toplam 410.282,25 TL'nin ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince, 2015 yılından sonra 2016 yılında her yıl olduğu gibi asgari ücrette bir artış olacağının belli olduğu, %29,32 oranına denk gelen bu artışın öngörülemeyecek bir oranda olmadığı, davacının ifa güçlüğü çektiği iddiasının da yerinde görülmediği, sonuç olarak uyarlama şartlarının oluşmadığı belirtilerek kabul edilmiş, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden doğan asgari ücret fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Asgari ücret kanunla belirlenmekte olup, belirlenen bu asgari ücret tutarının altında işçilere ödeme yapılması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, eşler arasındaki katkı payından kaynaklanan tapu iptali tescil olmazsa alacak istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....