cevap dilekçesinde taşınmaz bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesini talep ettiğini bildirerek, 18/06/2014 tarihinde talebini inşaat gideri 24.419,81 TL; arsa değeri yönünden 35.725,31 TL; ağaç değeri yönünden 540 TL olmak üzere toplam 60.685,12 TL'ye artırmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmelerin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Sakarya 2. Asliye Hukuk(Tüketici mahkemesi sıfatıyla) ve Yalova 2....
Buna göre tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak söz konusu bedelin ödendiğinin kanıtlanması halinde; satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları ile 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 C, 1940/77 ve 07.06.1939 tarihli ve 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması, bu konuda uzman bilirkişilerden bir hesap, bir serbest muhasebeci yada mali müşavir ve bir bankacıdan denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle alacak istemi yönünden de davanın reddine karar verilmesi yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarına ve açıklanan ilkelere aykırı olmuştur....
Bir davada ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddesini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK 33, HUMK 76.md) Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet ilkesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından yararlanılarak kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Davacının da 01.12.2002 tarihli harici satış sözleşmesine dayanarak ödediği 2.000 TL de denkleştirici adalet kuralı gereğince uyarlanması yapılarak iadesinin kabulü gerekir....
Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. O halde; ödenen bedelin, uyarlama ve denkleştirici adelet kuralları ile 10.07.1940 tarih ve 1939/2 C, 1940/77 ve 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlara, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması, Yargıtayın denetimine elverişli bu konuda uzman bilirkişilerden, bir hesap uzmanı, bir serbest muhasebeci ya da mali müşavir ve bir bankacıdan oluşturulacak kuruldan rapor alınması ve ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin tahsiline karar verilmesi gerekmektedir....
den daha fazla olamayacağı da nazara alınarak), ifanın imkânsız hale geldiği tarih itibarı ile ulaşacağı bedelin; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, TÜFE, ÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs.) ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden açıklayıcı, taraf ve yargı denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yolla belirlenecek miktara hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunun değerlendirilerek, hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurulmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece; duruşmalara gelmeyen ve davaya cevap vermeyerek davayı tümüyle inkar etmiş sayılan davalıya yukarıda belirtilen esaslar dairesinde devremülk satış sözleşme sureti ve ödeme belgesi eklenerek, meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılarak, davacının dayandığı ve dosyada bulunan sözleşme ve ödeme belgesi ile ilgili beyanı alındıktan sonra hasıl olacak sonuca ve sözleşme hükümlerine göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Somut olayda, dava devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Kocaeli 8. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Kocaeli 8. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasında yapılan 21/07/2013 tarih ve 9619, 21/07/2013 tarih ve 9620, 30/06/2013 tarih ve 9593 sayılı Devremülk Satış Vaadi Sözleşmelerinin ayrı ayrı feshine, 26.700,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan Devremülk Satış Sözleşmesinin feshi ve ödediği bedelin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki Devremülk Satış Sözleşmeleri imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmeler incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu iki tane sözleşme gereği iki taşınmaza ilişkin payın tapusu dava tarihinden önce 09.12.2013 tarihinde davacıya verildiği görülmüştür....
Mahkemece, taşınmaz başında keşif yapılmış, bilirkişiden rapor alınmış, ayrıca hesap bilirkişisinden ödenen paranın güncellenmesine ilişkin rapor da alınmıştır. Davacı taraf hesap bilirkişisinden alınmış olan rapora göre 52.072,35.-TL üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, TMK'nın 706, TBK'nın 237 Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince resmî şekilde yapılması zorunlu olup, haricen yapılan satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "denkleştirici adalet" düşüncesine dayanmaktadır....