"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki (Tüketicinin açtığı) tatil szleşmesinden kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketten 14/03/2010 tarihinde... sıra numaralı Devre Tatil Üyelik Sözleşmesi ile 9.400,00 TL’ye devre tatil satın aldığını, bedelini aynı gün ... olmasına rağmen 24/03/2010 tarihinde ödenmek üzere borç senedi tanzim edildiğini, sözleşmeden dönmek istemesini davalı şirkete bildirmesine rağmen olumlu sonuç alamadığını, bu nedenle 9.400,00 TL bedelin, masraflarının reeskont faizinden hesaplanarak tarafına ödenmesini, varsa şahsını borç altına sokan kıymetli evrakın iptali ile tarafına iadesini ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
A.Ş. ile 1.9.1995 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 30 yıllık devre tatil hakkını ve RCI üyeliğini ... ......
Nitekim TBMM Devre Mülk ve Devre Tatil Sektörlerinde Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonunun 08.01.2019 tarihli tutanaklarına göre de (www.tbmm.gov.tr /develop/owa/ komisyon_tutanakları), komisyonda görüş bildiren yetkililer devre tatil sözleşmesinin şahsi hak olarak nitelendirilebilecek olanlarının devre tatil sistemleri, diğerlerinin de ayni hak tanıyan, kişiye mülkiyet hakkı tanıyan ve onun üzerinde sınırsız tasarruf imkânı veren devre mülk sistemleri olarak iki ana gruba ayrıldığını, devre mülk sistemlerinin de kendi içerisinde devre mülk, ya da müşterek mülkiyet payına bağlı olarak paylı sistem, dönem mülk veya hisseli gayrimenkul olarak tanımlandığını açıklamışlardır. 6502 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir...
KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 1991 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmeleri gereğince 2020 tarihine kadar devre tatil hakkını E-78 nolu dairede 31. Ve 32. Haftada kullanmak üzere , bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını, önceki üst hakkı sahibi olan ....’nin ... ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini, kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak 2004 yılında tatil haklarının kullandırılmadığını, öncelikle devre tatil haklarının sözleşmede yazılı koşullarla süresi sonuna kadar devam ettiğinin tesbiti ile kullandırılmayan dönem için 3000 TL. Maddi ve 5.000 TL....
KARAR Davacı, davalı ile 27.4.1998 tarihli devre tatil sözleşmesinin tesiste bir takım vaatlerle baskı altında imzalandığını, cayma bildiriminin verilmediğini, gayrimenkulün aynına ilişkin bakım, onarım, aidat bedelinin talep edildiğini, sözleşmenin teki taraflı olarak düzenlendiğinden geçersiz olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile, ödediği 18.000 DM.nin nin faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı, davacının tesisi gezip görerek sözleşmeyi imzaladığını, tatil haklarını da kullandığını, savunarak davanın reddini dilemiştir....
Dairemizin kaldırma kararında da belirtildiği gibi; sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 13/06/2003 tarihli Devre tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesi gereğince, devre tatil sözleşmesinin yazılı yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında devre tatil sözleşmesi yapıldığı, her iki tarafında kabulünde olup, bu konuda ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak sözleşme dosyaya sunulmamaktadır. Davacı vekili, Dairemizin kaldırma kararından sonra sözleşmenin bir nüshasının kendilerine verilmediğini beyan etmiştir. Sözleşmenin davacı tüketiciye verildiği hususunun davalı tarafça ispatı gerekir. Davalı taraf bu hususta herhangi bir delil sunmadığı gibi sözleşmeyi sunmaktan da kaçınmaktadır. Yargıtay 13....
Mahkemece, dairemiz kaldırma kararı sonrası tüm dosya kapsamına göre;"...Dava, davacı ile sağlayıcı B-K Ilgaz Turizm İnş.Yatırım ve İşletmeciliği A.Ş'nin işyerinde akdedilen 6037 numaralı, 01/12/2012 tarihli Ilgaz Mountain Resort Ulusal ve Uluslararası Devret Tatil Sözleşmesinin cayma hakkı kullanımı yolu ile feshi ve ödenen bedellerin iadesi isteminden ibaret olup, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı B-K Ilgaz Turizm arasında devre tatil sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmeden dönerek ödediği ücretin iadesi için iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Devre tatil sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan cayma hakkı, ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacaktır. Davalı B-K Ilgaz Turizm İnşaat Yatırımları ve İşletmeciliği AŞ.'...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava, devre mülk satış sözleşmesinin cayma sebebiyle feshi, ödenen bedelin iadesi ve gayrimenkulün davalı adına tescili taleplerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
K A R A R Davacı, davalı ile 100027 numaralı devre tatil sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince 07.03.2015 tarihinde 7.500,00-TL bedelli senet imzalayarak davalıya verdiğini, bu senet karşılığı da davalıya 7.500,00-TL ödeme yaptığını, ancak devre tatil hakkını kullanmadığını ve...14. Noterliği’nin 01.07.2015 tarihli ihtarnamesi ile cayma hakkını kullandığını davalı tarafa bildirdiğini, ancak cevap alamadığını belirterek sözleşmenin feshi ile ödediği 7.500,00-TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini ve 7.500,00-TL lik bononun hükümsüzlüğü ile tarafına iadesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....
T4 Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazlarının olduğunu, davacı ile aktedilen sözleşme bir devre tatil değil, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bahsi geçen sözleşme kat mülkiyeti kanununa tabi olduğunu ve kat mülkiyeti kanununda, gayrimenkul satışlarında cayma hakkına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığını, cayma hakkının devre tatil sözleşmelerine ilişkin bir hak olduğunu, bu itibarla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; "...taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk pay satışı vaadi içermesine karşılık, resmi sözleşme niteliği taşımadığından bir ön akit niteliğinde değerlendirilebileceği anlaşılmıştır....