Turizm ve Ticaret A.Ş. nin yönetim kurulu başkanı, sanık ...’ın ise yönetim kurulu üyesi oldukları, adı geçen şirketin Muğla ili, Bodrum ilçesi, Türkbükü köyünde devre tatil sitesi sahibi olduğu, katılanın 30 yıl süreyle kullanmak üzere adı geçen şirket ile 2004 yılında devre tail sözleşmesi imzaladığı ve ücretini peşin olarak ödediği, devre tatili 2009 yılına kadar düzenli olarak tatil için kullandığı ancak, sanıkların 2009 yılında bahse konu tatil sitesini üçüncü kişilere satmaları nedeniyle sonraki yıllarda haklarını kullanamadığının iddia edildiği somut olayda, katılanın bahse konu sözleşmeyi 15/10/2004 tarihinde yapmış olması ve ücretini de 01/11/2004 tarihinde ödemesi karşısında suç tarihinin menfaatin temin edildiği tarih olan 01/11/2004 tarihi olduğu, sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçunda suç tarihinden hüküm tarihine kadar zamanaşımı süresi yönünden sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK'nın 504/1, 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince 7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımı süresinin...
KARAR Davacı, davalı ile imzaladığı 2.7.1987 tarihli devre tatil sözleşmesi ile davalının tesislerinden bir dönem için devre tatil satın aldığını, davalıya herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen davalının kendisinden 9058 TL yenileme katkı payı talep ettiğini ileri sürerek bu miktar borcu olmadığının tesbitini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Mahkemenin karar tarihinden sonra dosyaya sunulan 31.10.2012 tarihli ibraname ve feragatname isimli fotokopi belgede, davacının eldeki davaya konu olan devre tatil bedelini ve dava giderini tahsil ederek davalıyı ibra ettiği belirtildiği gibi, ekli ibraname başlıklı fotokopi belgede de davacının açtığı ve açacağı davalardan feragat ettiğinide bildirdiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca karar tarihinden sonra dosyaya sunulan anılan belgelerin mahkemece incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2021 NUMARASI : 2020/341 ESAS 2021/12 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : DAVA DİLEKÇESİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkil davalı tarafından telefonla aranmış yapılan çekiliş sonucu hediye tatil kazandığını söylenerek kazandığı tatili kullanmak için Yalova iline görüldüğünü, istemediği halde kendisi ile sözleşme yapıldığını, devre tatil üyelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile gece vakti müvekkile 1+0 hisseli devre mülk satıldığını, müvekkil ertesi gün erken ve peşin ödeme ile sözleşme konusu 14.604,00 TL yi davalıya banka aracılığıyla gönderdiğini, kendisine gösterilen numune küçük ve kullanışlı olmaması sebebiyle durumu davalıya telefonla bildirildiğini, davalı şirkette bu durum üzerine daha büyük olan 1+1 daireyi teklif etmiş ve bu dairesinin sözleşmesini yapmak ve tapusunu vermek için tekrar Yalovaya davet edildiğini, davalı şirket ile ikinci devre tatil üyelik sözleşmesini...
MAHKEME: "........Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar davacı vekilince devre mülk sözleşmesi akdedildiği ileri sürülmüş ise de dava dilekçesi ekinde sunulan 12/05/2018 tarihli sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış vaadi olarak düzenlendiği, ve dosya kapsamında yapılan incelemede bu sözleşmenin içerik olarak devre tatil sözleşmesi olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme neticesinde verilen vekaletname uyarınca davacı adına dava konusu taşınmazdan hisse satın alındığı, bu tip satışların tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğu, bu nedenle cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacağı ve bu süre içinde sözleşmenin askıda olacağı, taraflar arasında akdedilen devre tatil sözleşmesinde devre tatil hakkını kullanacağı dönemin yaz döneminde 7 gün olduğu, tarih aralığı belirtilmediği, davalı tarafça davacının bu süreler içinde tatil hakkını kullandığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı...
Maddede düzenlenen sahibine ayni hak tanıyan devre tatil sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin ön ödemeli konut sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, zira bu tip sözleşmeler maket üzerinden yapılan veya inşaatı bitmemiş satışlara ilişkin olup işbu davaya konu taşınmaz zaten bitmiş; yapı kullanma izin belgesi alınmış ve üyelerin yıllardır tatil yapmakta olduğu tesise ilişkin olup bu durumda ön ödemeli satış olarak kabul edilemez olduğunu, tapu devri bir ifa ve teslim olup sözleşmeyi geçerli hale getirmesi MK2 gereği olduğunu, taşınmaz tapuda davacıya devredildiğini, hisseli gayrimenkul sözleşmesi geçerlidir. tescilden sonra sözleşmeden dönülmesi iyiniyet kaideleriyle bağdaşmadığını, tapuda taşınmazın devrini üzerine alan davacı esasen ve zımnen cayma hakkını kullanmaktan imtina ettiğini, tapu müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılamayacağını, cayma hakkına ve sözleşme içeriğine ilişkin 14 günlük süre ve 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğini, tatil köyü...
KARAR Davacı, davalı şirket ile 10/10/2015 tarihinde İD 203275 no'lu devre mülk satış sözleşmesi ve senetleri imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını, 10/10/2015 tarih ve İD 203275 no'lu sözleşmenin iptalini, sözleşme sebebi imzalanan 12.852,00 TL bedelli 40 adet senedin iptalini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜ İLE, Davacı ... ile davalı ... Termal Sağlık Turz. İnş. Gıda Org. San. Ve Tic....
KARAR Davacı, davalı ile 30/11/2014 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 2.200 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 30.11.2014 tarihli 16.300 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme nedeniyle imzalanan 25 adet senetlerin iptalini ve ödediği 2.200,00 TL' nin avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; davacı alıcı ile davalı şirket arasında devre tatil satış sözleşmesi düzenlendiği, düzenlenen sözleşme gereğince devre mülkün tamamlanarak eksiksiz olarak devrinin amaçlandığı, davalı tarafın, sözleşmenin kendisine yüklediği sözleşme konusu devre mülkü kullanıma elverişli olarak davacı tüketiciye teslim etme edimini yerine getirdiğini ispat edemediği, davalı tarafından devre mülke ilişkin inşaatın bitirilerek davacıya teslimin yapıldığına ilişkin herhangi bir teslim belgesinin bulunmadığı, davacı adına dava konusu devre mülkte konaklama yapıldığına ilişkin konaklama belgelerinin sunulmadığı, davacının dava konusu devre mülkten yararlanmadığı ve herhangi bir kullanımının bulunmadığı, bu haliyle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile davacının bu sözleşme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalıya ödenen 13.050,00- TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan...
KARAR Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi yaptığını, tatil hakkını kullanamadığını ve cayma hakkını kullandığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin ödeme tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki davada devre tatil sözleşmesi gereğince ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiş ve mahkemece de ödeme tarihinden faiz yürütülmüştür. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Davacının dava açılmadan önce davalıyı ihtar çekerek mütemerrit duruma düşürdüğü iddia ve ispat edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, devremülk satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2013 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararında; "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik sözleşmesi dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların" temyiz incelemesinin Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağı belirtilmiş olmakla; uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....