ile birlikte yapıldığını, tesis tamamlanınca tapu masraflarının ödenmesi durumunda devre tatil hakkının devre mülk hakkına cevritleceğinin vaat edildiğini, müvekkilinin borcunu yerine getirdiği hatde davalıların sözleşmeler gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, Neticeten, davalarının kabulü ile davacı ile davatılar arasında imzalanan 30.09.2018 tarihli 6637 ve 6638 numaralı sözleşmeler ile 04,10.2018 tarihli 6637/A ve 6638/A numaralı ek sözleşmelerin, 13.09.2020 tarihli 138409 numaralı devre tatil sözleşmesinin iptalinc/feshine, davacının dava konusu devre tatil sözleşmeleri nedeniyle davalılara borçtu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalılara yapılan toplam 23.500.00 TL ödemenin dava tarihinden ilibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Devre için 25/12- 01/01 tarihleri arasını kapsayan 23/05/1990 tarihli devre tatil sözleşmesinin FESHİNE, Dava konusu 35.390,40 TL devre tatil bedeli alacağının 5.000,00- TL sinin 12/02/2019 dava tarihinden, 30.390,40 TL'sinin ıslah tarihi olan 25/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karşı davanın reddine karar verilmiştir....
K A R A R Davacı, davalı ile imzalanan devre tatil sözleşmesi gereğince, ... İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ......
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, devre mülk sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketin elemanlarının psikolojik baskısı altında davalı şirketle 29/04/2009 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme gereği 7.000,00 TL ödediğini, sözleşmenin kendisi ile müzakere edilmediğini, devre tatil hakkını hiç kullanmadığını, yer tahsisi yapılmadığını, her yıl için 150 Euro ödeme konulduğunu sonradan anladığını, bunun üzerine sözleşmeyi fesih etmek için davalıya başvurduğunu fakat sonuç alamadığını belirterek sözleşmenin feshini ve ödediği 7.000.00 TL'nin iadesini talep etmiştir....
Somut olayda, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan eldeki davanın tarafları arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenmektedir. Mahkemece, devre mülk sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını belirterek genel mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına kararı verilmiş ise de verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Devre mülk hakkı, kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 4077 sayılı Yasa kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulanarak 8.6.2010 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, davalının cayma hakkını ortadan kaldırmak için hediye tatil kullandırıldığını, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin...
arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin haklı nedenle feshi ile müvekkili tarafından ödenen devre tatil bedelinin bakiye kullanım süresine isabet eden miktarının denkleştirici adalet ilkesine göre güncelleştirilerek yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Devre için 30/10- 06/11 tarihleri arasını kapsayan 21/05/1990 tarihli devre tatil sözleşmesinin feshine; taraflar arasında imzalanan Bolu ili Merkez ilçesi Ömerler Köyü İkisuarası mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki sözleşme konusu (F) Bölgesi 154 kapı numaralı eve ait 33. Devre için 05/04- 12/04 tarihleri arasını kapsayan 23/10/1990 tarihli devre tatil sözleşmesinin feshine; dava konusu 32.966,31 TL toplam devre tatil bedeli alacağının 5.000,00 TL'sinin 20/06/2019 dava tarihinden, 27.966,31 TL'sinin ıslah tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karşı davanın reddine ..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğinden kaynaklandığı, devre mülk hakkının kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bulunması nedeniyle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bu satışın resmi şekilde yapılması gerektiği, davaya konu sözleşmenin ise resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması ve taşınmazın konut ve tatil amaçlı alınması gerekir. Kaldı ki davacı tarafından iki adet devremülk hakkının alımı sözkonusudur. Bu durumda 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın genel Mahkemelerde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....