İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, taraflar arasında imzalanan 24/04/2016 tarihli ET01- 0528 numaralı devremülk satış sözleşmesinin iptaline, 10.500,00 TL'nin 30/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Yalova İli, Termal İlçesi, 424 ada, 23 parselde davacı adına olan tapu kaydının masrafları davalıya ait olmak üzere iptali ile önceki malik adına tesciline dair karar verilmiştir. Kararı davalı istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüketici mahkemesinin görevli olmadığını, davacının cayma hakkının bulunmadığını, imzalanan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olmadığını, tesislerin tamamlandığını ve faal durumda olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk sözleşmesinin feshi ile ödenen bedellerin iadesi istemini içermektedir....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....
Mahkemece, Taraflar arasında akdedilen 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, sözleşmeden dolayı davacı tarafından ödenen 8.000,00 TL'nin dava tarihi olan 24/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Davacı tarafından davalı tarafa verilen 4.500,00 TL bedelli senetin iptali ile davacıya iadesine, Davacının 18/01/2015 tarih ve İD 200043 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 18.01.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
İlk Derece mahkemesince; Davanın kabulü ile; Taraflar arasındaki 12.10.2013 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin feshine, davacı tüketici yanca davalıya ödenen 8.000,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine davalı vekilince yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı ile davalı arasında 12/10/2013 tarihli adi yazılı sözleşme ile dava konusu devremülkün davalı tarafından 8.000 TL karşılığında satışının kararlaştırıldığı, davacı tarafından sunulan dekontlardan bedelin davacı tarafından davalıya ödendiği, ayrıca, sözleşmeye konu 147 ada 1 parselin parselde davacı adına kayıtlı taşınmaz kaydı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili devre mülk satış sözleşmesinin feshi nedeniyle ödediği bedelin iadesi başlatılan takibe yapılan itirazın kaldırılması istemiyle eldeki davayı açmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE , Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin, senetlerin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Adana 4. Tüketici Mahkemesince, davacının talebinin kabul edilmesi halinde sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak tarafların aldıklarını iade etmeleri ve davacı adına kayıtlı tapuların davalı adına tescili gerekeceğinden, taşınmazların aynına ilişkin davalarda yetkili mahkemenin HMK'nın 12. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Erzin 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, dosyanın taşınmaz aynına ilişkin olmadığı, bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devre Mülk Hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinin iptali ile ödenenin iadesi istemine ilişkindir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararında; "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik sözleşmesi dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların" temyiz incelemesinin Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağı belirtilmiş olmakla; uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....
Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; Dava, devre mülk satış vaadi sözleşmesi ve eklerinin iptali, davalı tarafa verilen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve yapılan ödemelerin iadesi istemlerine ilişkindir. Davacı, 28/12/2014 tarihli Devre Mülk Satış Sözleşmesinin eki yapılan 3 sayfalık 4 maddelik 31/08/2019 tarihli İD sözleşme nolu 2. Sözleşmenin ayrı ayrı feshine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik davacı tarafından yana yapılmış olan toplam 23.000,00 TL ödenmesinin, dava tarihindeki enflasyon, euro, dolar, altın parametleri üzerinden ortalama değerinin belirlenip uyarlanarak, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinin incelenmesinde tapu kaydının iptaline ilişkin bir talep olmadığı anlaşılmıştır....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/4117-18427 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya 9 nolu dairenin tapu devrinin taahhüt edildiği ve 6. Döneminin kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....
ise devre mülk sahibinin devremülk hakkından davalının kusuruyla yararlanamaması halinde davalının sözleşme bedelinin % 10'u oranında tazminat ödeyeceği kararlaştırılmıştır....
Nitekim TBMM Devre Mülk ve Devre Tatil Sektörlerinde Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonunun 08.01.2019 tarihli tutanaklarına göre de (www.tbmm.gov.tr /develop/owa/ komisyon_tutanakları), komisyonda görüş bildiren yetkililer devre tatil sözleşmesinin şahsi hak olarak nitelendirilebilecek olanlarının devre tatil sistemleri, diğerlerinin de ayni hak tanıyan, kişiye mülkiyet hakkı tanıyan ve onun üzerinde sınırsız tasarruf imkânı veren devre mülk sistemleri olarak iki ana gruba ayrıldığını, devre mülk sistemlerinin de kendi içerisinde devre mülk, ya da müşterek mülkiyet payına bağlı olarak paylı sistem, dönem mülk veya hisseli gayrimenkul olarak tanımlandığını açıklamışlardır. 5. 6502 sayılı Kanun’un 50 ıncı maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra, ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir...